Bursa'da kocasını meyve suyuna uyku ilacı atıp uyuttuktan sonra eve aldığı sevgilisini aynı yöntemle uyutup oğlu ile birlikte öldürerek cesedini yaktırdığı iddia edilen kadın ilk kez hakim karşısına çıktı. Oğlunun suçsuz olduğunu söyleyen bayan sanık, "Ben ailemi çok seviyordum. Maktul bu sevgimi kullandı" diye konuştu. 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, "tasarlayarak adam öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen anne V.K. (39) "adam öldürmek suçundan" müebbet hapsi istenen yaşı küçük oğlu M.K.(18) ile suç delilerini yok ettikleri iddiasıyla 5'er yıla kadar hapisleri istenen 17 yaşındaki O.K. ve A.T.'nin (19) yargılanmasına başlandı. Sanıklardan birinin yaşının küçük oluşu sebebiyle gizli yapılan duruşmada konuşan V.K., hakkındaki iddiaları yalanladı. 3 çocuk babası maktul Kılıç Kaygusuz'un uzaktan akrabası olduğunu ifade eden V.K., maktulün, cinayetten 5 ay önce kendisini cep telefonundan aramaya başladığını söyledi. Kılıç Kaygusuz'un kendisini çok sevdiğini ve birlikte olmak istemesine karşılık, akrabası olduklarını belirterek bu ilişkiye hep karşı çıktığını dile getiren V.K., "Bir gün eve gelip bir cep telefonu bıraktı. 'Bundan sonra bununla konuşacağız' dedi ve gitti. Başta çağrılarına cevap vermedim. Ama sonra ev telefonundan arayıp, durumu kocama anlatacağını söyledi. Beni tehdit edince korktum. Yine bir gün eve gelip bana zorla tecavüz etti. Bunu kimseye anlatamadım. Onunla konuşmak istemememe rağmen olanları aileme anlatacağını belirterek sürekli beni tehdit ediyordu" dedi. Olay günü maktulün, gece yarısı eve geldiğini ifade eden V.K. "Kocam il dışındaydı. Eve ilişki için gelen maktulun meyve suyuna uyuşturucu hap koydum. Onu içtikten sonra maktul kendinden geçti. Sabah kalktığında hiç bir şeyi hatırlamaz diye düşündüm. Sabah kalkar kalkmaz ırzıma geçmek istedi. Beni yatak odasına doğru sürüklerken elime geçirdiğim ekmek bıçağını ondan kurtulmak için rast gele salladım. Bıçak karnına geldi. Yaralandıktan sonra elimdeki bıçağı aldı. Ondan kurtulup mutfaktan bir meyve bıçağı aldım. Ve onu boynuna sapladım. Tekrar arkamdan gelmeye kalkınca paniğe kapılıp o esnada uyuyan oğlumun odasına gittim. M.K.'yı uyandırdığımda 'Anne sen ne yaptın?' diye sordu. Korktuğumuz için polise haber vermedik. Cesedi banyoya taşıdık. Ertesi gün o işe bense evli kızımın yanına gittim. Oğlum iş çıkışında beni alıp eve gittik. Cesedi atmasını istedim. Bir süre sonra oğlum yanında A.T. ve O.K. ile geldi. Cesedi alıp götürdüler, ona ne yaptıklarını bilmiyorum" diye konuştu. Cinayetin ardından yakalanıncaya kadar geçen yaklaşık 1 haftalık sürede normal günlük hayatlarına devam ettiklerini anlatan V.K. sözlerini şöyle sürdürdü. "Maktulun bana gönderdiği telefonun içinde tehdit mesajlarını okudukça sinir krizilre geçiriyordum. Ben suçu tek başıma işledim. Oğlum sonradan olaya katıldı. Ancak maktule o hiç vurmadı. Çok pişmanım. Yuvamı dağıtmamak için bana yaptıklarına boyun eğdim. Ailemi dağıtmasından korktuğum için yaptıklarına katlandım. Eşimin ve çocuklarımın yüzüne bakamam diye sustum. Ailemi çok seviyorum. Maktul de bunu bildiği için benim bu zaafımı kullandı. Beni zayıf olan bu yönümden vurdu". Yaşı küçük sanık M.K. ise cinayetle hiç bir ilgisinin olmadığını ifade ederek, "O.K. üzerine benzin döktü. Ben ise hemen ateşe verdim. Ve hemen kaçtık" dedi. Diğer sanıklar da haklarındaki iddiaları yalanlayarak suçsuz olduklarını söyledi. Duruşmaya müşteki olarak katılan maktulün eşi Y.K. yalan söylediğini ileri sürdüğü sanıklardan şikayetçi oldu. Ana-oğlun tahliye talebini reddeden mahkeme, diğer tutuklu sanıklar A.T. ve O.K.'nın salıverilmesine karar verdi. Dava maktulle sanık arasındaki telefon görüşmeleri ve yazışmalarının incelenmesi için ertelendi.