Türkiye Nükleer Tıp Derneği tarafından bu yıl 27.’si düzenlenen Ulusal Nükleer Tıp Kongresi Çukurova Üniversitesi ev sahipliğinde Sheraton Otel’de başladı.

Türkiye Nükleer Tıp Derneği’nin 40. kuruluş yılı onuruna gerçekleştirilen kongreye Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, Türkiye Nükleer Tıp Derneği Başkanı Prof. Dr. Zehra Özcan ve çok sayıda akademisyen katıldı. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi'nin ana teması “Nükleer Tıbbın 40 yıllık yolculuğu” olarak belirlenirken açılış konuşmasını gerçekleştiren Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, nükleer tıbbın temelinin 1930’lu yıllarda yapay radyoaktivitenin keşfedilmesiyle atıldığını hatırlattı.

Prof. Dr. Kibar, ülkemizde nükleer tıp alanındaki gelişmelerin hemen hemen dünyadaki teknolojik gelişmelere paralel seyir gösterdiğini belirterek, ilk dönemlerde farklı branşlara bağlı “radyoizotop laboratuvarı” olarak faaliyet alanı bulan nükleer tıp çalışmalarının, 1973 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından ayrı bir uzmanlık branşı olarak belirlendiğini söyledi. Prof. Dr. Kibar konuşmasına şöyle devam etti: "Günümüzde hem tanı hem de tedaviye yönelik çok geniş bir yelpazede sağlık hizmeti sunmakta olan uzmanlık alanımız, gelecekte de çok önemli gelişmeler gösterme potansiyeli taşımaktadır. Şüphesiz ki bu noktaya gelmemiz, süreç boyunca geliştirdiğimiz ortak bir çaba ve heyecanın sonucunda ortaya çıkmıştır. Kısıtlı olanaklarla zor koşullarda çalışarak mesleğimize büyük bir ivme kazandıran kıymetli hocalarımızın tutuşturduğu meşaleyi, şüphesiz bizler de aynı istek ve çabayla bizden sonraki kuşaklara emanet edeceğiz. Ne mutlu ki, branşımızın vaat ettiği muazzam potansiyel genç nükleer tıpçılarda da karşılığını bulmaktadır. Ve inanıyorum ki, ilerlemeler her geçen gün katlanarak hızlanacak ve hem hekim hem de hasta açısından önemli gelişmeler kaydetmemizi sağlayacaktır."

Rektör Prof. Dr. Kibar, ikinci kez kongreye ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını belirterek konuklara Adana ve Çukurova Üniversitesini tanıttı. Kongrenin Portakal Çiçeği Karnavalına denk gelmesinin de ayrı bir güzellik olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kibar şunları kaydetti:"Nükleer Tıbbın ayrı bir uzmanlık alanı olarak kabul edildiği 1973 yılında yani 42 yıl önce, Adana şehir kültürüne Üniversitemizin de eklenmesiyle, bilime ve gelişmeye doğru önemli bir adım atılmıştır. Kültürel genlerinde çeşitli efsaneleri barındıran yöremizde, en tanıdık efsane Lokman Hekim ve ölümsüzlük iksirine dair olandır. Rivayete göre ölümsüzlük formülünün hem keşfedildiği hem de kaybedildiği yöremizde, Tıp Fakültemiz 1972 yılında, üniversitemizin kuruluşundan bir yıl önce kurulmuştur. Ülkemizin 11. üniversitesi olarak kurulan Çukurova Üniversitesi, halen 16 fakülte, 15 meslek yüksekokulu, 3 yüksekokul, 3 enstitü, 1 devlet konservatuvarı, 32 araştırma ve uygulama merkezi ve yaklaşık 50 bin öğrencisiyle çağdaş eğitimin ve bilimin öncüsü olmaya, Türk Yükseköğretimine önemli katkılar sunmaya devam etmektedir."

Türkiye Nükleer Tıp Derneği Başkanı Prof. Dr. Zehra Özcan ise Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar’a ev sahipliği için teşekkür ederken 40 yıla yakışır bir organizasyon yaptıklarını söyledi. Genç meslektaşlarına da imkan verdiklerini anlatan Dernek Başkanı Prof. Dr. Zehra Özcan tüm katılımcılara teşekkür etti.

Kongre plaket takdiminin ardından Çukurova Üniversitesi Devlet Orkestrası dinletisi ile verilen kokteylle devam etti. Kongre 5 Nisan’a kadar devam edecek.