Adana Ticaret Odası Meclis Üyesi Levent Yamaç, çevre kirliliğinde en çok şikayet edilenin ambalaj malzemesi plastikler olduğunu belirterek, "Ancak gerçek şudur ki; doğayı plastik değil insan kirletir. Bizler atıklarımızı geri dönüşüme kazandırdığımız sürece dünyanın da kirlenmeyeceği ortadadır” dedi.
Faaliyet gösterdiği ambalaj sektörü ve geri dönüşümün önemi konusunda ATO Meclis üyelerine yönelik bir sunum gerçekleştiren Levent Yamaç, ambalaj, içerisinde yer alan ürünü, ürünün yapısına ve şekline göre en iyi şekilde koruyan, temiz kalmasını sağlayan, taşınmasını kolaylaştıran ve aynı zamanda ürünün tanıtımını yapan değerli bir malzeme olarak tanımlanabileceğini söyledi. Yamaç, “Önceleri sadece ürünü muhafaza etme ve taşıma görevini üstlenmiş olan ambalajlar, günümüzde içindeki ürünü temiz bir biçimde saklayabilmenin yanında ürünü tanıtan, anlatan bir araç halini almıştır. Bu açıdan ambalaj, tüketicilerin satın alma kararlarında etkilidir. Ürünün sağlıklı koşullarda saklanması, ürünün ambalaj üzerindeki kod uygulamalarıyla izlenebilir olmasına imkan tanıması ve marka görsellerini ve bilgilerini içermesi nedeniyle ambalaj, nihai satış aşamasında etkili bir faktör olmaktadır” diye konuştu.
Türkiye’de ambalaj malzemelerinin temel olarak kağıt/karton, plastik, cam, metal ve ahşap olmak üzere 5 ana bölüme ayrılabileceğini vurgulayan Yamaç, ülkemizde ambalajın gelişimi konusunda şu bilgileri verdi:
“1960’lı yıllarda ülkemizdeki ambalaj malzemeleri kağıt, karton, selofan, cam ve ahşaptan oluşuyordu. İhracatta tahta kutu ve sandıklar ile jüt çuvallar kullanılıyordu. Türkiye’de ambalaj sektörünün ilk gelişimi, teneke kutu dalında oldu. Bu dönemde, ilk kez kendi ürünlerini ambalajlamak için ambalaj üretimi yapan işletmelerin dışında yalnızca ambalaj üreten işletmeler kurulmaya başlandı. Teneke kutu alanında yaşanan bu gelişme, daha sonra karton ambalaj ve plastik ambalaj alanlarına da yayıldı. 1980’li yılların başında ülkemizde ilk kez pet şişe üretilmeye başlandı. Su ambalajlamada kullanılmaya başlanan pet şişeler, çok kısa süre içinde, sıvı gıda maddelerinin ambalajlanmasında yaygın şekilde kullanılır hale geldi. Bu durum, çok eski bir geçmişe sahip olan cam ambalajın pazar kaygısı ile teknolojisini yenilemesine neden oldu. Köyden kente göç, yaşam standartlarının yükselmesi ve buna paralel olarak perakende alışveriş eğiliminin artması ile tüketim alışkanlıkları değişmiş ambalajlı ürünler tercih edilir hale gelmiştir. 2014 yılında kişi başı ambalaj tüketimi 220 dolar seviyesine kadar ulaşmıştır. Ambalaj sektörü ihracatını, 2015’in ilk 9 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artırdı ve 2.77 milyar dolar seviyesine çıkardı. İthalat ise aynı dönemde 2.37 milyar dolarda kaldı ve sektör 400 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi.Özellikle son yıllarda hızla gelişen ve yılda ortalama yüzde 10 oranında büyüme kaydeden Türkiye ambalaj sanayisinde faaliyet gösteren firmaların büyük çoğunluğu KOBİlerden oluşmaktadır. Yılda 4,5-5 milyon ton düzeyinde üretim yapan sektörde, 1,7 milyon tonluk yıllık üretim ile en yüksek payı, kâğıt, karton ve oluklu mukavva ürünleri oluşturmaktadır. Bu alt sektörü, yılda 1,5 milyon tonluk üretim ile plastik, 750 bin ton ile cam, 600 bin ton ile metal ve 500 bin ton ile ahşap ambalaj ürünleri izliyor. Türkiye’de yıllık ambalaj tüketimi 3,5 milyon ton düzeyinde seyrediyor.”
Ambalajda geri dönüşüm konusuna da değinen ATO Meclis Üyesi Levent Yamaç, “Geri dönüşüm atık malzemelerin çeşitli fiziksel ve kimyasal işlemler ile hammadde olarak tekrar imalat süreçlerine kazandırılması anlamına gelir. Geri dönüşüm geleceğe ve ekonomiye yatırım demektir; geri dönüşüm ile birlikte; doğal kaynaklarımız korunur; Enerji tasarrufu sağlanır; atık miktarı azalır. Doğal kaynaklarımızın sınırsız olmadığını, dikkat edilmediği sürece bu kaynaklar tükeneceği hepimizin tarafından bilinmektedir. Kaynak israfını önlemenin yanında, hayat standartlarını yükseltme uğraşları ve ortaya çıkan enerji krizi ile bu gerçeği gören gelişmiş ülkeler, atıkların geri kazanılması ve tekrar kullanılması için önemli çalışmalar yapmış ve geliştirmiştir. Dünya nüfusunun artması, sanayinin gelişmesi ile birlikte doğal kaynaklarımız hızla tükenmektedir. Bu nedenle geri dönüşüm doğal kaynaklarımızı korumak ve verimli kullanmak adına yapılabilecek en akıllı işlemdir. Atık malzemelerin hammadde olarak kullanılması, çevre kirliliğinin engellenmesi açısından da önemlidir. Hurda kağıdın tekrar kağıt imalatında kullanılması hava kirliliğini yüzde 94, su kirliliğini yüzde 35, su kullanımını yüzde 45 azaltabilmektedir. Örneğin bir ton atık kağıdın kağıt hamuruna katılmasıyla 20 ağacın kesilmesi önlenebilmektedir. Çevre kirliliğinde en çok şikayet edilen ambalaj malzemesi plastiktir ancak gerçek şudur ki; doğayı plastik değil insan kirletir. Bizler atıklarımızı geri dönüşüme kazandırdığımız sürece dünyanın da kirlenmeyeceği ortadadır” diye konuştu.