ALİ ÇAM'IN YAZISI:

Gülcan'ı ilk olarak Kahramanmaraş çarşı merkezinde, maske takmadığı için kendisini uyaran polisle tartışırken tanıdı tüm Türkiye. 

Gülcan, bir oraya bir oraya gidiyor, polislere kafa tutuyor, cep telefonuyla aradığı Eshabil isimli kişiden yardım istiyordu. Özellikle Eshabil'i araması alay konusu oldu. Olayla ilgili binlerce tweet atıldı. Polis Karakoluna götürülen Gülcan, ceza yazıldıktan sonra serbest bırakıldı.

Aynı Gülcan daha sonra bir güzellik merkezinde kameralara takıldı. Maske takması için uyarılan Gülcan, camları yumrukladı.

Gülcan, dün bu defa da Belediye Otobüsünde görüntülendi. İddialara göre otobüse maskesiz binmek istemiş, tepki gösterince de otobüs şoförü ve yolcular tarafından tepki gösterilmişti. Gülcan tartışmaya devam ederken maskeliydi. Yani uyarıları dikkate almış ve maske takmıştı.

Gülcan'ın geçen yıl da gittiği bir çay bahçesinde masadaki küllüğü önce yere, ardından da kendisini uyaran garsonların üzerine attığı iddiaları basına yansıdı.

Gülcan'ı tanımam. Hayatımda bir defa bile görmedim, konuşmadım.

Ancak, belki bir eğitimci olmanın verdiği hassasiyet nedeniyle olayın bir başka boyuna değinmek istiyorum.

Öncelikle, Gülcan'ın psikolojik olarak sorunlu olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar özel hayatı hakkında basına bir şey yansımadı ancak, zor bir hayatı olduğunu düşünüyorum. Yani, şımarık bir zengin kızı falan değil...

Bir başka ve hakikaten dikkat edilmesi gereken husus şu:

"Sokakta maskesiz dolaşan, maske tak dendiğinde polise tepki gösteren tek kişi Gülcan mı? Tüm Kahramanmaraş kurallara uyuyor, sadece Gülcan mı kuralları çiğniyor..."

"Belediye otobüsüne Gülcan'dan başka maskesiz binmek isteyen kimse olmuyor mu? Herkes onlara aynı tepkiyi gösteriyor mu? Maskesiz binmek isteyen herkesin görüntüleri çekilip basına ve sosyal medyaya servis ediliyor mu? Yoksa kuralları çiğneyen Gülcan olduğu için mi hemen eller kameranın kayıt düğmesine gidiyor?

Bu koca şehirde Gülcan dışında otobüse maskesiz binmek isteyen bir tek kişi dahi olmadığına şahitlik eder misiniz?

Gülcan'ı nazikçe uyarmak yerine onun ruh halini bilenler tarafından, sinirleriyle oynanmasının etkisi var mı acaba bu olaylarda?

Gülcan'ı öfkelendirirsek buradan bir haber çıkarırız vicdansızlığı olablir mi izlediğimiz haberin asıl kaynağı?

Gülcan'ın haberleri çok okunuyor. Sosyal medyada da çok paylaşılıyor, sayfalar yeni yeni üyeler kazanıyor. Haber kanallarının reytingleri yükseliyor.

Gülcan'a binlerce kişi küfrediyor. 

Toplum el birliği içinde Gülcan'ı linç ediyor..

Haber sitelerimiz, gazetelerimiz, sosyal medya sayfalarımız kazanırken biz Gülcan'ı kaybediyoruz...

Yanlış yapıyoruz.

Anlaşılıyor ki; Gülcan'ın üstüne gitmeye devam edersek ondan çok daha haberlik malzeme çıkarabiliriz.

Sokakta yürürken, markette alışveriş yaparken, hastanede sıra beklerken...

Tanıdık ya artık, gidelim biraz üzerine.

Yeni ve daha etkili haberler için basalım kameranın kaydet tuşuna.

Alın size bir Gülcan haberi daha.

Aman ha, Gülcan'ın canını çıkarmadan bırakmayalım peşini (!)

...

Vicdan... Birazcık vicdan...

Hepimizin çokça vicdanlı olmaya ihtiyacı var...

Saygılarımla...

Not: Emniyet Kuvvetlerinin kurallara uyulması konusundaki çabalarını, uyarılarını, gayretlerini çok önemsiyor, çok kıymetli ve haklı buluyorum. Sözüm görevini yapan polislerimize değil. Gülcan'ı takibi kendine iş edinenlere...

Not 2: Yazı yayınlandıktan sonra Gülcan'la ilgili birinci ağızdan aldığım bir bilgi ne kadar doğru bir yazı yazdığımı ortaya koyuyor. Yazdıklarımı anlayıp anlamamak, vicdanlı olup olmamak elbette sizin tercihiniz. Herkes tercihine göre yaşar. Yüreğiniz tercihinizin ağırlığını kaldıracak güçteyse sıkıntı yok. Kalın sağlıcakla...