Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı’ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığının (ÖKK) ele geçirilme teşebbüsüne ilişkin 69 sanığın yargılandığı davanın beşinci celsesi tamamlandı.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davaya sanıklar, taraf avukatları, müşteki İsmail Oğuz ve sanık yakınları katıldı. Davanın öğleden sonraki kısmında tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi. Sanık eski Piyade Teğmen Osman Çolak, ÖKK’de kursiyer subay olduğunu 14 Temmuz’da da mezuniyet törenlerinin yapıldığını söyledi. Sanıklardan eski Üsteğmen Sezgin Güney’in mezun olan kursiyerlere yemek ısmarlaması üzerine 15 Temmuz akşamı Güney’in evine gittiklerini öne süren Çolak, "Bilal Tosun Teğmen, Engin Teğmen ve ben Sezgin Güney Üsteğmen’in evine gittik. Sezgin Üsteğmen kapıyı açtı içeriye oturduk ve Sezgin Üsteğmen birkaç kişinin daha geleceğini söyledi. Yarım saat sonra kurstan öğretmenlerimiz Yakup Akkuş, Uğur Demirtaş, Ramazan Kılıç ve Serdar Coşkun geldi. Evde toplam 8 kişiydik" diye konuştu.

Nizamiyede mevzide beklerken uyuya kalmış

İlerleyen saatlerde Sezgin Güney’e ÖKK’den telefon geldiğini ve konvansiyonel olmayan harekat (KOH) tatbikatı olduğunun söylenildiğini anlatan Çolak, bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına gittiklerini kaydetti. Çolak, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında yoğun bir kalabalık olduğunu gördüğünü belirterek, "Bize ’hemen giyinin’ denildi. Bir müddet sonra da bize ’birliğinizde terör saldırısı var, birliğe gideceksiniz’ denildi. Bizi hemen araçlara bindirdiler. Birliğimize son sürat gittik. Nizamiye kapısına vardığımızda Sezgin Üsteğmen diyafondan konuştu ve kapı açıldı. Nizamiyeye girdikten sonra yine durdurulduk ve Volkan Vural Bal Yüzbaşı geldi. Araçlara tek tek bakarak bizleri içeriye aldı. Karargaha gittik ve biz alt katta bekledik, üst kata kim çıktı bilmiyorum. Sezgin Üsteğmen yanımıza geldi ve ’nizamiyeye gidiyorsunuz, oranın emniyetini alacaksınız’ dedi. Bu olaylar saat 00.15 sıralarında oldu. Nizamiyede ağaçların arasında mevzideyken uyuyakaldım. 2 saat falan uyumuşum gelen helikopterin sesine uyandım" ifadelerini kullandı.

Ele geçirilen 1 dolar düğünden kalmaymış

Çolak, saat 06.00’a kadar mevzide bulunduğu yerden ayrılmadığını iddia ederek, bir müddet sonra da derdest edildiğini anlattı. Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu, Çolak’a odasında bulunan D serisi 1 doları sordu. Çolak, "Ben kursiyer olduğum için benim odam yok. 2 adet 1 dolar benim cüzdanımdan çıktı. Onlardan biri sahte, biri gerçek 1 dolar. Onlar dayımın düğününden kalma" cevabını verdi.

"Ben bu listenin 15 Temmuz sürecinde oluşturulup, sürekli güncellendiğini düşünüyorum"

Sanık eski Kıdemli Başçavuş Osman Yalçın, 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ ile bir ilgisinin olmadığını öne sürdü. Sanıklardan eski Albay Ümit Bak’ın üzerinden çıkan darbe teşebbüsüne katılabilecek olan kişilerin listesinde isminin yer almasına ilişkin Yalçın, "Öyle bir liste olduğunu bugüne kadar görmedik. Sadece dün sizin gösterdiğiniz fotokopiden uzaktan gördüm. Ben bu listenin 15 Temmuz sürecinde oluşturulup, sürekli güncellendiğini düşünüyorum. Böyle olmasaydı listedeki birini 16 Temmuz’da, diğerini 27 Temmuz’da, diğer kişiyi ise 6 Ağustos tarihinde tutukladılar. Eğer bu liste varsa o kişiler 16 Temmuz’da tutuklanmış olurdu" dedi.

Yalçın, darbe teşebbüsünden eşinin annesinin araması üzerine haberi olduğunu öne sürerek, "Çocuklarım televizyonda oyun oynadığı için televizyon izleyemiyordum. Daha sonra televizyonu açtım ve darbe teşebbüsünü gördüm. 15 Temmuz gününde evdeydim. 16 Temmuz’da cenaze törenlerine katıldım. 27 Temmuz’a kadar görevimin başındaydım ve ardından tutuklandım. Suçsuzum, bütün suçlamaları reddediyorum ve tahliyemi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.

Sanık eski Kurmay Binbaşı Ömer Faruk Cavlazoğlu da, ÖKK’nin Kilis’teki tugayında kurmay başkanı olduğunu, 13 Temmuz günü de izne ayrıldığını söyledi. 15 Temmuz günü erkek kardeşinin evinde ziyarette olduğunu anlatan Cavlazoğlu, eşinin babasının araması üzerine darbe girişiminden haberdar olduğunu öne sürdü. Daha sonra televizyonu izlemeye başladığını belirten Cavlazoğlu, olayları basından takip etmeye başladığını ifade etti. Cavlazoğlu, yerine vekil bıraktığı yarbayı aradığını ve bilgi almaya çalıştığını belirterek, "Herhangi bir bilgiye sahip olmadığını, bir görev almadıklarını bana bildirdi. Hatay’da görevli olan arkadaşım Kurmay Binbaşı Yıldıray Yılmaz beni aradı ve planlı izninin bitmesi nedeniyle dönüş yolunda olduğunu, durumları televizyondan izlediğini söyledi. Bana herhangi bir emir olup olmadığını sordu. Ben de izinde olduğumu, bana ulaşmış bir emir olmadığını söyledim" şeklinde konuştu.

Darbe girişimi şüphelilerinden eski Albay Fırat Alakuş’u aradığını aktaran Cavlazoğlu, "Amacım neler olduğunu, bir görev verilip verilmediğini öğrenmekti. Telefonu açtı ancak konuşmadı. Telefonu kapatmadığı için albay rütbesinde olduğundan nezaketen bir müddet bekledim, görüşmem olmadı. Bir süre daha olayları basından takip ettikten sonra yattım. Darbe koordinasyonu yapan kişinin yatmak yerine darbeye iştirak etmesi gerekir. Telefondan görüştüğüm kişiler birbirinden bağımsız hareket eden, bağı olmayan, farklı yerlerdeki kişilerdir. Görüşmelerim çok kısa olmuştur. Ben Şükrü Seymen’in Marmaris’te, Fırat Alakuş’un Genelkurmay’da görev aldığını sonradan öğrendim. Darbe girişiminden haberim olsa izne ayrılmazdım Kilis’teki birliğimde olurdum veya izindeyken de bir faaliyete katılmam gerekirdi. Benim olay günü herhangi bir emir veya talimatım olmamıştır" iddiasında bulundu.

"Zekai Aksakallı darbeye karışıp karışmadığımı sordu"

Cavlazoğlu, birliğinden çağırırlar diye bir müddet beklediğini, çağrılmaması üzerine tatiline devam ettiğini söyledi. Cavlazoğlu, "Kendim daha sonra Tugay Komutanım Halil Soysal’ı aradım. Kilis’e dönmem yönünde emirlerini aldım ve 18 Temmuz günü birliğime katıldım. 18-24 Temmuz tarihleri arasında Kilis’te mesaime devam ettim. 24 Temmuz sabahı arandım ve ÖKK Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı’nın personel ihtiyacı nedeniyle Ankara’ya çağrıldığım bildirildi. Ben de Gölbaşı’ndaki ÖKK’ye gittim. Nezaketen Zekai Aksakallı’nın yanına gittiğimde bana suçlayıcı bir dille darbeye karışıp karışmadığımı sordu. Ben de Konya’da ailemin yanında izinli olduğumu söyledim. Daha sonra tutuklandım. Rütbemi söküp beni başka odaya aldılar" dedi.