Geçtiğimiz yıl uğradığı silahlı saldırı sonucu şehit edilen Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi Müdürü İsmet Aktürk’ün cinayet davasının görülmesine bugün devam edildi.
Görülen duruşmada tanık ifadeleri alınırken mahkeme başkanı Yusuf Coşkun ve sanık avukatları arasında tansiyon yükseldi. Kocaeli 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 2’nci duruşmaya maktul Cezaevi Müdürü İsmet Aktürk’ün eşi Gülay Aktürk ile avukatı Hakan Karakuş, cinayeti azmettirdiği iddia edilen tutuklu sanık Mustafa Taştan görüntülü konuşma sistemi olan SEGBİS ile bağlandı. Ayrıca duruşmaya tutuklu sanıklar Tuncer Sobacı, Şerafettin Dadaş, İdris Demirel ile sanık avukatları katılırken sanıklar Özgür Tecer ve Mehmet Ayhan bulundukları cezaevindeki SEGBİS sistemlerindeki sorun nedeniyle katılmadı. Duruşmada cezaevinde görevli 2’nci Müdürler Mustafa Tatlıca, Mustafa Bekdemir, Zafer Çolakoğlu ve baş memur Ali Dinçer tanık olarak ifade verdi.
Mahkumun yakınları öldürmüştü
Geçtiğimiz yıl 16 Haziran tarihinde evinden çıkarak cezaevine giderken İzmit’te kırmızı ışıkta beklediği sırada Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi Müdürü İsmet Aktürk uğradığı silahlı saldırı sonucunda şehit edilmişti. Emniyet güçlerinin yürüttüğü soruşturma kapsamında Aktürk’ün, cezaevinde Mustafa Taştan isimli bir mahkum ile tartıştığı ve bu mahkumun yakınları tarafından öldürüldüğü ortaya çıkmıştı. Soruşturma kapsamında Ankara’da yakalanan sanıklar Tuncer Sobacı, Şerafettin Dadaş, İdris Demirel, Özgür Tecer ve Mehmet Ayhan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Konuyla alakalı davanın görülmesine bugün devam edilirken duruşmada tansiyon ara ara yükseldi.
“Hiçbir tehdidim olmadı”
Duruşmada SEGBİS ile savunma yapan Mustafa Taştan, “17 yıldır cezaevinde yatan bir insanım. 3 buçuk yıldır da Kocaeli cezaevinde bulunuyorum. Cezaevi müdürü ile KOAH hastalığım nedeniyle hastaneye sevk konusunda sadece bir kez görüştüm. O gün hastaneye sevkimin mümkün olmadığını söylediklerinde sadece kızgınlıkla ’Beni öldürmek mi istiyorsunuz’ dedim. Hiçbir tehdidim olmadı. Öldürülmesi konusunda herhangi bir talimat vermiş değilim. Bu konuda hiçbir delil yok. Maktul müdür cezaevinde görev yaptığı dönemde herhangi bir disiplin cezası almadığım gibi her ay ödüllendirildim” ifadelerini kullandı.
“Müdüre bunu yanına bırakmayacağını söyledi”
Duruşmada daha sonra tanık olarak ifade veren cezaevinde görev yapan baş memur Ali Dinçer, “Sanık Mustafa Taştan’ın hastaneye sevki ile ilgili bir sıkıntı vardı. Kontrol için gelen sağlık memuru avukatın yanında sanık Mustafa Taştan’a Kocaeli’de bir hastaneye gideceğini ancak istediği hastaneye gidemeyeceğini söyledi. Daha sonra sanık sinirlenerek sağlık problemi olduğunu ve ameliyat olmasının engellenemeyeceğini söyledi. Müdüre, ’Senin yapacağın işin…’ diye başlayan cümlelerle hakaret etti ve onun yanına bırakmayacağım diyerek avukatına halletmesini söyledi. Avukatı gerekli başvuruları yaparız dedi. Daha sonra koğuşa döndü” dedi.
“Sanıklar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır”
Mahkeme salonunda hazır bulunan maktul müdürün eşi Gülay Aktürk ise “Ben şikayetçiyim. Sanıklar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Benim hukukla bir ilgim yok ama iddianameyi okuduğumda bu suçu onların işlediğine kanaat getirdim" dedi.
Tüm beyanların alınmasının ardından mahkeme heyeti kısa bir ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, tanık Erdal Bayram’ın ceza İnfaz Kurumundan çağrılmasına, tanıklar Güneri Güngör ve Berkan Matlar hakkında yazılan talimat cevabının beklenmesine, tanık Manise Çolakoğlu’nun zorla getirilmesine, tanık infaz koruma memurları Ünal Yurday için Salihli, Gökhan Taşova için Gümüşhacıköy mahkemelerine talimat yazılmasına, sanık Mustafa Taştan’ın ceza infaz kurumunda aldığı ödüller ile disiplin cezalarının Kandıra 1 Nolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu’ndan sorulmasına ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 26 Eylül’e erteledi.