Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada savunma yapan dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde komiser yardımcısı olarak görev yapan Özkan Mumcu, ’Ne pahasına olursa olsun öldürülecek’ bilgisini sakladığının iddia edildiğini belirterek, "Bu ifadenin resmi yazıya ’Ses getirecek eylem’ olarak geçirilmesinde benim herhangi bir dahilim yoktur" dedi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni  Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde komiser yardımcısı olarak görev yapan Özkan Mumcu savunma yaptı.
Cinayet tarihinde askerde olduğunu anlatan sanık Mumcu ifadesinde, "Komiser yardımcısı olarak görev yapmakta iken cinayetten 6 ay önce askere gittim. Cinayet tarihinde askerdim. Cinayet işlendikten 20 gün sonra gelip görevime başladım. Herhangi bir yetkisi olmayan bir kişi olarak olmayan görevi ihmal ederek bir insanı kasten öldürme suçundan 15 ay tutuklu kaldım" dedi.
Hrant Dink’i ’Ne pahasına olursa olsun öldüreceğine’ dair Yasin Hayal’in verdiği bilgiye dair raporu Muhittin Zenit’in hazırlayıp kendisine sunduğunu anlatan Mumcu, "Ben de okudum herhangi bir değişiklik yapmadım. Ercan Demir, Engin Dinç son olarak da Ramazan Akyürek müdürümüze sunuluyor. Ramazan Akyürek’in imzalamış hali de İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderiliyor. Daha sonra Engin Dinç, ‘Özkan bu konu önemli biz bunu İstanbul’a bildirelim’ dedi. Engin Dinç, ‘Konu ile ilgili bir de resmi yazı yazalım’ dedi" diye konuştu.
"’Ses getirecek eylem’ ifadesinde benim dahilim yok"
İki farklı resmi yazı olmadığını savunan Mumcu, "Biri daireye hitaben F4 raporu, biri de resmi yazıdır. 4 sayfalık F4 raporunu kopyalayıp üst yazı haline getirdik. Kendisine sundum. Okudu ve bana ‘Bu eleman ağzı ile yazılmış’ dedi. Yazının istihbarat ve resmi yazı diline uygun olmadığını söyledi. Kendisi bizzat en son haline şuan soruşturmaya konu olan haline dönüştürdü. Bu raporda ne olursa olsun öldürülecek ibaresinin resmi yazıya ses getirecek eylem olarak geçirilmesinde benim herhangi bir dahilim yoktur. Engin Dinç müdürüm buraya geldiğinde kendisi anlatacaktır" ifadelerini kullandı.
"Yazıda ima yok yaklaşımını hayretle karşılıyorum"
"Yazıyı okuduğumda Hrant Dink’in öldürüleceğini net bir şekilde anlıyorum" diyen Mumcu, "Bu yazıyı okuyan herkes de böyle anladı. Yazıda ima yok gibi yaklaşımları hayretle karşılıyorum. Anlam veremiyorum. Burada boya sıkmak, birinin soyunması, yumurta atılmasından bahsedilmiyor ki böyle yorumlara şaşırıyorum. Burada kast ettiğimiz yeniden bombalı saldırı yapabileceğidir. Daha önce McDonald’s’a bomba attı. Yazının dağıtımı yapılıyor. Gereği için İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne bilgi için de İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderiliyor. Tüm yazışmalara ilişkin İstihbarat Daire Başkanlığı’na bilgi verilir" dedi.
"30 kişinin bildiği bir konuyu ben nasıl gizleyebilirim"
Mumcu,  ‘Ne pahasına olursa olsun öldürülecek’ bilgisini sakladığının iddia edildiğini söyleyerek, "Bu doğru değil. İstanbul Emniyetine bildirilmiştir. Beni arayan dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli komiser yardımcısı Volkan Altunbulak’a da bilgi, sözlü olarak verilmiştir. Bilgiyi veren ben, suçlanan ben. Trabzon’da bu konuyu 10 kişi biliyor. İstihbarat Dairesinde 10 kişi biliyor. İstanbul’da 10 kişi biliyor. 30 kişinin bildiği bir konuyu ben nasıl gizleyebilirim? Niye gizleyeyim?" ifadelerini kullandı.
Özkan Mumcu’nun ifadesini tamamlamasıyla birlikte duruşma yarın Mumcu’nun çarpraz sorgusu ile devam edecek.