İSTANBUL (İHA) – “Tahşiyeciler” grubuna kumpas kurulduğu iddiasıyla açılan davada Ertuğrul Özkök, tanık olarak ifade verdi. Fethullah Gülen’in 6 Nisan 2009 tarihinde yayınlanan bir konuşmasında ortada hiçbir şey yokken irtica ve türban konusunu gündeme getirmesinin bir gazeteci olarak dikkatini çektiğini belirten Özkök, bunun üzerine “Hoca bu konuyu niye açtı” başlıklı bir yazı kaleme aldığını söyledi.
“Tahşiyeciler” olarak bilinen gruba kumpas kurdukları iddiasıyla, yokluğunda hakkında tutuklama kararı verilen firari sanık Fethullah Gülen ile kapatılan Samanyolu Yayın Grubu eski Başkanı Hidayet Karaca, emniyet müdürleri Ömer Köse, Yurt Atayün ve Ali Fuat Yılmazer’in de bulunduğu 9’u tutuklu 33 sanıklı davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Hidayet Karaca ve Ömer Köse’nin de aralarında bulunduğu bazı tutuklu sanıklar ile davanın bazı şikayetçiler hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar, duruşmada tanık olarak hazır bulunan köşe yazarı Ertuğrul Özkök’e, 8 Nisan 2009 tarihli “Hoca bu konuyu niye açtı” başlıklı köşe yazısını hatırlatarak, yazıya konu konuşmayı nereden izlediğini ve bildiklerini anlatmasını istedi. Özkök ifadesinde, Fethullah Gülen’in bir internet sitesinde yaptığı açıklamayla ilgili bir haber okuduktan sonra, o dönem Genel Yayın Yönetmeni olduğu Hürriyet gazetesinde, ekibindeki kişileri konuşmayı bulmalarını istediğini ve akabinde konuşmayı izlediğini söyledi.
“Tahşiye kelimesinin ne anlama geldiğini hala bilmiyorum”
Ülkenin o dönem irtica ve türbanla ilgili bir sorunu yokken Gülen’in böyle bir konuyu neden gündeme getirdiğini anlamadığını kaydeden Özkök, Gülen’in konuşması üzerine bunu araştırmak için kim olduğunu hatırlamadığı biriyle o dönem telefonla konuştuğunu ifade etti. Üzerinden uzun yıllar geçtiği için konuşmanın içeriğini de hatırlamadığını dile getiren Özkök, “Bildiklerim yalnızca yazdıklarımdan ibarettir. Ben ‘tahşiye’ kelimesini ilk kez Gülen’in konuşmasında duydum ve anlama geldiğini bile bilmiyorum. Hala da bilmiyorum. Onun bir örgüt olduğunu da bilmiyordum. Fethullah Gülen’in ortada bir şey yokken böyle durup dururken irticayı kaşıması ve türban konusuyla ilgili böyle bir demeç verme ihtiyacı duyması dikkatimi çekti.
“Gülen durup dururken irtica konusunu neden kaşıdı?”
Kiminle konuştuğumu hatırlamıyorum. Ekrem Dumanlı da olabilir bir başkası ile de konuşmuş olabilirim. Ne cevap verdiklerine yazımda yer vermişimdir. Ama çok tatmin edici bir cevap da veremediler. Bu tamamen gazetecilik saiki ile sorulmuş bir sorudur. Benim o konuşmada asıl ilgimi çeken ‘tahşiye’ kelimesi değildi. Durup dururken İslami duyarlılığı olan bir grup niye böyle bir konuyu kaşıyordu. Ortada hiç bir şey yok. Türban konusu olmamış. AK Parti türban kelimesini dile getirmemişti. Bu konuyu neden kaşıdılar onu merak ettim. Bir gazeteci olarak insanın dikkatini çekmemesi mümkün değildi” dedi.
“Komployu haberlerden öğrendim”
Özkök’ün ifadesini tamamlamasının ardından, mahkeme heyeti Özkök’e, “Davanın tanıkları ve mağdurları, Fethullah Gülen’in 6 Nisan 2009 tarihli konuşması kendilerine operasyon yapılacağı şeklinde yorumladıklarını söylediler. Daha sonra operasyon yapıldığında, Gülen’in bu konuşmasını anlamlandırdınız mı?” diye sordu. Özkök, “Ben sadece bu komplo yapıldığı yönünde haberler ortaya çıkınca öğrendim. İlk defa savcılık tarafından, telefonlarımın dinlendiği söylenerek şikayetimin olup olmadığımı öğrenmek için çağırdıklarında öğrendim” yanıtını verdi.
Hidayet Karaca’dan Özkök’e soru
Özkök’ e daha sonra davanın tutuklu sanıklarından Hidayet Karaca, “Siz dünya sinemasına da hakim birisiniz. Ben savunmada HSBC bankasına bombalı saldırı, 7.4’lük İstanbul depremi ve benzeri bazı olayları yaşanmadan önce filmlere konu oldu ve daha sonra gerçekleşti. Yargılama konularından ola 5 bin kelimenin olduğu bir dizi senaryosunda 2 buçuk kelime yüzünden 2 buçuk yıldır tutukluyum. Siz böyle bir olayın terör örgütü kurulması açısından dünyada bir örneğini gördünüz mü?” şeklinde bir soru yöneltti.
“Bu tür sorular sorulacağını bilmiyordum”
Özkök de, “Benim bildiği yok. Buraya tanıklık yapmaya geldiğimde bu tür soruların sorulacağını bilmiyordum. Yazdığım yazıya ilişkin sorular sorulacağını sanıyordum. Ama böyle bir şeye rastlamadım” yanıtı verdi.
Ertuğrul Özkök ifadesinin ardından duruşma salonundan ayrıldı. Mahkeme, tarafların taleplerini aldıktan sonra, duruşmayı erteledi.
İddianameden
İddianamede, bir numaralı sanık Fethullah Gülen ile örgüt yöneticiliği ile suçlanan Hidayet Karaca’nın "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 70 yıldan 235,5 yıla kadar hapsi isteniyor. Eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ömer Köse’nin de aralarında bulunduğu 8’i tutuklu diğer 31 sanığın ise, "silahlı örgüte üye olmak", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 63 yıl 4 aydan 228 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.