ANKARA (İHA) –Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davasının 13. duruşmasında tanıkların ifadeleri alındı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 73 kişi hakkında açılan davanın 13. celsesi görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Hidayet Karaca, İlhan İşbilen, Ali Çelik, Abdülkadir Aksoy, Kazım Avcı, Dilaver Azim ve Alaattin Kaya ile taraf avukatları ve müştekiler katıldı. Duruşmada tanıkların ifadeleri alındı. Tanık Mahmut Karımış, dinlemelerle ilgili savcıya ifade verdiğini anlatarak, dinlemelerin hangi tarihte başladığını söylediğini belirtti. Öğrenim zamanında FETÖ yapılanması ile tanıştığını kaydeden Karımış, Ankara’da üniversite eğitimi gördüğü zamanlarda irtibatının arttığını söyledi. Cemaatten ayrıldığı zaman örgütün kendisine şantaj yaptığını vurgulayan Karımış, okulda da kendisine baskı yapıldığını ve okul arkadaşlarının kendisini uyardığını ifade etti.

1994 yılında Mamak’ta kısa dönem olarak askerliğe başladığını anlatan Karımış, cemaatten tanıştığı bazı kişilerin çoğunu orada gördüğünü kaydederek, "Onlara hepiniz nasıl buraya geldiniz diye sordum. Bana ’sen nasıl geldiysen bizde öyle geldik’ dediler. Benim onlarla bir bağımın kalmadığını, şans eseri buraya çıktığını söyledim. Askeriyede birliklere gelip kısa dönemleri seçiyorlardı, sonra kura ile Anadolu’ya yolluyorlardı. Bu yıl ilk defa ilk önce kura çekildi. Orada kalan arkadaşların tamamı o yapıdan olup da oraya nasıl geldilerse orada kalan arkadaşlardı. Onlara bunu sorduğumda kura çekilirken bir şekilde müdahale edildiğini bana söylediler" diye konuştu.

Örgütten önemli olayların dosyasını çıkarma talimatı

Bankacı olduğunu söyleyen Karımış, askerliği bitirdikten sonra Bursa’ya tayin olduğunu anlattı. Karımış, Bursa’ya gitmesinin ardından cemaatten bazı kişilerin kendisinin yanına geldiğini ve tekrardan cemaate dahil olmasını istediklerini belirterek şunları kaydetti:

"Beni neden istediklerini sordum onlara ve bana cemaati tanıdığımı, faydamın dokunabileceğini söylediler. 1995’in Ağustos ayında beni toplantıya çağırdılar. Uludağ’da yaz kampı vardı oraya gittik. Bir nevi eğitim sürecinden geçiyordu insanlar. Gördüm ki bütün oteller cemaat tarafından kiralanmış. Bütün otellerde cemaatten insanların kaldığını, orada eğitim gördüklerini fark ettim. Burasının jandarmanın görev yeri olduğunu, bu yapılanın normal işler olmadığını ve böyle bir şeye nasıl izin verdiklerini sorduğumda bunun halledildiğini, karışmamam gerektiğini söylediler. İsmail isimli biri orada bize talimat verdi. ’Bundan sonra her biriniz gittiğiniz yerde, bulunduğunuz her yerde önemli olayların dosyasını çıkaracaksınız. İleride bize lazım olacak, ileride bizim kullanabileceğimiz şeyler olabilir o dosyada. Siz sorgulamadan o dosyaları bize yollayacaksınız’ dedi. Bu yapı nasıl bir yapı olmuş diye sordum oradaki arkadaşlara. Daha önce bunları devlet kontrol ediyor sandım ama bunu görünce başkalarının kullandığını düşündüm daha sonra. Ben Bursa’ya indiğimizde dehşete düştüm. Hepimizle ilgili muhtemelen dosyalar tutuldu ve bir yerlerde duruyordur. Muhtemelen imha etmemişlerdir."

Karımış, 2007 yılında tekrardan Ankara’ya geldiğinde, cemaatten tanıştığı bazı arkadaşlarını gördüğünü ve bazılarının yüksek mevkilere geldiğini gördüğünü anlatı. Karımış, "Ben onca yıldan sonra şube müdürü olabildim siz nasıl böyle büyük yerlere geldiniz diye sordum onlara. Bunlar sınavı bile kazanamamışlardı. Bana ’sen de yapının içinde kalsaydın muhtemelen ya bir kamu bankasında daire başkanıydın, ya da genel müdür yardımcısıydın’ dediler" ifadelerini kullandı.

Örgütte "Fetullah Gülen’e iman" şartı

Tanık Ümit Akdemir ise, FETÖ örgütüyle 1996 tarihinde tanıştığını söyledi. Örgütün bu yöne evrileceğini tahmin edemediğini ifade eden Akdemir, örgütün bazı yurtlarında görevler yaptığını anlattı. FETÖ’nün Nahçivan’da açtığı bir yurtta müdür olarak görev yaptığını belirten Akdemir, FETÖ’nün derin yapı olduğunu ve gayri meşru hareketler yaptığını gördüğünü anlattı. Akdemir, örgütün dinin 5 temel şartına uygun davranmadığını gördüğünü vurgulayarak, "Yazılı olmasa da imanın şartlarına 7. şart olarak ’Fetullah Gülen’e iman’ şeklinde resmen eklendiğini gördüm ve onu da tartışmalarımız arasına kattım" dedi.

Akdemir, örgüte gönderilen 100 kurban varsa 10’unun kesildiğini diğerlerinin cebe atıldığını öğrendiğini belirterek, "Kesilen 10 kurbanın fotoğraflarını farklı açılardan çekip 100’e tamamlıyorlardı" ifadesini kullandı. Akdemir, örgütün Nahçivan’da açtığı bir dershanede ayda 3-4 kez zorunlu deneme sınavı yaptırdığını ve bu yolla 150 bin TL para toplandığını dile getirerek, dershane müdürünün oradan bir bakan ile anlaştığını öne sürdü. Türkiye’ye geri döndüğünde örgütün Doğu Anadolu sorumlusuna izlenimlerini anlattığını kaydeden Akdemir, örgütün bu kirli yüzünü görmesinin ardından örgütten ayrılmak istediğini beyan ettiğini söyledi.

Akdemir, "Erzurum’da Zaman gazetesi için çalışmaya başladım. 7 Şubat MİT olayının ardından MİT ajanı olduğum söyleyerek beni açığa aldılar ve Konya’ya görevlendirdiler. 17-25 Aralık yaklaştığı için ben bu görevi kabul etmedim. Bu işin ciddiyetini anladım ve AK Parti teşkilatlarıyla irtibata geçmeye başladım. AK Parti il başkanı ile görüştüm ve 17-25 Aralık gibi bir dalga geliyor dedim. Sayın Cumhurbaşkanımızın çocuğuna, bazı bakanlara iftira atılacağını anlattım ve bunun iletilmesini istedim. Şuan da o il başkanı FETÖ’den tutuklu" dedi.

17-25 Aralık olayının yaşanacağının bilgisine nereden ulaştığının sorulması üzerine Akdemir, Doğu Anadolu Bölgesi abisinin yardımcısı olduğunu söylediği Ali Osman Beyli isimli bir kişinin bunu anlattığını kaydetti.

Akdemir’in beyanlarını tamamlamasının ardından sanık ve müdafi avukatları sorular yöneltti. Sanıklardan İlhan İşbilen’in "Beni tanıdığınızı söylüyorsunuz. Beni nasıl biliyorsunuz" sorması üzerine Akdemir, "Ben sizi şahsen tanımam ama dışarıda insanlar sizi alçak biri olarak biliyor" yanıtını verdi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, mahkemede hakaretin yapılamayacağını vurgulayarak bir daha tekrarlanmamasını istedi. Akdemir, özür dileyerek, "Ben hakarette bulunmuyorum. Dışarıda insanlar öyle söylüyor" dedi. Sanık avukatları söz alarak, Akdemir’in hakarette bulunduğunu ve bundan dolayı işlem yapılmasını istedi.