Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, “Memleketim adına, şehrim adına, çoluk çocuğum ve kendim adına bu haince, kalleşçe darbe teşebbüsünü ve teşebbüste bulunan herkesi lanetliyorum” dedi.
Yağcı, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi ile ilgili yaptığı açıklamada; bu acıyı, bu ıstırabı, bu kaosu ülkeye yaşatanları lanetleyerek, onları ‘haşhaşi’ olarak nitelendirdi.
Bilecik’te operasyon yapılıp yapılmadığına dair konuşan Yağcı, “Bu noktada olanları komutanlarımız biliyor. Komutanlarımız devletine, milletine saygısını, bağımlılıklarını da bu haince yapılan saldırıların sırasında milletinin halkının yanında olduklarını gösterdiler. Bu konudaki liyakatinden, sadakatinden bizimde şüphemiz yok. Dolayısıyla kendi birlikleri içerisinde olan şeyleri onlar daha yoğun şekilde bilirler. Burada, bu anlamda bir kalkışma, bir aktif hareket olmadığı için diğer yerlerde olay oldu. Mesela buraya atanan ve sözde sıkıyönetim komutanı denilen o şahıs, emniyet güçlerimizin güçlü istihbarat çalışmasıyla Kütahya’nın bir ilçesinden alınarak getirildi ve şuanda tutuklandı. Diğer şeylere ilişkin de eğer içeride böyle bir şey varsa zaten bu noktalarda yetkili birimler, askeri birimler devletimizin yetkili organlarına bu ihbarı, bu düzenlemeyi yaparlar” ifadelerini kullandı.
“Bilecik’te Teğmen düzeyinde birine işlem yapıldı”
Başkan Yağcı, Bilecik’in darbe gecesi önemli bir sınavdan geçtiğini aktararak, “Benim bildiğim o tutuklanan kişinin dışında bir kişinin daha tutuklandığı ve işlem yapıldığına ilişkin. Ama biz de olay olmadığı için kamuoyuna açık bir şekilde 3, 5, 10 şeklinde söyleyemiyoruz. Benim bildiğim iki tane tutuklama ve işlem yapılan var. Biri o dışarıdan gelen o malum sözde sıkıyönetim komutanı olan albay. Zavallı şahıs kendisini böyle bir şey bulunca balıklama atlamaya çalışan ama görevini de layıkıyla yapamayıp buraya gelmeye cesaret dahi edemeyen o şahıs. Bir tane de duyduğum kadarıyla teğmen düzeyinde birisine ilişkin işlem yapıldığıdır” diye konuştu.
“Bu örgüt üzerinde dış güçlerin çok uzun süre emeği olduğunu düşünüyorum”
Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, ülkenin tarihi sürecinde birçok karşı harekete maruz kaldığını söyledi. Yağcı, sözlerine şöyle devam etti:
“Gerek Türkiye Cumhuriyeti gerekse Osmanlı Devleti en acımasız, en kalleş, en sinsi saldırılara maruz kaldı. Kendisine göre hedefleri geniş olan ve kullanılma noktasında da en geniş kapsamlı ve arkasında dış güçlerin olduğu örgütle karşı karşıyayız. Bu örgüt üzerinde dış güçlerin çok uzun süre emeği olduğunu düşünüyorum. Hedeflerine ulaşıncaya kadar takviye yaparak bu zamana kadar geldiler. Herkesi bir şekilde aldattılar. Üzülerek görüyoruz ki, üst yetkili insanların yanlarına kadar sokulup o noktalara kadar kandıracak derecede kendilerini sinsice gizleyen akrep gibi bir örgüt. Sayın Cumhurbaşkanımızın bunlara ‘haşhaşi ‘dedi. Hakikaten bunlar hem haşhaşi, hem kalleş. Bulunduğu kaba çabuk giren, hayatını devam ettirebilmek için, nihai amacına ulaşabilmek için ilke ve sınır tanımayan, her türlü kötülüğü ve fenalığı yapabilecek bir örgüt bu. Ben açıkçası yapılan olaya sadece darbe gözüyle de bakmıyorum. Darbe halkın hukuk dışı bir eylemle yönetimine talip olmaktır. Onun odak noktasında da yine halk vardır. Darbe yapanlarında halka kendini kabul ettirme gibi bir şeyi var ama bunlar halkı da hiçe saydılar.”
“Bunlar ülkeyi mahvetmeye kalkan aşırı derecede kin ve nefretle yüklenmiş hain terör örgütü”
Yağcı, açıklamasında FETO’culara kin kusarak, “Bunlar ülkeyi mahvetmeye kalkan aşırı derece de kin ve nefretle yüklenmiş hain terör örgütü. Lanetli bir örgüt. Ülkeme bu yapılmamalıydı, geleceğime bu yapılmamalıydı. Bugün bunlar yaşatılmamalıydı. Benim ülkemi üçüncü dünya ülkesi görüntüsüne büründürmeye kimsenin hakkı ve yetkisi olamaz. Benim çoluk çocuğumun, torunumun, gençlerimizin geleceğine kimse böyle ipotek koyamaz, koymamalı, koydurtmamalıyız” şeklinde konuştu.
“Biz uyursak torunlarımız uyuyamayacak”
Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, milletin geceler boyunca uyumadığını söyleyerek, şunları da kaydetti:
“Allah’a çok şükürler olsun milletimiz o akşam uyumadı. Geceler boyunca da uyumuyor, uyumayacağız da. Biz uyursak torunlarımız uyuyamayacak. O zaman biz uyanık kalacağız. Biz uyanık kalacağız ki gelecekte torunlarımız rahat uyuyabilecek. Bu milletin içindeki kahramanlık mayası yine nüksetti. Allah’a çok şükürler olsun ki o birlik beraberliği temin ettiğinde biz kıtalara sığmamışız. Zor olaylar bazen felaket gibi gözükse de bazen gerçekten berekete, rahmete, birliğe, beraberliğe de vesile oluyor. Hiç bir siyasi parti ayrımı gözetmeden tüm kardeşlerimiz milli birlik ve beraberlik içerisinde demokrasiye sahip çıkıyor. Milli iradeye sahip çıkıyor. İnşallah sahip çıkmaya da devam edeceğiz. İnsan ülkemize bu yapılan kötülüğü hazmedemiyor. Ben öfkemden, sinirimden, kahrımdan kaç gündür perişan oluyorum. Benim ülkem bunu hak etmiyor. Benim Cumhurbaşkanım bunu hak etmiyor. Benim hükümetim bunu hak etmiyor. Bu memleket için terini, kanını akıtan şehitlerimiz, insanımız bunu hak etmiyor. Biz bu ülkeyi muhasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak için gece gündüz çalışırken ne zaman bu memleket şaha kalktıysa, birileri bu memleketi arka ayaklarından çekerek düşürme gibi bir kalleşlik içerisine girmeye çalışıyorlar. Ama bu defa Allah’ın izniyle düşüremediler, düşüremeyecekler. Bu şahlanış devam edecek.”
"Bu olay bir milattır, yeni Türkiye’nin kuruluş mesajıdır"
"Bu olay bir milattır" diyen Yağcı, şöyle konuştu:
"İnşallah yeni Türkiye’nin kuruluş mesajıdır. Bundan sonra bundan alacağımız güçle birlik ve beraberlik içerisinde hedeflediğimiz 2023, 2053, 2071 Türkiye’sinde lider ülke Türkiye olma noktasında hepimiz bir tarihe şahitlik ettik. Lider Türkiye’nin oluşumu noktasında çok önemli bir virajı aştık. Ama bundan sonra hainlerin istekleri bitecek mi? Memleket üzerindeki yıkma çabaları bitecek mi? Dış güçlerin Türkiye’nin engelleme çabaları gayretleri bitecek mi? Hayır bitmeyecek. Biz de inadına birbirimizi daha çok seveceğiz. Birbirimizle daha çok kenetleneceğiz. A parti, B parti değil diyeceğiz. Ya kardeşim kavga yaparsak biz aramızda yaparız. Sizin bizle kavga yapma hakkınız yoktur diyeceğiz. Dışarıya karşı el birlik olacağız. İçimizde istişare, mücadele, rekabet ne derseniz deyin onu kendi şartlarımız içerisinde yapacağız. Bu mücadele de daha iyi hizmet edebilme noktasında bir mücadele olacak. Biz çok şeyleri başardık, bunu da başaracağız. Bu millet yıllarca lider olarak yaşamış ve liderlikte bize yakışıyor. İslam dünyasının yıllarca bayraktarlığını yapmış hak ve adaletin temsilciliğini yapmış böyle köklü bir medeniyetin temsilcileriyiz biz. Biz bu ulvi görevi her zaman üzerimizde hissediyoruz. İnşallah yine lider ülke noktasında Türkiye’yi hep birlikte yaşlısıyla, genciyle, çocuğuyla birlikte hangi mezhepten olursa olsun ne olursa olsun Türkiye vatandaşı olma gururu, haysiyeti, kıvancı, inancı ile birlikte bu ülkeyi hak etmiş olduğu noktalara getireceğiz. Çünkü biz bunları yapmazsak, daha fazla çalışmazsak, Allah rıza için birbirimizi daha fazla sevmezsek, birbirimize daha fazla bağlanmazsak, bu şehitlerimiz haklarını bize helal etmezler. Onun için birbirimizi sevmek zorundayız. Bundan daha güçlü de bir bağ yoktur. İnşallah biz bunları başardık, başaracağız da. Bundan sonra da hızlı bir şekilde hem gönlümüzde olan yaraları, hem ülkemizde oluşan hasarları yaraları saracağız. Medeniyet yolculuğa daha hızlı bir şekilde devam edeceğiz. İçimizde de bizlere hastalık üreten, bu ayrık otlarını, bu yabani otları, bu hastalıkları da bu operasyonlarla, idari tedbirlerle temizleyeceğiz. Bu milletin önünü de hep birlikte açacağız.”