Muş’ta, Gençlik ve Spor Bakanlığının ’Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar’ projesi kapsamında düzenlenen programda, Fetulahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimine karşı çıkan kahramanlar yaşadıklarını anlattı.

Muş Ticaret ve Sanayi Odası (MUŞ TSO) konferans salonunda gerçekleşen programa Vali Seddar Yavuz, Belediye Başkanı Feyat Asya, İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, 15 Temmuz gazilerinden İsmail Hakkı, Mehmet Şükrü Kıntaş, Hanifi Can Türkoğlu ve Abdullah İrgin ile çok sayıda vatandaş katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın açılış konuşmasını yapan Vali Seddar Yavuz, 15 Temmuz ihanet gecesinin, yıllar boyu anılacağını ve hafızalarımızda derin bir yara olarak yer bırakacağını belirtti. Vali Yavuz, "Her şeyden önce şunu ifade etmem gerekir ki Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i ve tüm etnik gruplarıyla bu aziz millet, millet olmayı başarmış dünyadaki ender milletlerden bir tanesidir. Dolayısıyla Türk milletinin kavramı bu ülkede 79 milyon vatan evladının ortak adıdır. İşte bu ortak adla, Malazgirt ruhu ve toplumsal sözleşmesiyle yoluna devam eden milletimiz, İslam’ın ilahi kelimetullahın peşinde koşarak yol almıştır ve bütün paradigması İslam’a Müslümanlara hizmet etmek olmuştur" dedi.

15 Temmuz’da vatandaşların tüm bedenini FETÖ darbecilerinin önüne koyduğunu dile getiren Vali Yavuz, "Bu kahramanlarımız milletimizi büyük bir felaketten kurtardılar. 15 Temmuz bir işgal hareketiydi, Türkiye’yi kan ve gözyaşına mahkum etme anlayışıydı. Ama hamdolsun bu ülkede yaşayan 79 milyon vatan evladı; millet olduğunu, Müslüman olduğunu, geleceğine sahip çıkacağını bir kez daha gösterdi" diye konuştu.

Vali Yavuz’un konuşmasını ardından program Kum Sanatı Ustası Veysel Demir’in 15 Temmuz’u anlatan kum resim çalışmasıyla devam etti. Daha sonra 15 Temmuz gazileri, İsmail Hakkı’nın moderatörlüğünde o gün yaşadıklarını anlattılar. 15 Temmuz gecesi meydanlarda her türlü siyasi görüşe sahip insanların olduğunu söyleyen Mehmet Şükrü Kıntaş, Cumhurbaşkanının televizyon kanallarındaki açıklamasının ardından psikolojik olarak rahatladıklarını söyledi. Kıntaş, "Tankın içine girdim, 5 asker vardı. Ellerinde G3 silah vardı. Bunlara bağırdım. Siz ne yapıyorsunuz! Biz Yunan mıyız? Bizim silahlarımızla bizi vuracaksınız dedim. Rabbim beni bunlara nasıl göstermişse, 5’i de titriyordu. Verin silahları deyip silahlarını aldım. 5’ini de polise teslim ettim. Bunlar bu işi beceremeyince, Cumhurbaşkanımız da rahat bir şekilde İstanbul Havalimanına inip televizyonlara çıkınca darbede büyük bir kırılma oldu. Psikolojik olarak darbe olmadığı anlaşıldı. Hamdolsun bu da bizimle halkımıza nasip oldu. Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Arap’ı, Suriyelisi hepimiz oradaydık. Siyasi görüşü ne olursa olsun herkes oradaydı" dedi.

Darbe girişimi gecesi milletin bir olmasının kendilerine güç verdiğini söyleyen Hanifi Can Türkoğlu ise, darbe gecesi askerlerin ruh halini anlattı. Türkoğlu, "O gece her görüşten insanı görebilirdiniz. Bu çok güzel bir şeydi, bize güç verdi, birlik olduğumuzu gördük. Biz orada millet olarak birbirimizi keşfettik" diye konuştu.

Türkoğlu, 15 Temmuz gecesi AK Parti Genel Merkezi önünde yaşadıklarını şöyle anlattı:

"AK Parti Genel Merkezine doğru 2 tank gelmeye başladı. Bir haçlı ordusu üzerimize geliyormuş gibi tanklar geldi. Orda bulunanlarla tanışmıyorduk, ama bir organizasyon vardı. Tankın üzerine 8’erli gruplar halinde çıktık. Orada bir askerle münakaşamız oldu. Sanki karşımızda bir duvar gibiydiler, ruhları alınmış bir robot gibiydiler."

Darbe girişimi gecesinde Genelkurmay Karargahına giren ve sosyal paylaşım sitesinde o anları canlı olarak paylaştığı esnada yaralanan Abdullah İrgin de, 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanlığında olduğunu söyledi. İrgin; askerlere yanlış yaptıklarını, bu işten vazgeçmelerini ve Genelkurmay Başkanının da serbest bırakılması için darbeci askerlerle konuştuğunu ifade etti.

Program, çeşitli sunum ve katılımcılara Türk bayrağı hediye edilmesi ile son buldu.