Karadenizli, Trabzonlu, İmam Hatipli Eren Bülbül, 3 gün önce şehadete erişti. Sanki isminde gizli olan o hedefe erişti. İsmi “Eren” ve vardığı yer, ulaştığı hedef, her mü’min için en zirve ve en kutsal bir hedef. İnşaallah Bizler de bu hedefe erişiriz. İnşaallah Bizler de Eren’lerden oluruz. Şehadet şerbetini Biz de içeriz, inşallah.

Bilindiği üzere bundan 3 gün önce, hain terör örgütünün gözü dönmüş canileri, insanlık düşmanları Trabzon Maçka’da bir dağ kulübesinde saklanırlarken, o yaylada yazları çobanlık yapan ve ailesinin tarla ve bahçesinde onlara destek olan 15 yaşındaki Eren Bülbül tarafından farkediliyor. Eren Bülbül durumu güvenlik kuvvetlerine bildiriyor. Eren Bülbül teröristlerin saklandığı yeri gösterdiği sırada, ağaçlar arasına saklanan teröristlerin hedefi oluyor. Bu hain saldırıda hem Eren Bülbül ve hem de Astsubay Ferhat Gedik şehit oluyor. Daha hayatının ilkbaharındaki Gencimiz Eren Bülbül ve Askerimiz Ferhat Gedik şehadetleri ile yüreklerimizde ayrı bir yer edindiler ve gıpta edilen erişilmez manevi bir mevkie sahip oldular. Allah cümle şehitlerimize ve başta bu iki şehidimize rahmet eyleye. Mekanları cennet olsun.

Eren Bülbül’ün resimlerine baktıkça daha da sızlıyor içim. Masum bakış ve Nurlu bir yüz. Kırmızı yanakları ile sevecen, tipik bir Karadenizli. Her Karadenizli gibi mü’min bir kalbe sahip. Her Karadenizli gibi vatan sevdalısı ve Milliyetçi.

Eren Bülbül’ler bu vatanın gerçek tapu senetleridir. Eren Bülbül’ler ezelden ebede kadar Ümmet-i Muhammed’in iftihar kaynaklarıdır. Biz bu kaynaklardan besleniyoruz. Biz bu tapu senetlerine göre gururla bu Vatanda dolaşıyoruz. Ve 7’den 70’e Erenlerle istikbale güvenle bakıyoruz. Elhamdülillah.

Biz şimdilik Erenler’in şehadetlerine gıpta ile bakarken, vakti-saati geldiğinde İslam Davası için “bembeyaz gömleğimiz ile alkanlara boyanacağımızı” umarken ve bunun için Yüce Rabbimize her daim dua ederken, dilimden Eren Bülbül ve 15 Temmuz 2016 tarihindeki hain darbe kalkışmasında şehadete erişen Ömer Halisdemir için şu mısralar döküldü:

ÖMER/EREN

Bir tarafta Ömer, bir tarafta Eren.

Vatan için seve seve can veren.

Bir tarafta Eren, bir tarafta Ömer.

Gökte melekler, yerde Mü’minler över.

Bir tarafta Ömer, bir tarafta Eren.

Sorgusuz-sualsiz Cennete giren.

Bir tarafta Eren, bir tarafta Ömer.

Cennet bahçelerinde sevinçle güler.

Bu iki yiğidimiz ve iki kahramanımız gerçekten de yüreklerimizi fethettiler. Sırf bu iki yiğidimiz mi? Hayır. Daha nice nice yiğitlerimiz ve şehadete kanatlanan erlerimiz var. Bir Fethi Sekin, bir Muhammed Fatih Safitürk, bir Mehmet Selim Kiraz. Biri polis memuru, biri Kaymakam, biri Savcı. Hepsi de bu Vatan için görev başında katledildiler. Bu yiğitlerimizin canına kıyan katil sürüleri kimi zaman PKK, kimi zaman DHKP-C, kimi zaman FETÖ diye karşımıza çıkarlar. Hepsinin de iplerinin ucu Siyonist İsrail’e, kapitalist ABD’ye, masonik İngiltere’ye uzanır. Siyonist İsrail’in, kapitalist ABD’nin ve masonik İngiltere’nin canı cehenneme. Bu azgın güruh ile elbette kıyametten önce Biz hesaplaşacağız. Ve verilen müjdelere tam inanıyoruz ki, biz ezel-ebed galip geleceğiz. Bu Dünya’da da galip ve muzaffer olacağız, Ahirette de kurtuluşa ve mutluluğa ereceğiz. Elhamdülillah.

Yazımın başlığında, Karadenizli Trabzonlu, İmam-Hatipli Eren Bülbül’ü kastederek “Bir Eren var, bir Eren, Bu Ülke için seve seve can veren” diye haykırırdım. Esasında “Bir Eren değil, Bin Eren var. Nice nice Eren var, bu Ülke için seve seve can verecek.” Elhamdülillah.

Batılı emperyalistler, azgın Yahudiler, sapkın ABD’liler akıllarından şunu hiç çıkartmasınlar: “Yenileceksiniz. Mahvolacaksınız. Kahrolacaksınız.”

Bu sözlerimin dayanağı Kur’an-ı Kerim’dir: Yüce Rabbimiz (cc) bu hususta Bizlere umut veren şu beyan ile müjde veriyor: “Kâfirlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz. Orası kalınacak ne kötü bir yerdir!”

Kafirleri bekleyen akıbet budur. Onları bu akıbet bekleyedursun. Biz ölsek de, sağ kalsak da her daim galibiz. “Ölürsek şehidiz, kalırsak gazi. Ve her ikisi de bu gönlüm razı.” Elhamdülillah.

Eren ve Ömer’leri, Ömer ve Eren’leri anlattığım yazımın sonunda Bakara Suresi 154. ayet ile sizleri başbaşa bırakıyorum ve ardında da Sevgili Peygamber Efendimizin (asm) bu husustaki bir Hadis-i Şerif’ine yer veriyorum:

“Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” (Bakara Suresi, 154)

"Cennete giren hiç bir kimse, Dünya üzerindeki her şey kendisine verilse bile, Dünyaya dönmek istemez. Ancak şehid müstesnadır. O, göreceği ikramdan dolayı tekrar dünyaya dönüp on defa daha öldürülmeyi (şehid olmayı) temenni eder." (Hadis-i Şerif)