Geçmişini bilmeyen, tarihini tanımayan bir ülke, ezilmeye ve batmaya yüz  tutmuştur. Bizim tarihimiz o kadar şanlıdır ki, benim diyen ülkelerin topraklarında dahi, aziz şehitlerimizin kanları mevcuttur. Dile kolay, 700 yıl hüküm süren bir imparatorluk ve daha evveliyatı olan ‘’Türk Devletleri’nden  söz ediyorum.

Geçen  hafta, televizyonlarda gördüğümüz ve benim göğsümün kabardığı bir olaydan bahsetmek istiyorum.

Yer Ankara Cumhurbaşkanlığı Sarayı: Cumhurbaşkanı’mız 16 Türk Devleti’ni simgeleyen, cengaver askerlerin arasından, merdivenlerden iniyor ve Filistin Devlet Başkan’ı: Mahmut Abbas’la poz veriyor. Adeta, tüm dünyaya, bizler gücümüzü bu 16 Devlet’ten aldık, geçmiş tarihimizle ayaktayız, güçlüyüz, size o günleri hatırlatırız, hülasasıydı.

Ne yazık ki, bazı hazmedemeyen çevreler, bu yeniliği ‘’kıyafet balosu’’ diye karalamaya çalıştılar. Artık bu kesimin temel özelliklerini biliyoruz. Yeni ne varsa karşı çıkmak! Recep Tayyip Erdoğan ne ediyorsa karalamak!

Bir kısım sırf kıskançlığından, alışkanlığından vazgeçemediğinden, siyasi hırsından ve ihanetten bu yeniliklere kabullenmeyi zorlanıyor. Cumhurbaşkanlığı Sarayı yapılıyor karşı çıkılıyor. Kamuda başörtüsü yasağı kalkıyor karşı çıkılıyor. Kur’an-ı Kerim, Siyer, Osmanlıca dersleri konulmasına karşı çıkılıyor. 

Bunun gibi daha bir çok yenilik, Türkiye’yi normalleştirirken bazı stotükocu kesimler anormallaştirmeye çalıştırıyorlar. Şu ince noktayı anlamamız lazım. Bu yapılanları, kişi  veya siyasi olarak düşünmememiz gerekir. Hepimiz bu vatan evlatlarıyız, her yapılan, benim için, senin için, bizim için, hepimiz için…