Bitlis İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneği (Bitlis İHH) Başkanı Muzaffer Taşcan, Rusya ve Esed rejiminin Halep’teki saldırılarına tepki gösterdi.
Yapılan saldırılarla her geçen tüm dünyanın gözü önünde kan aktığını belirten Bitlis İHH Başkanı Muzaffer Taşcan, “Medeniyetler ve peygamberler beşiği, tüm semavi din mensupları tarafından kutsal topraklara yapılan hac yollarının buluştuğu nokta olan Suriye, dünyanın gözü önünde yok ediliyor. Ülkede iç savaş 5’nci yılını geride bırakırken, kuşatma altına alınan bazı şehirlerde silahsız insanlara karşı hain saldırılar devam ediyor. Özellikle son birkaç aydır kuşatma altında yaşam mücadelesi veren Halep’teki sivil halk, sistematik bir soykırıma tabi tutuluyor. Savaştan önce 5,5 milyon insanın yaşadığı şehirde şimdi 350 bin insan var ve şimdi onlar da öldürülmeye çalışılıyor. Rejim uçaklarının günün her saatinde saldırı gerçekleştirdiği Halep’te son 3 ayda gerçekleştirilen saldırıların bilançosu, katliamın boyutlarını gözler önüne seriyor. Özetle sıralayacak olursak; son 3 ayda 8 bin 100 hava saldırısı yapıldı. Bunların 824 tanesi savaş suçu sayılan misket, fosfor ve napalm bombalarından oluşuyor. Bin 833 kişi şehit oldu, bunların 502’si çocuk, 12 cami, 11 hastane, 8 pazar alanı, 5 fırın, 2 bin 300’den fazla ev hedef alındı. Ayrıca 4 kimyasal saldırı yapıldı. Halep içerisinde şu an için kısıtlı imkanlarla çalışan sağlam fırın sayısı 13, hastane sayısıysa 3. Vurulan 8 hastane ise farklı yöntemlerle hizmet vermeye çalışıyor. Şehirde elektrik yok. Hastaneler de işlemez hale geldi. Ameliyatlar yapılamıyor. Kuvöz imkanı yok, erken doğum durumlarında veya hastalık durumlarında bebekler yaşayamıyor. Hastanelerde röntgen cihazı bulunmuyor. Saldırlar ateşli silahla olduğu için röntgen cihazı bulunmadığından müdahale ve tedavi imkansız hale geliyor. Maalesef yoğun bakımda yatan hastaların fişleri çekiliyor. Şu unutulmamalıdır ki; eğer Halep’te yaşanan kıyım son bulmaz ve dünya buna ’dur’ demezse, bu yangın tüm dünyayı saracaktır. STK’lar olarak her zaman mazlumların sesi olduğumuz gibi şimdi de Halep’teki katledilen Suriyelilerin sesi olmak istiyoruz. Öncelikle yapılması gereken; insanların şu an için en acil ihtiyacı can güvenliğinin sağlanması, yani saldırıların durdurulmasıdır. Daha sonra ise halkın ihtiyacı olan temel yaşam malzemelerinin ivedi bir şekilde bölgeye ulaştırılmasıdır. Bölgede insanların psikolojisi ise tamamen bozulmuş durumda. Özellikle çocukların psikolojik destek almaları gerekiyor. Okula gidemiyorlar, her gün saldırı altındalar. Ya ailelerinden ya arkadaşlarından birilerini kaybediyorlar. Oyuncak şeklinde bombalar atılıyor, çocuklar bunları ellerine aldığında ise patlıyor. Uluslararası toplumdan talebimiz ise; Suriye halkına özelikle Halep halkına yönelen her türlü saldırı ve soykırımı durdurmalarını, tüm dünya devletleri özellikle etkili ve siyasi ağırlığı olan İslam ülkelerinden bu çılgınlığı ve büyük tahribi durdurmak için müdahale etmelerini, Suriye’deki katliam, göç ve tahribin sorumluluğu Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyi, İnsan Hakları Örgütü ve Arap Ligi üzerindedir. İnsani ve ahlaki görevini yapması için küresel ve bölgesel kuruluşlardan Birleşmiş Milletlere baskı uygulamalarını talep ediyoruz” diye konuştu.