Bayındırlık ve İskan eski bakanlarından Zeki Ergezen, ülkenin birlik ve beraberliği için omuzdaki yüklerin çok ağır olduğunu belirterek, “Yollarımızda çıngıraklı yılanlar var. Dikenli teller döşenmiştir. Bu problemleri aşmak için herkesin kendince kafa yorması lazım. Türksüz Kürt, Kürtsüz de Türk bu topraklarda çok zayıftır” dedi.
Ahlat İstanbul Kültür Turizm Tanıtma ve Yardımlaşma Derneği’nin (AHLAT-İSDER) Bitlis’in Ahlat ilçesinde düzenlemiş olduğu kahvaltı programına katılan Zeki Ergezen, birlik ve beraberlik mesajları verdi. Ergezen, “Bu ilçede çok güzel bir huzur var. Belki sizler çok fazla bilmezsiniz. İstanbul’da, Ankara’da kırmızı koltuklarda oturanlar hiç bilmez. Ben bazen Ankara’da derim ki Ankara’da oturarak Doğu Anadolu’yu değerlendirmeyin. Ankara’da oturarak bölgeyi değerlendirmeyin. Bu bölgede yaşayanları dinleyerek, bu bölgeleri değerlendirin. Dolayısıyla bu bölgede görev yapan kaymakam arkadaş gibi arkadaşları, ilçemizin jandarma komutanını, ilçe emniyet müdürünü, belediye başkanımızı herkesten daha çok tebrik ediyorum. Niye? Siz belki bir kısmını televizyonlardan veya telefonlardan duyar işitirsiniz. Ama biz birebir yaşıyoruz, beraberiz. Bugün siz burada çok rahat bir kahvaltı yapabiliyorsanız, huzurluysanız ve özellikle bu yıl çok rahat göle girebiliyorsanız, bunda kaymakam beyin payı çok büyüktür. Allah kendisinden razı olsun. Hiçbir Ahlatlının kaymakam bey kadar Ahlat’ı sevdiğini ben görmedim. Beraber oturup konuşuyoruz, dertleşiyoruz. Neler yapılabileceğini bazen beraber karar veriyoruz. Ama kaymakam ve belediye başkanı da çok uyumlu çalışıyorlar. Gayretlerinden dolayı belediye başkanımızı da tebrik etmek istiyorum. Çünkü neler düşündüklerini, neler planladıklarını görüyorum. İlçe menfaati için küçük şeylerde bile beraber mesai harcayıp çaba gösteriyorlar. Ahlat’a sahip çıkın. Bir ilin, bir ilçenin yöneticileri ve seçilmişleri mükemmelse, kaliteliyse, güvenilir insanlarsa o yerde insanlar huzur bulur” dedi.
Bu ülkenin birlik ve beraberliği için omuzlardaki yüklerin çok ağır olduğunu dile getiren Ergezen, “Yollarımızda çıngıraklı yılanlar var. Dikenli teller döşenmiştir. Her gün acı yaşıyoruz, her gün çile çekiyoruz. Hayat sadece böyle masalarda hoş değil. Gece başını yastığa koyduğunda huzurluysan hayat güzeldir. Gece bir yerden bir yere huzurlu bir şekilde gidebiliyorsan hayat güzeldir. Eğer siz bir ilçeden bir ilçeye giderken ‘yolda başıma bir iş gelecek’ diye düşünüyorsanız, eğer siz askere oğlunuzu gönderirken veya bu bölgelere öğretmen olarak tayini çıkarken içiniz kan ağlıyorsa derdimiz çok büyük, problemimiz çok büyüktür. Bu problemleri aşmak için herkesin kendince kafa yorması lazım. Türksüz Kürt, Kürtsüz de Türk bu topraklarda çok zayıftır. Türksüz Kürt, Kürtsüz Türk çok cılızdır. Emperyalistler bizi yok etmek istiyor, parçalamak istiyor, bölmek istiyorlar. 1980 öncesi Müslüman Türk’ün çocuğunu sağcı solcu yaptılar vurdurdular. Bu yetmedi Müslüman Kürt’ün çocuğunu sosyalist yaptılar, terörist yaptılar Kürdü Kürde vurduruyorlar, askerimizle halkımızı karşı karşıya getiriyorlar. Emperyalistlerin bu oyunlarını hanelerimizde bozmalıyız. Yurtlarımızda bozmalıyız. Oturduğumuz kahve köşelerinde bozmalıyız. Bu da yetmemiş gibi ihtilallere çağrı yaptılar. Yarın nelerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Allah için bu tür kaymakamlara, bu tür valilere yardımcı olun, dua edin, destek verin. Allah Türk’ün de Kürt’ün de kalbine hakkı ve hakikatı koysun. Kürtlere ve Türklere şöyle seslenmek lazım; biz Bağdat’ta Selahattin Eyyubi ile beraberdik. Yani Selçuklu, Selahattin ile yani Kürt’ten beraberdi. Mısır’ın devlet başkanlığını Selçuklu hükümdarı Selahattin Eyyubi’ye sundu. ‘Buyur git devletin başına geç oradaki fitneyi önle’ dedi. Biz Selçuklu’da beraberdik, Osmanlı’da beraberdik. Cumhuriyet’te beraberdik. Bugünde beraber olmanın gayreti ve azmi içinde olmamız lazım. Bütün siyasi ölçülerimizi bir tarafa bırakmalıyız. Sağcı, solcu olabilir. Türk, Kürt olabiliriz. Alevi, Sunni olabiliriz. Ben diyorum ki bu ülkenin sarhoşunu, ayyaşını, berduşunu, bu ülkenin dindarını birbirinden ayrım yapmayın. Bir araya gelin. Bu ülkenin açığı, örtülüsü bir araya gelelim, omuz omuza verelim. Birbirimizi sevelim kucaklaşalım. Ben herkese söylüyorum partinizi bir tarafa bırakın. Yani Devlet Bahçeli’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Recep Tayyip Erdoğan’ın bir araya gelip kucaklaşmaları için illa kanlı ihtilal mi olması gerekiyordu? Yani bizimde bir araya gelip sevmemiz için başımıza bir musibetin gelmesi mi gerekiyordu. Bizim yeniden şapkayı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz. Mazeretlerin arkasına sığınmayalım” diye konuştu.