Çanakkale’nin Eceabat ilçesinde yer alan ve 2010 yılından beri arkeolojik kazı çalışmalarını aktif olarak sürdüren Maydos Kilisetepe Höyüğü bu yıl ki kazılara start verdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü öğretim Üyesi Doç. Dr. Göksel Sazcı başkanlığında yaklaşık 20 kişilik bir ekiple kazı çalışmalarına başladı. Bu yıl kazı alanında yapılması planlanan çalışmalar hakkında bilgi veren Doç. Dr. Göksel Sazcı, ödenek azlığından dolayı kazı çalışmalarında B planını uygulayacaklarını belirtti. Sazcı, "Bu sene çalışmalarımıza başlamadan önce önümüzde ödeneğe bağlı iki çalışma planımız vardı. Beklediğimiz ödenek geldiği takdirde planladığımız çalışmaları gerçekleştirecektik, beklediğimizden daha az bir ödenek gelmesi durumunda da B Planımızı devreye sokacaktık. Bu yıl beklediğimizin çok altında bir ödenek geldiği için B Planımızı işleme sokmak durumunda kaldık. Maydos Kilisetepe Höyüğü 2016 yılı çalışmalarında ağırlıklı olarak önceki yıllarda ortaya çıkardığımız buluntuların genel değerlendirilmesini yapacağız. 2010 yılından bu yana gerçekleştirdiğimiz çalışmaları sezon sonunda bir kitapta derlemeyi düşünüyoruz. Bunun yanı sıra küçük bir grup ta çalıştığımız alanlarda ufak sondajlar açıp, önceki yıllarda anlaşılmayan bazı mimari ve tarihsel sorunlar üzerinde araştırmalar yapacaklar" dedi.
"Çanakkale Bölgesi Kazıları için ortak bir havuz oluşturulmalı"
Çanakkale’de kazısı yapılan arkeolojik alanlar için ortak bir havuz oluşturulması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Göksel Sazcı "Çanakkale’deki kazıların bazıları sponsorlu, bazıları sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ile yapılıyor. Bu tabi ki şu demek değildir. Sponsoru olan kazılarda çok güzel buluntular çıkıyor, diğer kazılarda daha az güzel buluntular çıkıyor. Bu düşünce kesinlikle doğru değil. Yani her kazıda insanlık kültür tarihi açısından farklı dönemlere ait eşit derecede önemli buluntular çıkabiliyor. Bu kazıların her biri de Çanakkale Bölgesi’ndeki kültür mozaiğinin oluşturulmasına katkı veriyor. Dolayısıyla Çanakkale’de gerçekleşen bütün kazılar bölge kültür ve tarihinin aydınlatılması bakımından önem arz ediyor. Bu yüzden de mutlaka kişisel, bölgesel, yöresel sponsorluklar değil de Çanakkale ilinde yapılan kazılar için ortak bir havuz oluşturulması gerekir. Bağış yapacak sponsorlar bu havuza bağışlarını yaparlarsa, burada biriken bütçe bölgedeki kazıların büyüklüğüne ve gerçekleştirdikleri iş hacmine göre eşit dağıtılabilir" dedi.
"Burası aynı zamanda açık uygulama okulu"
Maydos Kilisetepe 2016 yılı çalışmalarına katılan ekibin büyük bir çoğunluğunu yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin oluşturduğunu söyleyen Sazcı, "Maydos Kilisetepe Höyüğü konum olarak Çanakkale’ye en yakın kazı. Boğazın hemen diğer yakasında, yani Çanakkale’nin içinde diyebiliriz. Bu yüzden kazı sezonumuzda bütün Çanakkaleliler kazı çalışmalarımızı ziyaret edebilirler. Burası aynı zaman da bir okul. Biz bu okulda arkeoloji öğrencilerimizi de yetiştiriyoruz. Bu sene kazıya katılan öğrencilerimizin büyük bir çoğunluğunu Yüksek Lisans ve Doktora öğrencileri oluşturuyor. Lisans öğrencilerimiz okulda aldıkları teorik derslerin yanı sıra uygulama tecrübelerini kazılardan kazanıyorlar. Yüksek Lisans ve Doktora öğrencilerimizin akademik kariyerleri için de burası bir basamak sayılıyor. Öğrencilerimiz Maydos Kilisetepe Höyüğü ile ilgili aldıkları tez konularıyla hem kendi akademik hayatları için zemin oluşturuyorlar, hem de bölge tarih ve kültürüne katkıda bulunuyorlar. Burasının böyle pek görünmeyen, konuşulmayan bir önemi de var" dedi. Kazıların yaklaşık 2 ay boyunca devam etmesi planlanıyor.