MUĞLA (İHA) – AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, “Kanal İstanbul sadece iki denizin birleşmesi değil, kıtalar arasındaki değişen dengeler içerisinde üzerinde bulunduğu coğrafyanın stratejik öneminin farkında bu stratejik gücü daha güçlü bir Türkiye yolunda kendi milletini ve milletlerin çıkarlarına hizmet etmek üzere öne çıkarmasının adıdır Kanal İstanbul. Türkiye’yi dünyanın doğru okumasının adıdır Kanal İstanbul.” dedi.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından ‘Büyük ve Güçlü Türkiye Yolunda Su Stratejileri’ konferansı AKM’de yapıldı. 22 Mart Dünya Su Günü kapsamında düzenlenen konferansa AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ‘Kanal İstanbul ve Bağımsızlık’, Ulaştırma Denizcilik Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Emre Dinçer ‘Dünya Deniz Ticaretinde Kanal ve Boğazların önemi’, Yıldız Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Cemal Zehir ‘Türkiye ve Çevresi Su Politikası ve Su Stratejileri’, Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Öziş ‘Türkiye’nin Sınır Aşan Akarsu Havzaları’, Emekli Büyükelçi Dr. Oğuz Çelikkol ‘Türkiye’nin Ortadoğu ile İlişkilerinde Su Sorunları’ ve Huriye İncecik Ceylan da Ortadoğu Su Denkleminde Türkiye’ konulu bilgilendirme yaptı.

“Türkiye’yi dünyanın doğru okumasının adıdır Kanal İstanbul”

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, “Suyollarının, enerji yollarının ve çelik yollarının kesiştiği bir kavşak noktadayız. Böyle bir zaman diliminde çeliğin su ile buluştuğu şehrin adıdır Kanal İstanbul. Kanal İstanbul’da 21. yüzyıla Türkiye’nin söyleyeceği en önemli söz, Kanal İstanbul sadece iki denizin birleşmesi değil, kıtalar arasındaki değişen dengeler içerisinde üzerinde bulunduğu coğrafyanın stratejik öneminin farkında bu stratejik gücü daha güçlü bir Türkiye yolunda kendi milletini ve milletlerin çıkarlarına hizmet etmek üzere öne çıkarmasının adıdır Kanal İstanbul. Türkiye’yi dünyanın doğru okumasının adıdır Kanal İstanbul. Türkiye’nin çelik üzerinden ve suyolları üzerinden, enerji yolları üzerinden adım attığı tüm başarılı projeler aslında bugünün projeleri değildir. Türkiye yarından bugüne bakıyor, 50 yıl, 100 yıl sonrasından bugüne bakıyor. Dünyanın yeni baştan güç mücadelesinde şekillenmesi ile doğru orantılı olarak seyrettiği için tarih bu milletin önüne bir kez daha fırsat getirdi. Pekin-Londra İpek Yolu. Çeliğin bir kez daha Dünyadaki güç mücadelesini şekillendiren bu çelik ipek yolu nedir sorusunun cevabını verdiğinizde Kanal İstanbul’un ne ifade ettiğini göreceksiniz. Hiçbir millet bizim kadar şanslı değil. Beş denizin ortasındayız. Kızıldeniz, Hazar, Akdeniz, Basra ve Karadeniz. Dünyanın yüzde 65-70 enerji kaynaklarının bulunduğu coğrafyanın merkezindeyiz. Dünyanın en stratejik ticaret yollarının geçiş noktasındayız. Çünkü coğrafya, devletlerin ve milletlerin kaderidir. 21. yüzyılda Londra arasında gerçekleşecek Çelik İpek Yolu ile ve bu Çelik İpek Yolu’nun suyolları ile de birleşerek dünya ticaretinde 65 ülkenin doğrudan etkilendiği, doğu ile batı arasındaki mesafenin üç aydan, 60 günden 12 güne, 9 güne düşeceği bu süreçte Kanal İstanbul, Çelik İpek Yolu’yla, havayolunun, su yolunun birleşerek Türkiye’nin 21. yüzyıla güçlü bir şekilde altyapısını hazırlama mücadelesinin adıdır. Alamadığımız, ancak Kanal İstanbul ile beraber bu milletin kasasına 8 milyar dolar geçiş ücreti kasasına girecek ” dedi.

“Susuz hayat mümkün değil”

Rektör Prof. Dr. Mansur Harmandar, susuz bir hayatın mümkün olmadığını belirterek, “Şayet suyun yapısı düz olsaydı, bugün hiçbirimiz yoktuk. Dünyada canlı yoktu. Cenab-ı hak suyu özel olarak insanlara sunmuş. Eğer suyun yapısı düz olsaydı Ay’dan farkı yoktu. Bunun için biz insanların suyun kıymetini bilmemiz gerekiyor. Su akar, Türk bakar tezi artık geçmişte kalmıştır. Bunun için ümitliyiz, geleceğe güveniyoruz. Türkiye’de her yıl yüzlerce gölet ve barajlar yapılıyor” diye konuştu.

“Su kaynakları etkin ve verimli kullanılmalı”

Vali Esengül Civelek, “Günümüzde bizler ve diğer canlıların yaşamlarını devam ettirebilmesi için vazgeçilmez ve hiçbir madde ile kıyaslanması mümkün olmayan, alternatifsiz, yaşamsal kaynak olma özelliği önemini sürdürüyor. Geldiğimiz bu noktada suyu, ekonomik, sosyal, çevresel ve stratejik boyutları ile ele alıyor ve kalkınmanın başlıca itici gücü su kaynaklarının etkin, verimli kullanılması gerekir. Büyük ve Güçlü Türkiye yolunda Muğla özeline bakacak olursak Muğla’nın yüzde 68’i ormanlarla kaplıdır. Muğla, Rize’den sonra en fazla yağış alan, yağış ortalaması yüksek ikinci ildir. İlimizde sulama, içme, kullanma ve enerji üretme amacıyla 10 baraj ve üç göletimiz bulunmaktadır” şeklinde konuştu.

Etkinliği düzenleyen Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Üyesi ve CBS-UZAL Müdürü Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, “Dünya Su Günü, herkesin güvenilir bir şekilde su kaynaklarına ulaşabilmesi hedefiyle her yıl dünya çapında kutlanmaktadır. Küresel bir koridor niteliğindeki ülkemiz, Anadolu’yu, Fırat ve Dicle gibi Basra Körfezi’ne, oradan Hint Okyanusu’na bağlayan, Aras gibi İran üzerinden Hazar Denizi’ne açan, Asi gibi geçmişimize uzatan, Meriç gibi Avrupa’ya bağlayan akarsuların ve dünyanın en önemli su kanallarının merkezinde bir tarihe ve bir geleceğe sahiptir” ifadesini kullandı.