Kılıçdaroğlu, Erciyes Kültür Merkezi'nde düzenlenen Halkçı Gençlik Derneği Genel Üye Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, gençlerin bugün yaşadığı heyecanı, 1968'de kendisinin de yaşadığını ancak o dönemde bu kadar baskı olmadığını öne sürdü. 
Gençlere büyük acılar çektirildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Gencecik vücutların hayatlarına, darağaçlarında son verdiler. Bu kadar ağır bedeli, bizim gençlerimiz ödedi. Bugün onları saygıyla anıyoruz. Siyasetin acımasızlığı karşısında onlar cesurca durdular, haklı davaları için" diye konuştu.

Geçmiş çok iyi bilinirse geleceğin daha güçlü inşa edilebileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Biz, siyasetçiyiz. Bizim bu ülkenin gençlerine özür borcumuz var. Sizin önünüzü tıkadık. Hep, 'Siz konuşmayın, biz konuşacağız' dedik. 'Sen sus, sen daha çocuksun' dendi. İşte bu davranış, Türkiye'yi bu noktaya getirdi. Şimdi gençler, 'Hayır, biz susmayacağız, bizim konuşmak hakkımız' diyor" ifadelerini kullandı.

Osmanlı'nın batışının temelinde eğitim sistemi olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Eğer çağ dışı bir sistem getirirseniz ülkenize, kendi ülkenizin batışını hazırlarsınız. Osmanlı en güçlü olduğu dönemde, Fatih Sultan Mehmet döneminde, İstanbul'un surlarını dövecek topları dökecek ustayı dışarıdan getirmiştir. Şunu düşünmemişler, madem usta yok, usta yetiştirelim. Eğer bir ülkeye kötülük yapmak istiyorsanız, yapacağınız tek şey var, eğitim sistemini bozmak. Eğitim sistemini bozarsanız o ülkeyi zaten yok edersiniz. O nedenledir ki cumhuriyeti kuranlar, eğitime ayrı bir önem vermişlerdir. O nedenledir ki Gazi Mustafa Kemal, savaş cephesinden çıkıp Ankara'daki öğretmenlerin toplantısına gelmiştir. Eğitime verdiği önemi bu kadar vurgulayan ikinci bir lider yoktur."

-  "Cumhuriyeti kuran kadrolar, çocuklarımızı ve ülkenin geleceğini düşündüler"

Kılıçdaroğlu, cumhuriyeti kuran kadroların asla kul hakkı yemediğini dile getirerek şunları söyledi:

"Cumhuriyeti kuran kadrolar, çocuklarımızı ve ülkenin geleceğini düşündüler. Bugünün siyasileri ile o günün siyasileri arasında siyah ile beyaz kadar fark var. O dönemde 4 ayrı yolsuzluk davası, Parlamentoya gelmiştir. Hiç tereddütsüz yolsuzlukla suçlananların tamamı, Yüce Divan'a gönderilmiştir, hiçbirisi korunmamıştır ama bizim ülkemizde bütün belgeleri, dokümanları neredeyse sokaklara taştı. Bugünkü Parlamento, 17-25 Aralık yolsuzluk dosyalarının üzerine kapattı ve Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosunun üzerine kara bir gölge düşürdü. O Meclise biz 'Gazi Meclis' diyoruz, 'Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı yöneten Meclis' diyoruz. O Meclis, bugün, üzülerek ifade ediyorum, yolsuzluk dosyalarının üzerine örten bir Meclis olarak tarihe geçti. Bu ayıp, Türkiye Cumhuriyeti'nin değil, bu ayıp o dosyaları kapatmak için el kaldıranların ayıbıdır. O ayıbı yapanlar, Müslümanlığı en çok istismar eden kişilerdir."

En büyük arzularının bu ülkenin insanlarının birinci sınıf demokrasiyi tanımaları olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Kendi ülkenize birinci sınıf demokrasiyi getiremezseniz büyüme şansınız kocaman bir sıfırdır, gelişme şansınız sıfırdır. Eğer düşünce özgürlüğü olmazsa, düşünceyi ifade özgürlüğü olmazsa hangi büyümeden söz edeceksiniz, hangi gelişmeden söz edeceksiniz?" dedi.

Kılıçdaroğlu, etnik kimlik, yaşam tarzı ve inançlar üzerinden siyasetin doğru olmadığına işaret ederek herkesin inancına, yaşam tarzına ve kimliğine saygı göstermenin gençlerin temel görevi olması gerektiği vurguladı.

- "Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürüklediler" 

Bir ülkeyi ayrıştırmak, bölmek, kendi içinde birbirine düşürmek için etnik kimlik, inanç ve yaşam tarzıyla oynandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Örnek, Ortadoğu bataklığı. Kazanan kim? Silah tüccarları. Ortadoğu neden bir bataklık? Enerji yüzünden. Gazi Mustafa Kemal, bu gerçeği gördüğü için asla Arap dünyasının içine girmemiştir ama bütün Arap dünyası Gazi Mustafa Kemal'e saygı duymuştur. Bütün Ortadoğu halkları, bizim insanlarımıza saygı duymuştur. Hep şunu istemişlerdir, 'Keşke biz de Türkiye'deki insanların yaşadığı gibi yaşayabilsek' ama son 14 yıldır bizim yöneticilerimiz yani iktidar olanlar, Ortadoğu bataklığına sebep olan yöneticiler gibi davranmışlardır. Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürüklemişlerdir. Hepimiz, bu konuda dikkatli olmalıyız. Sizi ayrıştırabilirler, bölebilirler. Bu ülkenin bütün gençleri, ülkenin geleceği açısından bir ve beraber olmalıdır. Bunu yaptığınız ve yaşattığınız zaman, bu ülkenin önünde hiç kimse duramaz."

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin kılık kıyafet tartışmaları yüzünden 30 yıl enerjisini boşa harcadığını belirterek "Bu, en büyük hatalardan birisiydi. Şimdi, başka bir nedenle 30 yıldır mücadele ediyoruz terörle. Bütün enerjimiz gidiyor. Bundan kim nasiplenecek? Bunu genç kardeşlerimizin oturup düşünmesi lazım" dedi.

Gazi Mustafa Kemal'in bütün mal varlığını Türkiye Cumhuriyeti'ne bağışladığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, İş Bankasından da partilerine 5 kuruş para gelmediğini söyledi.  

Kılıçdaroğlu, Cerattepe'de yürütülmesi planlanan madencilik faaliyetine ilişkin de şunları kaydetti:

"Milletvekilli arkadaşlarımı görevlendirdim, gittiler ama sivil toplumun eyleminin bir siyasi partinin gölgesinde kalmasını doğru bulmadım çünkü orada halk direniyor. Her görüşten insan direniyor. Bizim milletvekillerimiz de var. Biz, onları takip ediyoruz, sonuna kadar da takip edeceğiz, haklarını savunacağız ama istedik ki gölge düşmesin."