Vefa-Der Genel Başkan Yardımcısı Muhammed Beybur, 15 Temmuz’un Türkiye için kara bir leke olduğunu söyledi. Muhammed Beybur, darbe girişimi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Beybur, "15 Temmuz 2016 günü tarihe kara bir leke olarak geçen FETÖ ve hain işbirlikçilerinin Türkiye Cumhuriyeti devletine ve milli iradeye karşı ortaklaşa olarak düzenlemiş oldukları darbe girişimi öncelikle Allah’ın yardımı sonrasında ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cesaretli, dik duruşlu ve soğuk kanlı olması nedeniyle halkı meydanlara davet etmesi, halkın da bu çağrıya duyarsız kalmayarak tüm gücüyle meydanlara inerek canları pahasına kendilerini askeri araçların önüne siper edip bu olaylara direniş göstererek şehit olup yaralanmaları bu hainliği boşa çıkarmıştır" dedi.
Bu darbe girişiminin asıl amacının, Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek, parçalamak, batılı güçlere peşkeş çekerek halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı devirip, bu sayede tüm İslam ümmetinin sonunu hazırlayıp tekrardan küfür ehlinin başa gelmesini sağlamak olduğunu belirten Beybur, FETÖ ve hain işbirlikçilerinin bu tür alçak ve gaddar eylemler yapabilecek kadar hain olduklarını, bunların kendi amaçları uğruna her şeyi göze alarak tüm hain planlara kalkışabileceklerini, asıl amaçlarının İslam-i hassasiyetler olmadığını, bu ümmetin manevi duygularıyla oynayarak bunu kendi hain ve alçak emellerine alet edebileceklerini her yerde dile getirmelerine rağmen yetkililerin buna kulak tıkadığını ifade etti. Beybur, "Bu durumu mükerrer defa haykırarak dile getirmeme rağmen, maalesef bu serzenişime devlet yetkililerimiz kulak tıkayarak gereği yapılmamış, akabinde ne acıdır ki ülkemiz bu alçak ve onursuzca yapılan darbe girişimine maruz kalarak, 15 Temmuz 2016 günü darbe girişimi yapılmıştır. Bu darbe girişimi Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak damgasını vurmuştur. FETÖ yaklaşık 30 yıldan beri, başta tüm kamu kurumları olmak üzere sistematik bir şekilde yapılanmalarına devam ederken, bu terör örgütünün ileride Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve tüm İslam ümmetinin başına bela olacağını, devleti çökertme ve batılı işbirlikçilerine peşkeş çekme faaliyetleri içerisinde olduklarını fark eden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan maalesef bu mücadelede yola çıktığı çoğu arkadaşları tarafından tek başına bırakılmış ve yine ne acıdır ki Cumhurbaşkanımız bu konu ile alakalı Başbakanlığı döneminde yapmış olduğu bir konuşmasında, hem bakanlar kurulunda hem de milletvekillerimizden halen bu konuda safını belli etmeyenler var diyerek acı ve o kadar da vahim bir tablonun yaşandığını, tehlikenin büyüklüğünü adım adım değil, koşarcasına geldiğini ve hissettiğinin sinyalini vermişti. Bu yapılanmalar ve ihanetler devletimizin tüm kılcal damarlarına kadar nüfuz ederken ve bu kadar hızlı bir şekilde yayılıp kangren haline dönüşürken, devletimizin istihbarat birimlerinin bu yapılanmanın ne kadar masumane değil de şeytani olduğunu, ileri ki günlerde bu hain yapının ülke bütünlüğü için tehlike arz edeceğinin farkına varılamamış olması da ayrı bir elzem olup, düşündürücüdür. Bu yapılanma sürecinde; bu hain örgütün İslam kisvesi adı altında kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti’ni böl, parçala, yönet ve peşkeş çek mantığıyla yönetmek olduğunu, mutlak hakimiyetin kendilerinde olması gerektiği için önlerine çıkan herkesi Yahudi mantığıyla öldürmek gerekliliği fikri bu zavallı ve aciz beyinlere empoze edildiğinden, bu nedenle de bu yapı içerisinde yıllardan beri özel olarak yetiştirmiş oldukları ’Kripto paralelci’ denen elemanlarını devletimizin en önem arz eden ve kilit noktalarına yıllar önce yerleştirmiş olup, böylesi günlerde rahat bir şekilde her noktaya erişmek anlamında eğitim vererek, bu hain ve sinsi plan uygulamaya konulduğunda bu kişiler kullanılmıştır. Ancak; FETÖ’nün yıllar önce planlanladığı ve aylar öncesinden sözde titizlikle üzerinde çalıştıkları hain darbe teşebbüsü, son anda devletimizin ilgili birimleri tarafından öğrenilince bu girişimlerini hemen devreye sokmak istemişlerdir. Bu vatan hainleri, bu darbe planının kendilerince başarılı olacağına kanaat getiren akıl ve izandan yoksun zavallıların hesap edemedikleri tek şey, Türkiye Cumhuriyeti’nin geçmiş dönemlerinin geride kaldığını ve yeni Türkiye yolunda dim dik,cesaretli, gücünü milletten alan, halkın ölümüne arkasında olduğu ve sürekli tüm ümmetin namaz vakitlerinde kendi aile bireylerinden önce dualarında unutmadıkları, aylarca dualarla birlikte şahsına münhasır hatimler okunduğu bir Cumhurbaşkanının bu ülkenin başında olmasıdır. Bu durum bu alçak ve hain terör örgütü mensuplarının kalp gözlerinin kapalı ve mühürlü olmasından kaynaklıdır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin asil ve şerefli devlet yetkililerine çağrıda bulunan Beybur, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla Çerkeziyle ve tüm halkımızın tek vücut olarak kenetlenip, ölümü bile göze alarak bu kutlu mücadelede devletinin yanında olması, bir milli mücadele örneğidir. Bu saatten sonra başta kamu kurumlarında idareci olarak görev yapan ve bu terör örgütüyle işbirliği içerisinde olan kripto paralelcilerin ivedilikle bu kurumlardaki görevlerinden el çektirilip memuriyetlerine son verilmesi, bu uygulamalar yapılırken de yaş ve kurunun iyi ayırt edilmesi, bu çalışmaları yapan yetkililerin güvenilir ve adil olması, bu kişiler ile ilgili tespit işlemlerinin mevcut kurum amirlerine bırakılmaması ve zaman geçtikçe halkın bu ihanetçi kişileri görüp, devletimize olan güveninin sarsılmaması için operasyonlara hız verilmesi başta bizlerin ve halkımızın en temel isteğidir".