Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, 5 No’lu Cezaevi’nin müzeleştirilmesi çalışmalarında ulaşılmayan kaynaklara sözlü tarih yöntemiyle ulaşmaya hazırlanıyor. Belediye bu kapsamda, sözlü tarih çalıştayı düzenleyerek, çalışmada yer alacak personeli bilgilendirdi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültürel Miras ve Turizm Daire Başkanlığı bünyesinde çalışmalarını yürüten Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi Müze Koordinasyon Merkezi, sözlü tarih çalıştayı düzenledi. Sümerpark Ortak Yaşam Alanı Resepsiyon Salonu’nda düzenlenen çalıştaya, 5 No’lu Cezaevi Müze Koordinasyonu Merkezi’ni oluşturan 61 sivil toplum örgütünün temsilcileri, Büyükşehir Belediyesi Kültürel Miras, Sosyal Hizmetler, Kadın Politikaları ve Kültür Sanat Daire Başkanlığı’nın ilgili personelleri katıldı. Çalıştayda bir sunum yapan Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Tarih Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Bülent Bilmez, sözlü tarihin teorisi, hukuku, etiği, anlamı ve işlevini anlatarak, sözlü tarih çalışması yürütülürken nasıl bir yöntem izlenmesi gerektiği hakkında detaylı bilgi verdi.
“SÖZLÜ TARİH YÖNTEMİNİ KULLANMAYI PLANLADIK”
Çalıştayla ilgili bilgi veren Kültürel Miras Daire Başkanlığı 5 No’lu Cezaevi Müze Koordinasyon Merkezi çalışanı Sultan Şafak, Ocak 2015’te Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin aldığı karar ile 5 No’lu Cezaevi Müze Koordinasyon Merkezi’nin kurulduğunu hatırlattı. Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananlara dair resmi belgelerin toplumla paylaşılmadığına dikkat çeken Şafak, Diyarbakır Cezaevi’nin müzeleştirilmesine ilişkin bilgi belge toplamak için sözlü tarih yöntemini kullanmayı planladıklarını kaydetti. Şafak, çalıştayın ardından 5 Nolu Cezaevi Müze Koordinasyonu Merkezi bünyesinde sözlü tarih atölyesinin oluşturulacağını ifade etti.
“ULAŞILMAYAN KAYNAKLARA ULAŞMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Doç. Dr. Bülent Bilmez ise, hem akademisyen hem de vakıf olarak bir süredir sözlü tarih çalışmalarını yürüttüklerini belirterek, sözlü tarihle amaçlarının ulaşılmayan kaynaklara ulaşmak ve mağdurun tarihini yazabilmek olduğunu söyledi. Bilmez, “Bugün yapmaya çalıştığımız, en genel hatlarıyla sözlü tarihi sorunsallaştırmak. Nedir, ne değildir, nerede başlamıştır? Türkiye dışında ve Türkiye’de neler yapılmaktadır. Sözlü tarihin teorisini, etiğini ve hukukunu anlatmak ve tabi ki en önemli kısmı metodolojisi ile ilgilidir. Sahaya çıkan, sözlü tarih çalışması yapmak isteyen arkadaşlarımızın başlangıç düzeyinde nelere dikkat etmesi gerekiyor? Burada çok önemli bir şey sözlü tarihin biraz tabandan olması demokratik bir nitelik kazandırıyor. Dolayısıyla da çok değişik disiplinlerden çok değişik alanlardan insanlar ilerde sözlü tarih çalışması yapmak isteyebilir. Onların işine yarayabilecek daha sonra okumalarla ve tartışmalarla geliştirilebilecek bir zemin sunmaya çalışılıyor” dedi.