Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından polis baskınıyla Bank Asya Yönetim Kurulu’na el konmasına ABD'deki akademisyenler sert tepki gösterdi. Akademisyenler, operasyonun Türkiye’de istikrarsızlığa sebep olacağını, bu durumun da ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceğini söyledi.

ABD'nin saygın eğitim kurumlarından Duke Üniversitesi’nde görevli Ekonomi ve Siyaset Bilimi Profesörü Timur Kuran, Bank Asya’ya yapılan operasyonu eleştirerek AKP’nin muhalifleri susturmak için sadece BDDK’yı değil, devletin bütün olanaklarını seferber ettiğini söyledi.

Bankaya yapılan operasyona tepki gösteren Toronto Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr Burhanettin Kuruşcu ise bankacılık sektörünün çok hassas ve kırılgan olduğuna dikkat çekerek, sistemin düzgün çalışabilmesi için sektöre olan güvenin tam olması gerekitiğini belirtti.

EKONOMİ ZARAR GÖRECEK

Devlete olan güvenin zaten sarsıldığını iddia eden Prof. Dr Kuran, Merkez Bankası’nın olaganüstü baskı altına alınmasının da aynı döneme denk geldiğine işaret etti. Kuran, "Bu gibi olaylar hukuk devletinde keyfi idareye geçildiğinin ek birer kanıtıdır. Uzun vadede yatırımlar azalacak. Türkiye’ye giren sermaye azalacak, ekonomik büyüme yavaşlayacak ve işsizlik artacak." dedi.

Orta Doğu ekonomi tarihi üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr Kuran, sermayenin güvenli bir biçimde işletilmediği ve şirketlere keyfi biçimde el konulan ülkelerde sermayenin azalacalığını kaydetti. Bu tarz operasyonlar sonrası Türkiye’nin cazibesinin azalacağını vurgulayan Prof. Dr Kuran, "Kısa vadede iktidarlar rahatlar. Uzun vadede ekonomiye verdiği zarar ülkenin itibarini zedeler, ekonomik büyümesini frenler ve uluslarası ilişkilerdeki gücünü azaltır." şeklinde konuştu.

SARSILAN GÜVEN ORTAMINDA YATIRIMCILAR KAÇABİLİR

Toronto Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Görevlisi Kuruşcu, hukuk dışı yaptırımların tüm sektöre olan güveni sarsacağı uyarısında bulunarak "Bugun Bank Asya’nın başına gelenin bir benzerinin başka bir bankanın başına gelmeyeceğini kim garanti edebilir? Sarsılan güven ortamında özellikle devlet garantisine sahip olmayan büyük yatırımcımların Türk banka sektöründen kaçma ihtimali var." dedi.

Bir ülkenin ekonomisinin sağlıklı olabilmesi için o ülkede çalışanların ve yatırım yapanların emeğinin karşılığını alabileceği güvenli bir ortam olması gerektiğini belirten Ekonomist Kuruşcu, böyle bir ortamın olmadığı yerlerde verimli çalışma ve yatırımdan söz etmenin mümkün olmayacağını ifade etti. Malesef son zamanlarda Türkiye’deki keyfi ve hukuksuz uygulamaların ülkeyi sağlıksız bir ekonomik ortama sürüklediğini savunan Türk akademisyen, "Ehil ve haklı olanın hakkının verilmediği, sırf iktidara yakın olanların devlet imkanlarından yararlandığı ve muhalif olanların devlet tarafından cezalandırılmaya çalışıldığı bir ortamda kaynakların verimli kullanılmasından bahsetmek mümkün değildir. Ülkemizin enerjisi de süni gündemlerle harcanıyor. Böyle bir ortamda ekonomimizin sağlıklı bir şekilde büyümesi çok zor." diye konuştu.

BATI STANDARTLARINDA ANLAŞILMASI İMKÂNSIZ

Bank Asya operasyonunun Batı standartlarında anlaşılmasının imkânsız olduğunu vurgulayan Kuruşcu, bu müdahalenin yabancı yatırımcının güvenini sarsacağına dikkat çekti. Türkiye’nin her yıl cari açık verdigini ve borç yükü giderek artan bir ülke olduğunu hatırlatan Toronto Üniversitesi Öğretim Görevlisi, "Türkiye ekonomisi dış finansmana çok bağımlı. Bu tarz müdahaleler yabancı yatırımcının güvenini sarsacaktır. Yabancı yatırımcı da hukukun ve güvenin olmadığı bir ortamda özellikle uzun vadeli yatırımlar yapmayacaktır. Yaparsa da bu kısa vadeli spekülatif yatırımlardır ki her an çıkıp bir döviz kuru krizine yol açabilir." şeklinde uyarılarda bulundu.

Kuruşcu, Türkiye’de şu anda yabancı sermayenin kaçma riskinden dolayı Merkez Bankası’nın faizleri yüksek tutarak döviz çıkışını engellemeye çalıştığını belirterek "Faizler düşerse döviz kaçacak, kur yükselecek ve birçok işveren döviz endeksli borçlarını ödeyemeyeceğinden iflasın eşiğine sürüklenecek. Kurdaki fırlamanın getireceği ekonomik belirsizliğin de etkisiyle bu hemen ciddi bir krize sebep olabilir. Faizler yükselse bu sefer de yatırım azalacak ve uzun vadede ekonomik büyüme azalacak. Yani ekonomi her şekilde olumsuz etkilenecek." şeklinde konuştu.