Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), cemevlerinin Türkiye'de resmen ibadethane olarak tanınması amacıyla Ankara aleyhine açılan davayı görüştü. Tarafları dinleyen AİHM Büyük Dairesi kararını ileri bir tarihte vermek üzere duruşmayı erteledi.

Duruşmada konuşan Cem Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Namık Sofuoğlu mahkemeden taleplerini, "Cemevlerinin ibadethane statüsüne getirilmesi, din hizmetlerinin Alevi vatandaşlarını da kamu hizmeti olarak verilmesi ve Alevi inancı önderlerinin de Diyanet'in özlük haklarından yararlanması" olarak sıraladı. Sofuoğlu 80 milyon nüfusa sahip Türkiye'de 25-30 milyon Alevi vatandaşı olduğunu hatırlatarak, "Burada bir ayrımcılık var. Bu ayrımcılık Avrupa değerlerine ve sekülerizme de aykırı bir uygulama." diye konuştu.

Cem Vakfı Genel Başkanı İzzettin Doğan ise Sünni İslam'a ayrılan paranın miktarının 10 milyar liranın üzerinde olduğunu, bu miktarın bir tek kuruşunun bile Alevi vatandaşlara gitmediğini savundu. Diyanet'in 180 bin personeli olduğunu, Sünni İslam'ı ayakta tutmak ve geliştirmek için 600'e yakın imam-hatip okulunun var olduğunu söyleyen Doğan, Alevi dedelerini yetiştirebilecek bir tek okulun bulunmadığını hatırlattı. Doğan, bunun Türkiye'ye yakışmayan bir ayrımcılık olduğunu söyledi.

Duruşmada Türk hükümeti adına konuşan avukat Hacı Ali Açıkgül ise cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığını söyledi. Türkiye'de Alevilere ait derneklerin ve bir araya gelinen yerlerin devamlılığında hiçbir sorun olmadığını söyleyen Açıkgül, ancak bu yerleri ibadethanelerden ayırmak gerektiğini vurguladı. Hukuki olarak ibadethane statüsünün kilise, sinagog ve Müslümanlar için camiler olduğunu dile getirdi. Hükümetin, 2009 ve 2010'da Alevi toplumunun ileri gelenlerinin katılımıyla 7 Alevi çalıştayı düzenlediğine de vurgu yapan avukat, iddia edildiği gibi Türkiye'de Alevi vatandaşlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) din ve inanç hürriyeti ile ayrımcılık ilkesi ile ilgili ihlallere maruz kalmadığını savundu.

Aralarından Türk hakim Işıl Karakaş'ın da bulunduğu AİHM'nin 17 yargıçlı Büyük Dairesi'nde görülen davada karar ileri bir tarihte verilecek. Mahkeme, 25 Kasım 214'de aldığı kararla davanın AİHM Büyük Dairesi'nde görülmesine karar vermişti.

Türkiye'de konuyla ilgili 10 yıl önce açılan davada iç hukuk yollarının tükenmesinin ardından dosya 5 yıl önce AİHM'ye taşınmıştı. Prof. Dr. İzzettin Doğan öncülüğünde 203 kişi tarafından açılan davada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) düşünce, din ve vicdan özgürlüğünü kapsayan 9'uncu maddesi ve ayrımcılığı yasaklayan 14. maddesinin ihlal edildiğini savundu. Uygulamalarda ayrıcalık yapılmakta olduğu, eşit vatandaşlık kurallarının ihmal edildiği, bütçeden Alevilere de pay ayrılması gerektiği gibi talepler yer aldı.

Cem Vakfı’nın AİHM’de açmış olduğu üç davadan “Zorunlu Din Dersleri ve Müfredatın Taraflılığı” ve “Cemevlerinin elektrik paraları” ile ilgili olan iki dava oy birliği ile vakıf lehine sonuçlanmıştı.