Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yasa dışı örgütlenme gerekçesiyle gözaltına alınan ve işkence gördüğünü belirten Afet Süreyya Eren'e Türkiye'nin 50 bin Euro tazminat ödemesine hükmetti.

Eren, 1999 yılında gözaltında iken 4 gün boyunca işkence gördüğü, bu süre içerisinde 10 dakika kadar kollarından bağlı kaldığı, çırılçıplak soyulduğu, başının duvara çarptıldığı, tecavüzle tehdit edildiğini öne sürerek AİHM'ye başvurmuştu.

Doktor raporlarında ise vücudunda çizik, ödem, deride renk değişikliği ve sağ köprücük kemiğinde şişlik olduğu belirtilen Eren, Haziran 1999’da savcılığa suç duyurusunda bulunmuş fakat bir sonuç alamamıştı.

BENZER BİR DAVADA DA KARAR VERİLDİ

Dilek Aslan ise 21 Ekim 2006’da "özgürlüklerini yitiren kişilerin ailelerini desteklemek için broşür dağıttığı" sırada gözaltına alındığını, polisten dayak yediğini, kafasının polis otosuna çarpıldığına ve vücuduna dokunarak müstehcen sözler söylediklerini iddia etti. Aslan, karakolda da aynı muamelenin devam ettiği ve tecavüzle tehdit edildiğini soyledi. Tutuklama sırasındaki muameleden dolayı küçük yaralanmaların olduğu doktor raporunda yer aldı. 2009 yılındaki mahkemede polis suçlu bulundu.

Aslan, broşür dağıtılmasının engellenerek ifade özgürlüğü hakkının kısıtlanmasına bir ceza verilmediğini de belirtti.

Strasbourg mahkemesi AİHS’nin 3. maddesine dayanarak iki kadının insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve işkenceye maruz kaldığını ve yetkililerin kötü muamele iddialarına ilişkin etkili bir soruşturma yürütülmediğine karar verdi.

Dilek Aslan için de ifade özgürlüğünün kısıtlandığını belirtti. Aslan haklı bulundu fakat şikayetçi talep etmediği için tazminat kararı çıkmadı.