Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Merkezi Willy-Brand-Haus’da Avrupa Birliği’nin (AB) Kanada ve ABD ile imzalaması gündemde olan serbest ticaret anlaşmaları hakkında konferans düzenlendi. Genel Başkan Sigmar Gabriel ve Meclis Grubu Başkanı Oppermann anlaşmaların önemini dile getirdi. Gabriel, anlaşmaların yapılmaması durumunda Avrupa’nın kaybeden olacağını savundu.

Avrupa Birliği’nin (AB) Kanada ve ABD ile imzalamak istediği CETA ve TTIP serbest ticaret anlaşmaları çerçevesindeki tartışmalar devam ediyor. Emnid araştırma enstitüsünün Foodwatch isimli sivil toplum kuruluşu için yaptığı araştırmaya göre vatandaşların sadece yüzde 39’u TTIP’e olumlu bakıyor. Geçen yılın Ekim ayında bu oran yüzde 48’lerde seyrediyordu.

Birlik (CDU/CSU) partileri ile iktidar ortağı olan Sosyal Demokrat Parti (SPD) yönetimi bu anlaşmalara olan ‘direnişi’ kırmak istiyor. Partinin Genel Başkanı, Federal Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel, SPD’nin Federal Meclis Grubu Başkanı Thomas Oppermann ile birlikte "CETA ve TTIP’in avantaj ve riskleri" konulu bir konferansa ev sahipliği yaptı. SPD Genel Merkezi Willy-Brandt – Haus’da düzenlenen konferansa AB Ticaret Komiseri Cecilia Malmström, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ve Alman Sendikalar Birliği (DGB) Başkanı Reiner Hoffman katıldı.

CETA ve TTIP’in değişik yönlerinin ele alındığı panellerde SPD’li siyasetçiler sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve uzmanlarla anlaşmaların avantaj ve dezavantajlarını değerlendirdi. Konferansın açılış konuşmasında Oppermann bu anlaşmaların imzalanmasından yana olduğunu belirterek, bunların sadece serbest ticaret anlaşması değil, aynı zamanda barış projesi olduğunu savundu. Almanya’nın anlaşmalara ihtiyacı olduğunu vurgulayan Oppermann, anlaşmaların oluşturduğu avantajlarından yararlanılması gerektiğini belirtti. Oppermann ayrıca, bunlardan dolayı mevcut standartların kötüleşmeyeceğini dile getirdi.

Genel Başkan Gabriel ise "Dünya ekonomisinde ağırlığımızın olmasını istiyorsak partnerlere ihtiyacımız." var diyerek, bu anlaşmaların öneminden bahsetti. Ancak vatandaşlar arasındaki CETA ve TTIP’e yönelik endişe ve tedirginliğin de ciddiye alınması gerektiğini ifade eden Gabriel, bunların bertaraf edilmesi için sürecin şeffaf olmasının önemine değindi. Anlaşmalardaki yatırımcıyı koruma konusunda değişikliğin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Gabriel, "Yabancı yatırımcılar AB’li yatırımcılardan daha fazla hakka sahip olmamalı." diye konuştu.

Gabriel ayrıca Transatlantik Ekonomi Forumu’nun açılış konuşmasında da bu anlaşmaların önemini ele aldı. "Biz jeopolitik öneminden fazla klora batırılmış tavuklar hakkında konuşuyoruz." diyen Gabriel, anlaşmanın imzalanmaması durumunda dümene Asya’nın geçeceğini dile getirdi.