Almanya’nın ‘göç ülkesi’ olduğunu kabul etmesinden sonra göçmen ve uyum politikalarında olumlu gelişmeler kaydediliyor. Uluslararası bir araştırmaya göre Almanya, 'hoş geldin' kültürü, eşit hakların sağlaması konusunda olumlu adımlar atıyor. Bununla birlikte uzmanlar, uyum tartışmalarında fırsat eşitliği konusunda eksiklikler tespit etti. Ayrımcılık olayları ile ilgili istatistik tutulmaması da eleştirildi.

Avrupa Birliği (AB) üyeleri, ABD, Kanada, Japonya, diğer endüstri ülkelerinin yanı sıra Türkiye’nin de göçmen ve uyum politikalarını inceleyen ve birbirleriyle karşılaştıran Göçmen Uyumu Siyaseti Endeksi (MIPEX) adlı araştırmaya göre Almanya, yavaş da olsa olumlu ilerlemeler kaydetti. MIPEX’in 4. raporunu dün federal basın evinde kamuya tanıtan araştırmacılar, Almanya’nın geç de olsa göç ülkesi olduğunu kabul etmesi siyasi icraatı ve yasamaya yansıdığına dikkat çekti.

Örneğin yabancı diplomaların tanınması için atılan adım Almanya’nın uluslararası sıralamadaki yerine olumlu yansıdı. Bunun yanı sıra AB üyesi olmayan üçüncü ülkelerin vatandaşları da ülkede aşağı yukarı eşit haklara sahipler. ‘İstihdam piyasasındaki mobilite’ alanında Almanya, Kanada ve İskandinav ülkelerini takiben 4. sırada yerini aldı. Vatandaşlığa kabul etme konusunda da Almanya ön sıralarda geliyor. Ancak çifte vatandaşlığın yasal olarak mümkün kılınmaması Almanya’nın puanına olumlu yansımıyor. Araştırmacılara göre çifte vatandaşı olma imkanı sunulmadığı için ülkede uzun süredir yaşayan göçmenler Alman vatandaşı olma hakkından yararlanmıyor.

Araştırmada ayrıca aşırı sağcı partilerin etkisinin çok düşük olması övülüyor. Bunun yanı sıra hoş geldin kültürünün geliştirilmesi konusundaki adımlar hakkında olumlu bahsediliyor. Ancak bununla beraber uyum çerçevesinde yapılan tartışmalarda fırsat eşitliğine çok az önem verilmesi eleştirildi. Ayrıca ayrımcılık olayları ile ilgili özel bir istatistiğin tutulmadığına dikkat çekildi. Bilindiği gibi Birleşmiş Milletler Irkçılıkla Mücadele Komisyonu (CERD) de Almanya’da son zamanlarda ırkçılığın toplumda yaygın ve görünür hale geldiğini eleştirmiş, özellikle de kurumsal ırkçılığın ise ciddiye alınmadığı uyarısında bulunmuştu.

Göçmenlerin ayrımcılığa uğraması konusunda eğitim politikalarından örnek vermek mümkün. Raporda, göçmen bir ilk okul öğrencisinin notlarına bakmaksızın sadece isminin yabancı olmasından dolayı Gymnasium lisesi için tavsiye almasının düşük olduğuna dikkat çekiliyor.