Almanya’nın nüfusu göç sayesinde geçtiğimiz yıl 400 bin kişi daha kazandı. Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’e göre bu Almanya’nın rağbet gördüğünün ve mevcut yasaların da yeterli olduğunun bir göstergesi. Alman Sendikalar Birliği (DGB) ise de Maiziere’nin görüşüne katılmıyor. DGB Yönetim Kurulu Üyesi Annelie Buntebach, “Göçmen sayısının yükselmesi ‘hüsnü kabul kültürü’nün göstergesi anlamına gelmez.” diye konuştu.

Kölner Stadt-Anzeiger’e konuşan Buntebach, Almanya’ya gelenlere bu toplumun bir parçası olabilmeleri için hak ve imkanların tanınması gerektiğini söyleyerek mevcut durumda 50’den fazla oturum izni formu olmasını eleştirdi. Buntebach, bu konuda netlik ve şeffaflık eksikliği olduğunu kaydetti. CDU Genel Sekrteri Peter Tauber’in yeni yasa talebini dile getirmesiyle başlayan bu tartışma Büyük Koalisyon ortakları arasında fikir ayrılığına sebep oldu.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Grubu Başkanı Thomas Oppermann bu hafta içinde böyle bir yasaya ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. “Bir Göç Yasası ile kalifiye elemanlara Almanya’ya gelebilmeleri için hesaplanabilir bir şans oluşturmamız gerekiyor.” diye dpa’ya açıklamada bulunan Oppermann, SPD’nin böyle bir yasaya taslak niteliğini taşıyabilecek bir önergeyi bulunduğumuz ayın sonuna kadar hazırlayacağını duyurdu. CDU’da ise Federal Meclis Grubu Başkanı Volker Kauder’den sonra Federal İçişleri Bakanı de Maiziere yeni bir göç yasasına ihtiyaç duyulmadığını açıklamıştı.

Ancak CDU’nun Federal Meclis’teki Berlin Eyalet Grubu Başkanı Kai Wegner, kalifiye eleman çekmek için bir yasaya ihtiyaç olduğunu açıkladı. Almanya’nın göç ülkesi olduğuna dikkat çeken Wegner, klasik göç ülkelerine kıyasla Almanya’nın bir modern göç hukuku eksikliği çektiğini söyledi. Wegner, Kanada örneğindeki puan sistemi uygulanmasının göçmenlerin istihdam piyasasına kolaylık sağlayabileceğini dile getirdi.

Yeşiller Partili Federal Meclis Grubu İçişleri Politikaları Sözcüsü Volker Beck ise yasal düzenlemelerde insani yönün de dikkate alınması gerektiğini belirtti. Beck, geleceğin taleplerini yerine getirmesi beklenen bir göç konseptinin insan hakları ile uyumlu, bürokratik engellerin daha az ve yüksek kalifiye iş gücü için çekici olması gerektiğini söyledi.