Avrupa Birliği’ne üyelik müzakereleri yürüten Türkiye‘de basına yönelik muamelenin kabul edilemez olduğunu söyleyen Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Alexander Lambsdorff, "Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu anlamıyorsa, onun hükümetiyle üyelik müzakerelerini devam ettirmenin bir anlamı yok. Müzakereler askıya alınmalı." çağrısı yaptı.

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinin en önemli destekçilerinden birisi olan Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Alexander Lambsdorff, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetiyle müzakereleri yürütmenin bir anlamı kalmadığını söyledi. Lambsdorff, "Müzakereleri askıya alalım." çağrısı yaptı.

Türkiye’de medyaya yönelik baskının arttığına ve hükümeti eleştiren gazetecilerin hapse girdiklerini ve işlerini kaybettiklerine dikkati çeken Türkiye dostu Alman siyasetçi Lambsdorff, yaptığı basın açıklamasında "Türkiye’de basın özgürlüğü tehlikede. Birçok gazeteci hükümeti eleştirdiği için ya hapiste ya işini kaybetmiş durumda. AB ile üyelik müzakereleri yürüten bir ülkede bunların kabul edilemez olduğu konusunda bütün demokratlar birleştiler. Eğer Erdoğan bunu anlamıyorsa, onun hükümetiyle müzakereleri devam ettirmenin bir anlamı yok. Müzakereler askıya alınmalıdır.“ ifadelerini kullandı.

Türkiye ile ilişkilerin yeni bir temele taşınması gerektiğini söyleyen AP'deki Liberal Grup Başkanı Lambsdorff, açık ve demokratik bir ülkenin göstergelerinin özgür ve çoğulcu toplum olduğunu, bunun aynı zamanda AB’ye üyeliğin şartlarından olduğunu kaydetti. "Bu göstergeler artık Türkiye’de yok. 14 Aralık 2014’te özellikle Zaman ve Samanyolu’ndaki tutuklamalar, AKP’nin otoriter tedbirleri kullanarak muhalefeti susturmak istediğini gösteriyor. Ki Zaman ve Samanyolu'nun, Hizmet Hareketi’ne yakın olmaları hiçbir önemi yok. Hiç şüphesiz legal ve rahatsız edilmeden çalışma hakları var." dedi.

Savcılığın Zaman Gazetesi Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’yı soruşturma gerekçesi olarak gösterdiği terör suçlamasını 'gerçek dışı' şeklinde yorumlayan Lambsdorff, Türkiye’de sadece basın özgürlüğü değil AKP hükümetinin uygulamalarıyla hukuk devletinin de tehlike altında olduğunu vurguladı.