Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Arnavutluk’taki Türk okullarının kapatılmasını istemesine en ilginç cevap, iktidardaki Sosyalist Parti Milletvekili Ben Blushi’den geldi.

Konuyla ilgili olarak önceki gün Meclis’te söz alan Blushi, manifesto niteliğinde bir konuşma yaptı. Erdoğan’a çok ağır eleştiriler yönelten Blushi’nin konuyla ilgili konuşması şöyle:

"CAMİYİ KENDİ PARAMIZLA İNŞA ETMELİYDİK"

"Bugün meclis olarak kaçırılmaması gerektiğine inandığım başka bir konuyu da gündeme getirmek istiyorum. Sözüm cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü Tiran ziyareti ile ilgili... Şüphesiz bunun iyi bir ziyaret olduğunu düşünüyorum, gerekli zamanda olduğuna eminim ve şüphesiz Türk cumhurbaşkanına teşekkür etmenin tam zamanı, günü ve yeridir. Türk milletine de, Arnavut Müslüman topluluğuna Namazgah Camii'ni inşa etmesiyle verdiği hediyesinden ötürü teşekkür etmek isterim. Eminim ki bugünden itibaren, yani dünden, Arnavutluk'un her tarafındaki birçok Müslümanın ruhu kendini artık daha serbest hissediyor. Çünkü eninde sonunda, neredeyse 70 yıl boyunca inkar edilen camilerine sahip olabildiler. Fakat, benim düşünceme göre, biz topluca millet olarak, bunları kendi paramızla inşa etmemiz gerekmekteydi; bizim kilise ve camilerimizi... Çünkü kilise ve camiler yollar gibi değil, köprüler gibi değil. Onlar manevi zenginliktir ve her millet onları kendi parasından feda ederek de yapar. Fakat bundan bağımsız olarak, bizde bu imkan yoktu ve tabii ki Türk milletine Namazgah Camii için teşekkür etmemiz lazım.

"İNSAN ÖLDÜRMEYEN TERÖRİST GÖRMEDİM"

Ben aslında başka birşey söylemek istiyorum. Bana öyle geldi ki, bu 'hediye'ye takas olarak Türk cumhurbaşkanı bir karşılık talep etti. 'Hediye' karşılık istemez! O, kendisine göre terör örgütü olan bir hareketin kapatılmasını talep etti; Türkiye'de de Arnavutluk'ta da faaliyet gösteren bir hareketi... Ve biz kimin hakkında konuştuğunu biliyoruz! Ben insan öldürmeyen terör örgütü görmedim! Ve Türk cumhurbaşkanının terörist dediği bu örgütün, Arnavutluk'ta herhangi bir cinayetini görmedik. Ve kendi çıkarları için bizden yok etmemizi istiyor. Meclis'te konuşmak istediğim konu tam da budur. Bizi, benim için kabul edilemez bir zor pozisyonda bırakıyorlar. Bu bir vasallıktır! Ben bunu kabul edemem! Ve eminim ki bu meclisteki çoğu beyefendi, hanımefendi, bunu kabul edemezler.

"TÜRK SÖMÜRGESİ DEĞİLİZ"

Arnavutluk sadece BM tarafından ilan edilen terör örgütleri listesini tanıyor ve iyi bir bilgiye sahiptir. Hiçbir cumhurbaşkanı, başbakan, her kim olursa olsun, bizim ülkemizde Arnavut veya Türk olsun, terörist listesi tayin etmesi... Bu makul değil; kabul edilebilir de değil. Bu yüzden bunu reddetmemiz lazım. Reddedeceğiz; çünkü, dediğim gibi, biz Türk sömürgesi değiliz. Türk sömürgesi değiliz ve bir 'hediye' karşılığında özgürlükleri ve kendi milli gururumuzu çiğnetemeyiz.

"BİNLERCE ARNAVUT ÇOCUĞUNA YARDIM ETTİLER"

Bildiğim kadarıyla, Türk cumhurbaşkanının talebi, Tiran'da bulunan birkaç okulun kapatılmasıyla ilgili, biliyorsunuz değil mi? Okul kapatılması söz konusu... Öyle okullar ki açıldığından beri, Türkiye'de olsun Arnavutluk'ta olsun, on, on beş veya yirmi sene önce, Türk eğitiminin gururuydular ve bir anlamda, onlarca, yüzlerce, belki binlerce Arnavut çocuğuna yardım ettiler, eğitim şartlarının en perişan olduğu bu 20 yılda gerekli eğitimi almasına yardımcı oldular ve bildiğim kadarıyla, onlar asgari kriterleri yerine getirdiler: Kalite ve laiklik. Tabii ki Arnavutluk'ta okul kapatmanın nedenleri var. Vergi ödemeyen okullar var, kabine olan okullar var, dini nefret körükleyen okullar var. Açılması için asgari şartları yerine getiremeyen okullar var, laiklik ilkesine uymayan okullar var. Bir okulu kapatmanın gerekçeleri işte bunlardır.

Dün biri gelip de bir 'hediye' karşılığında bizden okul kapatmamızı talep ediyor. Çünkü ona göre bunları kendi siyasi rakibi finanse ediyor. Bu kabul edilemez! Ve bunun kabul edilmemesi lazım. Çünkü biz Türkiye'nin siyasi çekişmesinde taraf değiliz. Biz o çekişmede taraf değiliz ve kimse buraya gelip kendi siyasi nedenlerinden dolayı rakiplerini bizden yok etmemizi isteyemez. Ben kimseyi savunmuyorum; bahsettiklerini de, bahsettiklerine karşı olanları da... Beni asla ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren, bizim karar verme özgürlüğümüzdür. Beni ilgilendiren budur.

"BABA GİBİ SÖYLEDİ"

Çünkü Türk cumhurbaşkanı dün gelip dedi ki 'birkaç okulu kapatmanız lazım!'. Ama bunu nasıl dedi? Bunu bir kardeş olarak mı dedi? Bir arkadaş olarak mı dedi? 'Okul kapatın!' diyen bir kardeş veya arkadaş gördünüz mü? Ben görmedim! Nasıl dedi? Bir baba gibi söyledi. Eğer bizim millet olarak bir babamız olsaydı ilk sırada eminim ki İskenderbey, ikinci sırada İsmail Kemal olurdu. Bizim Arnavutluk dışında babalarımız yok! Yani kabul edilecek bir talep değil. Kabul edilemez!

Yani biz diyoruz ki dünkü talep fazlaydı. Arnavutluk Meclisi, Arnavutluk Cumhurbaşkanı, Arnavutluk Başbakanı, Arnavutluk Hükumeti, bulundukları pozisyonu anladılar, ama kabul edemezler. Hiçbir şekilde kabul edemeyiz çünkü dediğim gibi Türk sömürgesi değiliz. Olamayız ve olmak istemiyoruz. Biz kimsenin sömürgesi değiliz; kimsenin!

Bu yüzden, bir çekişmenin tarafı olmamak için, demokratik veya değil, önemli değil, Türkiye'de. İnanıyorum ki bu talebi topluca reddetmenin günüdür. Ve emin olunuz ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi 'Pişman olmayacaksınız'. Ve pişman olmamamız gerekiyor. Çünkü biz özgürlükleri ve kendi milli gururumuzu savunuyoruz. Hepinize teşekkür ederim."