Uzmanlar, Türk toplumunun anadilini yeni nesillere aktarmada yeterince başarılı olamadığına dikkat çekti. Anadilin, sağlıklı kişilik ve kimlik sahibi nesiller yetiştirmenin olmazsa olmazı olduğuna değinen uzmanlar, anadilinde kendini ifade edemeyen gençlerin zaman zaman şiddete başvurduğu uyarısını yaptı.

21 Şubat Uluslararası Anadil Günü vesilesiyle Avrupalı Türklerin anadil Türkçe konusundaki durumunu değerlendiren uzmanlar, anadil Türkçeyi yitirerek kendini anadilinde ifade edemeyen gençlerin kendini şiddetle ifade etmeye kalkabildiği uyarısı yaptı. UNESCO’nun 1999 yılında 21 Şubat’ı “Dünya Anadil Günü” ilan ettiğini hatırlatan Eğitim Danışma Kurulu Başkanı Mehmet Önel, UNESCO gibi uluslararası kuruluşların anadilde eğitim hakkının korunmasını talep ettiklerine dikkat çekti.

Anadil Günü ile ilgili değerlendirmeler yapan tecrübeli eğitimci ve dil uzmanı Mehmet Önel, “Konuşulmayan ve yazılmayan bir dil zamanla kayboluyor.” uyarısı yaptı. UNESCO’nun araştırmalarına göre; Türkçenin dünyada en çok konuşulan sekizinci dil olduğunu hatırlatan Önel, 200 milyon kişinin konuştuğu Türkçenin Almanya’da ise ikinci büyük yabancı ve anadil olduğunu kaydetti. Anadil ile ilgili Avrupa ülkeleriyle yapılan ikili anlaşmalardan doğan haklar olduğunu kaydeden Önel, buna rağmen Türkçe’nin dolaylı yollarla engellendiğinden yakındı.

TÜRKÇE GİDERSE, TÜM DEĞERLERİMİZE GİDEN YOLLAR KAPANIR!

Dilin tüm değerlere ulaşma yolu olduğunu hatırlatan Önel, “Türkçemiz dilsel yeteneklerini ve fonksiyonlarını kaybettikçe, zamanla bizden uzaklaşıp, hayatımızdan çıkarsa, bütün değerlerimize giden yollar ve köprüler de kapanabilir.” uyarısını yaptı. Anadilin kimlik gelişimindeki önemine dikkat çeken Önel, “Anadilimiz Türkçe sağlam bir sosyal kişilik, kimlik ve karakter gelişimi oluşturmak, özgüveni artırmak için çok önemlidir.” dedi.

TÜRKÇE ALMANCAYA ENGEL DEĞİL, YARDIMCI OLUR

“Türkçe öğrenimi Almanca öğrenimine engel değildir. Bilakis Almanca öğrenimini ve diğer yabancı dillerin öğrenimini de kolaylaştırır.” diyen Önel, “Anadilimiz Türkçe ruhumuzun gıdası ve besleyicisidir.’ Bir dil bir insan, iki dil iki insan’ diye çok anlamlı bir atasözümüz vardır. Bir dil bir kapıyı, iki dil iki kapıyı açar.” şeklinde konuştu.

ANADİLİNİ YİTİREN NESİLLER SAĞLIKLI NESİLLER OLMAZ

Türkçe – Almanca çift dilli masal kitapları yazarı Yücel Feyzioğlu ise anadilini yitiren nesillerin sağlıklı nesiller olamayacağına dikkat çekti. Feyzioğlu, “Dil, kelimelerden oluşuyor. Bu kelimeler, günlük hayat, gelenek, görenek, tarih, folklor, duygu ve davranış biçimi, inanç, bilgi gibi her şeyi içeriyor. Yani anadili, devasa bir kültürel hazinedir. Bu hazineyi edinemeyen ya da kaybeden kişi kendisini ifade edebilmek için ya şiddete başvuruyor ya da sudan çıkmış balık gibi can çekişiyor.” dedi.

Avrupa’daki Türk toplumunun anadilin önemini kavrayamadığını ve çocuklarına yeterince aktaramadığını belirten Feyzioğlu, “Çocuk anadili öğrenmemişse, ikinci dili de kavrayamıyor. Okullarda anlattığım masalların Türkçesini de Almancasını da çocuklarımızın anlamasında çok büyük sıkıntılar var. Bu durum eğitimin seviyesini aşağı çekiyor, Almanlar tepki duyuyor, kimisi çocuğumuzu aptal yerine koyuyor. Eğer biz anadilimizi çocuklara öğretemezsek, o büyük hazineyi aktaramayacağız. Çocukların geleceği için bu büyük tehlikedir." ifadelerini kullandı.