Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıslı Rumların müzakere sürecinde atacağı iyi niyetli adımların karşılıksız kalmayacağını söyledi.

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Çavuşoğlu, “Şu gayet iyi bilinmelidir ki Kıbrıs Türk halkının çözümsüzlüğün mağduru veya Rum devletinde azınlık haline getirilmesi asla mümkün değildir. Rum yönetimi bu hatasında en kısa zamanda vazgeçmelidir. Adanın ortak sahibi olan iki halkın kurucu iradeleri ve siyasi eşitliğin temelinde oluşturulacak yeni ortaklık konusunda net bir tutum benimsemeli." dedi.

Bakan Çavuşoğlu, Eroğlu ile birlikte Kıbrıs konusunda gelinen noktayı ele alma fırsatı bulduklarını kaydetti. Kıbrıs meselesinin adil ve kalıcı bir çözüme kavuşturulmasının öncelikli dış politikaları olduklarını ifade eden Çavuşoğlu, "Bu böyle devam edecektir. Kıbrıs Türk tarafının bizimle beraber yürüttüğü çabalarla birlikte çözüm konusunda tutarlı ve sonuç almaya yönelik her türlü iyi niyetli yaklaşıma ve Birlemiş Milletler çabalarına desteğimiz devam edecektir. Anavatan ve garantör ülke olarak Kıbrıs Türk tarafının sorunun çözümü yönündeki kararlı çabalarına tam destek veriyoruz." şeklinde konuştu.


"RUMLARIN TEK TARAFLI FAALİYETLERİNE SESSİZ KALMAK MÜMKÜN DEĞİL"

Kıbrıs Türk tarafının müzakerelerin en kısa zamanda sonuca ulaştırılması için gereken siyasi iradeyi göstermekte olduğunu aktaran Çavuşoğlu, bu iradenin sadece Türk tarafında gösterilmesiyle Kıbrıs sorununun çözülmesinin mümkün olmadığına işaret etti.

Buna karşılık Rum tarafının Doğu Akdeniz’deki doğal kaynaklar konusunda Kıbrıs Türk tarafının getirdiği önerileri görmezden gelmeye devam etmekte olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, "Tek taraflı olarak başlattığı faaliyetlerini genişleterek devam ettirmektedir. Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafı meşru çıkarlarını dikkate almadan yürüttüğü tek taraflı arama faaliyetlerine tepkisiz kalınması elbette mümkün değildir." dedi.

"RUMLAR MASAYA YENİDEN DÖNMELİ"

Rum tarafının masadan kalkmasının ardından Eroğlu ile yaptığı görüşmede yapıcı önerileri ortaya koyduklarının altını çizen Çavuşoğlu, böylelikle doğal gaz konusunun Kıbrıslı Türklerin haklarını gözetecek şekilde ele alınmasını ve Rumların masaya dönmesini amaçladıklarını belirtti.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Özel Kıbrıs Danışmanı Eide ve Yunanistan ile birlikte bu öneriler üzerinde çalışmalarının olduğuna işaret eden Çavuşoğlu şunları söyledi: “Sismik faaliyetlerimize ilişkin yürüttüğümüz duyurunun süresinin 30 Aralık’ta bitmesinin ardından Rum tarafının sondaj çalışmalarının sonlandırmasını bekledik. Ancak tüm iyi niyetli çabalarımıza rağmen Rum tarafı tek yanlı faaliyetlerini sürdürmekte ısrar ediyor. Rum tarafı yayınladığı duyurularla mevcut sondaj süresini uzattı. Sondaj çalışması yapılacak sahayı maalesef genişletti. Son olarak 5 Ocak’ta yaptığı açıklama Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’in tutumunun değişmediğini hep birlikte gördük. Bu gelişmeler ışığında KKTC hükümeti, Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na (TPAO) verilen ruhsatlar çerçevesinde bölgedeki çalışmalarına devam etmesine kadar verdi. Şimdi şunu bekliyoruz; Rum yönetimi bu hatasında en kısa zamanda vazgeçmelidir.”

"KIBRISLI TÜRKLER AZINLIK HALİNE GETİRİLEMEZ"

Adanın ortak sahibi olan iki halkın kurucu iradelerin ve siyasi eşitliğin temelinde oluşturulacak yeni ortaklık konusunda net bir tutum benimsemesi gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, "Müzakere masasına geri dönmeli ve kalıcı bir çözüme ulaşmak için samimi bir şekilde çaba sarf etmelidir. Rumların atacağı iyi niyetli yaklaşımlar kuşkusuz karşılıksız kalmayacaktır. Şu gayet iyi bilinmelidir ki Kıbrıs Türk halkının çözümsüzlüğün mağduru ve ya Rum devletinde azınlık haline getirilmesi asla mümkün değildir." açıklamalarında bulundu.

"SAMİMİYET SINAVINDAN KALDILAR"

Rum tarafının samimiyet sınavından kaldığını söyleyen Mevlüt Çavuşoğlu, “Önce sondaj çalışmalarını sonlandırsın, sonra masaya dönsün şeklinde bir şartımız yok. Bir an önce masaya dönmesi şeklinde bir talebimiz var. Sonrasında iki ülke birlikte birtakım görüş alış verişleriyle bazı şeyleri halledebilir.” dedi.

EROĞLU: ANASTASİADİS AL-VER’DEN KAÇTI

Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Eroğlu da, görüşmeler sürecinin en kritik safhası olan al-ver sürecine geçilme durumunda olunduğu anda müzakere masasından dolayısıyla kapsamlı çözümden kaçınıldığının gizlenmeye çalışıldığını savundu.

Rumların bu sorumluluğu Türkiye ve KKTC’ye yüklemeye çalıştığını aktaran Eroğlu şunları söyledi: "Yaptıkları peş peşe açıklamalar ve yoğun bir propaganda kampanyası ile bu soğuk havalarda bile Doğu Akdeniz’in sularını ısıtmaya çalışmaktadırlar. Rum tarafının bu tavrı karşısında yaptığım açıklamalarda ben hep öncelikli görevimin Kıbrıs Türk tarafının hak ve çıkarlarının korumak olduğumu vurguladım. Bu, tabiatıyla hem görüşme masası hem de masa dışı gelişmeleri için geçerlidir. Takdir edilmelidir ki egemenlik haklarımızı ekonomik çıkarlarımızı ve eşitlik statümüzü Kıbrıs Rum tarafının inisiyatifine insafına ve ya rızasına bırakamayız. Bunları hem masada hem de masa dışında savunmaya devam ettik ve edeceğiz. Bu konuda anavatan Türkiye her zaman yanımızda olmuştur. Yanımızda olmaya devam edeceğine dair en küçük bir kuşkum yoktur."