Afganistan’ın başkenti Kabil’de yüksek mahkeme tarafından Ferhunde katillerinin idamının iptal edilmesi protesto edildi.

Ferhunde’nin linç edilerek öldürüldüğü Şah Do Şemşire Camii önünde Hambastagi Milli partisi tarafından düzenlenen protesto gösterisinde, Ferhunde'yi öldürenlerin idam kararının yüksek mahkeme tarafından iptal edilmesi eleştirildi.

Kırmızıya boyanmış elbise giyen kalabalık, Ferhunde maskesi takarak "Biz Ferhundeyiz.", "Ferhunde’nin kanını yerde bırakmayacağız." şeklinde sloganlar attı. Gösteride, iktidardaki Dr. Abdullah Abdullah ve Eşref Gani Ahmedzai'nin oluşturdukları Afganistan Birlik Hükümeti'nin başarılı olmadığı savunuldu.

"Şehit Ferhunde’nin kanı her şerefli Afgan’ın vicdanıdır. Hainlerin bizim vicdanımıza ayak basmasına izin vermeyeceğiz" , “Yozlaşmış mahkeme affetse de halk affetmiyor." pankartlarını taşıyan grup, cinayeti işleyen katillerin cezalandırılmamasına sessiz kalmayacaklarını ifade etti.

Hambastagi Milli partisi Sözcüsü Silai Gafar basına yaptığı açıklamada Birlik Hükümeti'nin yozlaşmış bir hükümet olduğunu söyledi. Gafar, hükümete yakın kişiler tarafından katillerin idamının iptal edildiğini ve buna Cumhurbaşkanı ve icra reisinin de sessiz kaldığını iddia etti.

Gafar sert sözlerle hükümete yüklendi: "Ferhunde cinayeti sadece Kabil’i değil tüm dünyayı sarstı. Afgan halkı dünyanın dört bir yanından adaletin yerine gelmesi için çağrıda bulundu. Yozlaşmış devletimiz de halkın kızgınlığını gidermek için sembolik bir mahkeme tertip etti. Gerçi birinci mahkeme cinayet faillerinden 4 kişiyi idama mahkûm etti; ancak yüksek mahkeme 4 kişinin idamını iptal ederek 20'şer yıl hapse mahkûm etti. Zanlıların birçoğunu serbest bıraktı ve bazılarına ise kısa hapis cezasına çarptırdı. Bu perde arkası anlaşmalar hükümetin yozlaştığını gösteriyor. Devletin kadınlara saygı göstermediğini artık iyice anlıyoruz. Ferhunde olayı yüzlerce olaylardan sadece bir tanesi; ama yetkililer hala sessiz ve kendi eğlenceleriyle meşgul."

Afgan aktivist ve politikacı Malalai Joya de Ferhunde hadisesinin önceden planlanmış olduğunu iddia etti. Son nefesine kadar mücadele edeceğini vurgulayan Malalai sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde kadınlara karşı bir tür duyarsızlık var. Olayın aslı Afgan kadınlarının ağzına gem vurmadır. Devlet yaptığı cinayetleri örtmek istiyor; ama bizim halkımız artık uyandı ve hiçbir şekilde cinayetlerin peşini bırakmayacak. Ferhunde’nin kanlı elbisesini özgürlük bayrağı simgesi olarak taşıyacağız ve hakkımızı savunacağız."

Devletten hiçbir beklentisi olmadığını söyleyen Pervana isimli bayan ise ülkede kadın haklarını savunmanın sadece bir 'ülkü' olarak kaldığını söyledi. İdama mahkûm olan 4 kişinin para karşılığında cezalarının 20 sene hapse çevrildiğini öne süren Pervana mücadelelerine devam edeceklerini kaydetti.

Cihan Haber Ajansı’na konuşan Bibi Amine adlı başka bir vatandaş ise Ferhunde olayının kendisine 'cehalet dönemini' hatırlattığını ifade etti. Amine, devlet kurumlarında yolsuzluğun çığ gibi büyüdüğüne değindi.

İlk olarak savcı ve hâkimlerin mahkemede olması gerektiğini belirten Âmine, kendilerine verilen sözlerin yerine getirilmediğinden yakındı: "Olayın ilk günden bu yana takipçisiyim. Gerçekten bunalmış vaziyetteyim. Yolsuzluğa bulaşmışların aralarına gidip kendimi intihar edesim geliyor. Bize çok yalan vaatler verildi. Hiçbiri de tutmadı. Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve İcra Reisi Abdullah Abdullah, senin kardeşin ve hanımına böyle bir olay olsa sessiz kalır mıydın?"

Gösteri sonunda vatandaşlar, Ferhunde’nin linç edilerek yakıldığı yerde "Şehit Ferhunde Minaresi"nin yapılması için temel attı. Facianın bu minareyle Afganistan tarihine geçmesi istendi.

Afganistan'ın başkenti Kabil'de, Ferhunde adlı kadın, Kur'an-ı Kerim'i yaktığı iddiasıyla kalabalık tarafından linç edilmişti. Aylar sonra yapılan duruşmada, mahkeme olaydan sorumlu 4 kişiye idam cezası vermişti. Ancak yüksek mahkeme kararı iptal ederek, suçluları 20 yıl hapis cezasını çarptırmıştı. Ayrıca mahkemenin 16 yıl hapis cezası verdiği Omran adlı kişinin serbest bırakılmasına hükmedilmişti.

Geçen ayki duruşmada ise yargılanan 19'u polis 49 kişiden 37'si serbest bırakılmıştı. 4 kişi idam cezasına mahkum edilirken, 8 kişiye de 16 yıl hapis cezası verilmişti.