Toplumsal yaşlanma ve nüfustaki azalma yönünde demografik dönüşüm Almanya’nın kentlerini de vuruyor. Araştırmalar göç olmasa Almanya’nın kentlerinin ıssız yerlere döneceğini gösteriyor. Buna göre ülkede sadece yoğun göç alan büyük şehirlerde nüfus artışı devam ediyor. Buna karşılık kırsal kentlerde ise nüfus oranı sürekli azalıyor.

Federal Şehir ve Yerleşim Araştırmaları Enstitüsü’nün (BBSR) yaptığı araştırmaya göre; göç olmasa Almanya’nın kentleri ıssızlaşacak. BBSR projeksiyonuna göre 2035 yılında Almanya’nın nüfusu 78.2 milyona gerileyecek, toplumsal yaşlanma da sürecek.

Ayrıca şimdiden büyüyen ve küçülen kentler arasında ters orantılı bir gelişme var. Hem dış hem iç göçmenlerin tercih ettiği metropoller büyümesini sürdürürken orta ve küçük kentlerin pek bir perspektifinin olmadığı görülüyor.

BBSR rakamlarına göre; 2008 ile 2013 yılları arasında büyükşehirlerin nüfusu yüzde 2.8 oranında artarken, orta ve küçük kentlerin nüfusları geriliyor. Doğu Almanya’daki kentlerde bu gerileme batıya oranla çok daha hızlı. Özellikle kırsal yerler hızla tenhalaşıyor.

2008 ile 2013 arasında büyükşehirler arasında yeni vatandaşlar kazanarak en çok büyüyen kentler Münster (yüzde 8,9 artış), Frankfurt (yüzde 7,6), Darmstadt (yüzde 7,3) ve Münih (yüzde 7) oldu. Bu tarihler arasında çok az büyük şehir nüfus kaybına uğradı, kayba uğrayan büyük kentlerin başında ise Ruhr bölgesindeki kentler geliyor.

Nüfusu 20 bin ile 100 bin arasında olan orta büyüklükteki kentler arasında ise güçlü büyümeyi sadece büyükşehirlerin yakınındaki kentler gösterebildi. Bunlardan bazıları ise Berlin’in yakınındaki Teltow (yüzde 14,9 büyüme), Stuttgart yakınındaki Remseck am Necker (yüzde 8,8 artış), Dachau (yüzde 8 artış), Münih yakınındaki Unterhaching (yüzde 7,7 artış) oldu.

En büyük nüfus kaybına uğrayan kentler arasında ise eski endüstri kentlerinden olan doğu eyaletlerindeki Hoyerswerda, Bitterfeld-Wolfen ve Eisenhüttenstadt şehirleri oldu. Özellikle kırsal kesimdeki küçük şehirlerin negatif trendde olduğu belirtilen BMSR araştırmasında, 2008 ile 2013 yılları arasında bu kentlerde çalışabilir insan oranının azaldığı kaydedildi.

İnsanların büyük kentlere göç etmesiyle bu trendin daha da güçleneceğini bildiren araştırma, bu gelişmelerin söz konusu bölgelerde şimdiden işgücü eksikliğine yol açtığı tespiti de yapılıyor. BBSR Direktörü Harald Herrmann, “Metropollerin anormal bir etkisi var. Bilim ve değer üreten branşlar oralara yoğunlaşıyor ve işgücü rekabetinde metropollerin avantajı söz konusu.” dedi.