İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden Guardian, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidar stratejisini ele alan bir analiz yazısı yayımladı. Gazete, cumhurbaşkanının gücü elinde bulundurma girişimine kendi partisi içinden aykırı çıkış gelirken; yasama ve yürütme arasındaki ayrılıkların derinleştiğini yazdı.

Analizde, Erdoğan’ın Putin tarzı bir süper başkanlığı hedeflediği belirtildi ve bu girişimin muhalefet tarafından parlamenter demokrasiyi sonlandırarak fiili diktatörlüğe yol açabileceği uyarısı yapıldığı aktarıldı.

Simon Tisdall imzalı analizde Erdoğan'ın partisindeki üç dönem sınırlaması sebebiyle cumhurbaşkanlığına geçtikten sonra yürütmede yetkilerini arttırabilmek için manevralar yaptığı belirtildi. Erdoğan’ın stratejisinin 2000 yılından beri Rusya’nın başkanlık koltuğunda görevde kalmasını sağlayan Vladamir Putin’in stratejisiyle benzerlik taşıdığı, ayrıca Pakistan’ın lideri Pervez Müşerref’in de benzer yolları denediği kaydedildi.

Bu hafta mizah dergisi Penguen’den iki çizerin Erdoğan hakkındaki karikatürler nedeniyle hapis cezasına çarptırıldığını belirten Tisdall; bağımsız gazetecilik, sokak protestoları ve muhalefete yönelik sert engellemelerle ünlenen Erdoğan’ın, bu durumlara kayıtsız kaldığına dikkat çekti.

Analizde, Erdoğan’ın bu olaylar yerine, 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde AKP’ye büyük çoğunluğun oy vermesini sağlamak için işçi sınıfı ve kırsal bölgelerden gelecek dindar seçmene odaklandığı ifade edildi. Böylelikle, cumhurbaşkanının istediği anayasal değişiklikleri uygulamasının teoride mümkün olduğu belirtildi.

Yazıda, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın, Erdoğan’a hükümetin Kürt politikalarına burnunu sokmayı durdurması gerektiğini söylemesinin şaşırtıcı olduğu değerlendirilerek, Erdoğan ve Arınç arasında son yaşanan tartışmalar aktarıldı.

Ayrıca analizde, Türk seçmenler ile ABD ve AB gibi müttefiklerin, Suriye ve terörle mücadelede, Ankara’da kimin sorumlu olduğuna dair büyük soru işaretlerinin mevcut olduğu vurgulandı.

Ekonomi politikası, MİT Genel Sekreterliği ve iç güvenlik yasası üzerinden yaşanan tartışmalara da değinilen yazıda; özellikle başkanlık sistemi konusunda Davutoğlu ve Erdoğan arasındaki gerginliğin krize dönüşebileceği yorumu yapıldı.