Kore Dinlerarası Barış Konseyi'ne (KCRP) akredite olan dini grupların temsilcileri, Türk kültür merkezinin düzenlediği iftar sofrasında bir araya geldi. Birçok dini temsilci, ilk defa bir iftar sofrasına katıldığını ifade etti.

Güney Kore’de uzun yıllardır faaliyet gösteren İstanbul Kültür Merkezi (İKM), her yıl olduğu gibi bu Ramazan ayında da farklı farklı grupları düzenlediği iftar programında misafir etti. Ülkedeki dini gruplar için düzenlenen iftar yemeğine ise KCRP'ye akredite Budizm, Protestanlık, Katoliklik, Won Budizmi, Cheondo Dini, Konfüçyanizm ve Kore yerel dinler temsilcileri katıldı.

EN ÇOK SU İÇİLMEMESİNE ŞAŞIRIYORLAR

İKM’ye gelen davetlilere ilk olarak yarım saat Ramazan'ı anlatan sunum yapıldı. Ezanın okunması ile iftar yemeğine başlandı. Birçok dini temsilci oruç tutarken Müslümanların su dahi içmediklerine çok şaşırdıklarını ifade etti. İftar sofrasında en çok konuşulan konu ise orucun dindeki yeri oldu.

Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) konuşan KCRP Genel Sekreteri Pastör Kim Gwang-joon, ilk defa bir iftar yemeğine katıldığını söyledi. "Ramazan’ın mana ve önemini anladığımız bir gece oldu. Çok şey öğrendik. Özellikle Türk yemeklerinin damak tadımıza bu kadar yakın olduğunu görmek güzeldi." diye konuşan Pastör Kim, sözlerini şöyle devam ettirdi: "Gecenin bence en iyi tarafı İKM ailesi ile bir araya gelip, samimi bir ortamda muhabbet etmek oldu."

Budist Rahip Beophyun ise 'Ramazan' ve 'iftar' gibi yeni kavramlarla tanışmanın çok anlamlı olduğunu ifade etti. Rahip Beophyun duygularını şöyle dile getirdi: "Önemli olan yemeğin kendisi değil zaten; tatlı yemekten öte tatlı muhabbet etmek. Bence en güzeli buydu. Güzel bir hatıra oldu benim için."

İKM Müdürü Hüseyin Yiğit iftar programlarını sadece dini grupların temsilcilerine yönelik değil, akademiden basın dünyasına kadar birçok kesime yönelik düzenlediklerini belirtti. Programlarda Ramazan ayını anlatan sunum yaptıklarını aktaran Yiğit, misafirlerin yemek esnasında merak ettikleri soruları cevaplamaya çalıştıklarını vurguladı. Bu tür programlarla karşılıklı kültürel paylaşım yapıldığının altını çizen Yiğit, 'bu güzellikleri paylaşmanın' kendilerini mutlu ettiğini kaydetti.