Alman Anayasa Mahkemesi, basın kuruluşu ve gazetecilerin evlerinin kaynağın suç işlediği şüphesiyle aranmasını Anayasa'ya aykırı olduğuna hükmetti. Mahkeme Berliner Morgenpost gazetesinde ve gazetecinin evinde yapılan aramaların ‘ürkütücü niteliği’ taşıdığı, arama yapılarak ‘gazetecinin işini yapmasının engellenmesinden’ dolayı basın özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.

Federal Anayasa Mahkemesi, haber kaynağının suç işlediğini şüphesiyle basın kuruluşunun veya gazetecilerin evlerinin aranmasının anayasaya aykırı olduğunu hükmetti. Mahkemenin Birinci Senatosu 3 numaralı dairesinin 28 Ağustos’ta kamuya açıkladığı kararda anayasanın 5’ci maddesi ile basın özgürlüğünün koruma altına alındığına, bunun haber kaynağının gizliliğini, gazetecinin işini yapmasının engellenmemesini de kapsadığına dikkat çekti.

“Bir basın kuruluşunun aranması ve buna bağlı olarak gazetecinin işini yapmasının engellenmesi ve bu eylemlerin ürkütücü niteliği basın özgürlüğünün ihlal edildiğini göstermektedir” ifadesine yer verildi. Kararda ayrıca bu aramalardan dolayı potansiyel kaynak kişilerin isimleri ortaya çıkacağı korkusundan dolayı bilgi vermekten kaçınabileceğinin, böylece gazetecilerin işini yapması engellenmiş olacağının altı çizildi.

OLAY NASIL GELİŞTİ

Berlin Eyaleti Emniyet Teşkilatı 28 Kasım 2012’te Berliner Morgenpost gazetesinin haber müdürünün iş yeri ve evinde arama yaptı. Gazeteci bir polis memuruna rüşvet vermekle suçlanmış, açılan dava Ekim 2014’de suçlama ispat edilemediği için durdurulmuştu. Berliner Morgenpost’un aramalardan dolayı Berlin Başsavcılığına Mart 2013’de karşı açtığı dava Berlin Yüksek Eyalet Mahkemesi tarafından aramaların orantılı ve basın özgürlüğüyle uyumlu olduğu gerekçesiyle kabul edilmedi.

Gazete, Berlin Mahkemesi’nin kararını Federal Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Berliner Morgenpost Genel Yayın Yönetmeni Carsten Erdmann, Federal Anayasa Mahkemesi’nin kararının tüm gazeteciler için önemli karar olduğunu söyleyerek, baştan beri aramaların anayasaya aykırı olduğuna inandıklarını belirtti.

CİCERO SKANDALI’NDA DA BENZERİ KARAR ALINMIŞTI

Federal Anayasa Mahkemesi, 12 Eylül 2005’te Cicero dergisinin yazı işleri ve gazeteci Bruno Schirra’nın özel eşyalarının aranmasıyla ilgili davada benzeri hüküm vermişti. Gazeteci Schirra’nin haber kaynağının kimliğini tespit etmeye yönelik operasyonu mahkeme anayasaya aykırı bulmuştu. Dönemin Sosyal Demokrat Partili (SPD) Federal İçişleri Bakanı Otto Schily, “Devlet, en gizli belgelerin kamuya yayılmasına, soruşturmalar için tehlike oluşturabileceği için müsaade edemez” diye aramaları savunmuş, gazetecileri yasadışı davranmakla suçlamıştı.

Bakanın açıklaması gazetecilerin yanı sıra hukukçular ve siyasetçiler arasında tepkiyle karşılanmıştı.