Azerbaycan'da halk, yakın tarihin en kanlı olaylarından bir olarak kabul edilen 'Hocalı Katliamı'nın 23'üncü yıl dönümünü hüzünle anıyor. Ermeni askerlerinin 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Hocalı ilçesinde 613 sivili hunharca öldürdükleri katliamın acısı hala tazeliğini koruyor. Katliamın hayattaki şahitleri, Ermenilerin kadın, çocuk, yaşlı demeden sivil halka yaptıkları insanlık dışı uygulama ve işkenceleri anlatırken adeta o günleri tekrar yaşıyor.

Hocalıda, 3 oğlunu ve 2 torununu kaybeden 81 yaşlı Sayala Zeynalova, yaşanan katliamın insanlık dışı boyutunu gözler önüne sererek ''Ermeniler, hamile kadınların karnındaki bebeği, ailesinin gözleri önünde bıçakla çıkartarak birbirlerine atıyorlardı.'' dedi. Söz konusu olaylar zamanında şahit olduklarını ifade etmekte zorlanan Zeynalova, aradan geçen onca zamana rağmen katliamın her yıl dönümünde acılarının tekrar tazelendiğini ifade ediyor.

DONAN EVLATLARIMI PALTOMLA ÖRTTÜM

Kanlı olayların canlı şahidi Sadakat Hüseyinova ise Cihan Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, Ermeni askerlerinin kuşattığı ormanda, 10 gün hayat mücadelesi verdiklerini bildirdi. Kendileri gibi yüzlerce sivilin kışın dondurucu soğuğunda aç susuz kaldıklarını söyleyen Hüseyinova, ''Çocukların acı acı ağlamaları, yakarışları, yaşlılar ve kadınların iniltileri hala kulaklarımda'' diyor.

Hüseyinova göz yaşları içerisinde ''Kız kardeşim ve 3 çocuğu ile benim 3 evladım orada donarak can verdi. Üzerimdeki paltomu onların üzerine serdim ki kurda kuşa yem olmasınlar. 8 kişi çıktığımız yolda sadece ben sağ kaldım.'' dedi.

DOĞUM GÜNÜMDE KOCAMIN VE KIZIM CESEDİNİ HEDİYE ETTİLER

Hocalı katliamında kocası ve 4 yaşındaki kızını kaybeden Melehat Aliyeva ise yaşatılan dehşetin kelimelerle ifade edilemeyeceğini söyledi. Doğum gününün katliamın tarihiyle aynı günlere denk geldiğini bildiren Aliyeva, "Ermeniler bana doğum günümde kocamın ve kızımın cesedini hediye ettiler." dedi.

Her yıl Şubat ayı geldiği zaman hafakanlar yaşadığını belirten Melehat Aliyeva, ''Keşke Şubat ayı boyunca uyusam, hiç uyanmasam da yaşadığımız vahşeti, minik kızımın kollarımda, kocamın da gözlerimin önünde can vermesini hatırlamasam." ifadeleriyle her yıl yaşadığı acıyı anlattı.

ESARETTE YAŞAMAK ÖLMEKTEN BETERDİ

Babasıyla birlikte 25 akrabasını kaybeden ve Ermenilerin eline esir düşen Ebülfet Kerimov ise esaretin de katliamdan farkı olmadığını söyledi. Ermenilerin en ağır işkence metotlarını üzerilerinde denediklerini belirten Kerimov "Yaşamak ölmekten beterdi." dedi.

Katliam gecesi, yaralıların iniltileri ve babasına son bir kez daha sarılamadan veda etmesini unutamadığını belirten Kerimov, olaylarda bizzat iştirak edenlerin hala cezalarının verilmemesini anlamada zorlandığını ifade etti.

HOCALI'DA NE OLDU?

Ermeni askeri güçleri, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki tek hava alanına sahip ve askeri açıdan stratejik önem taşıyan Hocalı'yı ele geçirmek için 25 Şubat 1992 tarihinden itibaren saldırıya başladı. Ermeniler, bölgede bulunan Sovyet ordusuna bağlı 366. Zırhlı Alayı'nın bütün araçlarını kullanarak, şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tuttu.

Saldırıdan bir gün sonra ise hafızalardan yıllarca silinmeyecek olan Hocalı Soykırımı'nın acı bilançosu ortaya çıktı. Resmi verilere göre, Hocalı katliamında savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulurken, Ermeni güçleri bin 275 kişiyi rehin aldı. Bunlardan 150 kişinin akıbeti hala bilinmiyor.