İngiltere’de, 7 Mayıs’ta yapılacak genel seçimler öncesi kampanyalarda da sona gelindi. Parti liderleri ulusal basın aracılığıyla politikalarını halka anlatırken, adaylar da seçmenlerle bire bir temas kurarak oy istiyor. Dar bölgeli seçim sisteminin uygulandığı İngiltere'de her bölgede en çok oyu alan aday milletvekili seçiliyor. Seçim bütçelerinin kanunla sınırlandırılması sebebiyle hiçbir parti çok yoğun propaganda imkanı bulamıyor.

İngiltere'de siyasi partilerin kısıtlı bütçeleri dolayısıyla Türkiye’deki gibi ne meydanlarda düzenlenen mitinglere ne de sokaklarda partileri simgeleyen afiş ve bayraklara rastlamak mümkün. Ülkede seçim kampanyalarının adil bir şekilde düzenlenmesi için kanuni çalışmalar 1883'te başlamış. Bugün genel seçimlerde hiçbir parti seçmen başına 3 Sterlin'den fazla harcayamıyor. Partilerin alabilecekleri bağışlar da kanunla sınırlandırılmış durumda.

Ülkede hakim olan genel seçim atmosferi daha çok yerel bölgelerde düzenlenen seçim kampanyalarıyla hissediliyor. Britanya’da parlamentoya girmek için yarışan milletvekili adayları, aday olduğu bölgedeki seçmenin kapısını teker teker çalarak, sokaklarında broşür dağıtarak ya da bölgelerinde düzenlediği seçim konuşmalarıyla, vatandaşından oy talep ediyor.

İngiltere’de var olan seçim sistemi, dar bölge ve çoğunluk esasına göre düzenleniyor. Yani, seçimlerde, milletvekili sayısı kadar seçim bölgesi belirleniyor ve her seçim bölgesi bir milletvekili çıkarıyor.

BEŞ YIL BOYUNCA SEÇMENLE TEMAS HALİNDE OLMAK ÖNEMLİ

Başbakan David Cameron'un liderliğindeki Muhafazakar Parti, Londra'da Türk kökenlilerin yoğun olarak yaşadığı Enfield North bölgesinde de seçim çalışmalarını sürdürüyor. Cihan Haber Ajansı'na konuşan Milletvekili Nick De Bois, kampanyada seçmenin nabzını yoklamak için birebir görüşmenin önemini vurguladı. Aynı bölgeden yeniden adaylığını koyan De Bois, “Her şeyden önce sadece seçim zamanı değil, sunulan bu beş yıl içinde, kendini yerel halkına anlatmak, onlar adına çalışmanın ve onlara hizmet vermenin çok önemli olduğunu düşünüyorum.” dedi.

Kendi bölgesinde 40 bin konutun bulunduğunu ve seçim için kısa sürede hepsine ayrı ayrı ulaştığını belirten De Bois, Cihan Haber Ajansı’nın da takip ettiği seçim kampanyasına ilişkin “Bugün şahit olduğunuz olayın amacı; seçmenin kapısını çalmak, eğer sandık başına gitmeyeceklerse onları bilgilendirmek ya da vatandaşlarla konuşmak ve kafalarında bir soru varsa cevaplandırmaktı. Ayrıca, gelecek seçimlerde bana tekrar milletvekili olma fırsatını tanıyacaklar mı? Yoksa beni buradan kovacaklar mı? bu sorulara cevap bulmaktı.” ifadelerini kullandı.

İngiltere’de seçim sonrası kurulacak hükümet için toplam 650 milletvekili, sandıktan çıkacak sonuçla birlikte parlamentoya girme hakkı kazanacak. Bir siyasi partinin parlamentoda tek başına iktidara gelebilmesi için en az 326 milletvekilinin parlamentoda koltuk hakkı kazanması gerekiyor. Bu ihtimalin ise geçmiş seçimlere kıyasla zor olduğu, kurulacak hükümetin 2010 yılındaki seçim sonucu gibi yine bir koalisyon hükümeti olacağı öngörülüyor.

ADAYLAR, HALKIN HUZURUNDA MÜNAZARA YAPIYOR

İngiltere'de rakip milletvekili adaylarının kendi bölgelerindeki seçmenlerin huzurunda tartışması seçim kampanyalarının en önemli gelenekleri arasında. Hem ulusal hem de yerel bazda gelişmeleri değerlendiren ve vaatlerini anlatan adaylar bu dönemde en çok sağlık hizmetleri, ülke ekonomisi ve refahı, istihdam ve göçmenleri tartışıyor. Seçmenler de adaylara sorular yönelterek oyunun rengini netleştirmeye çalışıyor.

Muhalefet Partili Adalet Bakanı Chris Grayling, münazara şeklinde geçen söyleşiler için "Bu tamamen tüm seçmenimize mesajlarımızı iletebilme amacıyla alakalı. Seçmeni etkileyebilmek, ülkeyi en iyi şekilde nasıl yönetebileceğimize dair vaatlerimizi ortaya koymak, bizim bu ülkede uzun yıllardır geleneksel olarak sürdürdüğümüz bir seçim sürecidir.” diyor. Grayling, bu türden münazaraların, halkla birebir iletişim açısından etkili bir yöntem olduğunu söylüyor.

SANDIKTAN KOALİSYON HÜKÜMETİ ÇIKACAK

7 Mayıs Perşembe günü düzenlenecek genel seçimlerin ardından yeni bir koalisyon hükümeti kurulacağına kesin gözüyle bakılıyor. Tek başına bir partinin iktidara gelme ihtimali ise çok zor olarak değerlendiriliyor. Liberal Demokrat Partili Enerji ve İklim Bakanı Ed Davey, Cihan Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, yeni dönemde de bir koalisyon hükümetinde yer almayı arzuladıklarını ifade etti. Davey, şunları söyledi:

“Benim partim Liberal Demokratlar, her toplumdan insana ulaşmaya çalışıyor. Farklı ve geniş kitlelerin sahip olduğu, eşit fırsatlar, enternasyonalizm, insan hakları, güçlü bir ekonominin önemi gibi değerlerin partimizde olduğunu anlatıyoruz. Bu genel seçimlerde, koalisyon hükümetinin kurulacağı çok açık. Liberal Demokrat Parti diğer partilerle daha istikrarlı bir ekonomi üzerine çalışabilen bir parti. Bunu daha önceden de yaptık. Güzel bir şekilde kayda geçirdik. Umuyorum gelecekte de böyle olacak.”

Seçim sonuçlarına ilişkin yapılan kamuoyu yoklamalarında, parlamentonun en büyük iki partisi; Muhafazakar ve İşçi Partisi’nin arasındaki çekişmenin, başa baş devam ettiği görülüyor. Britanya’nın saygın gazeteleri arasında yer alan Telegraph’ın yaptığı son anket çalışmasına göre, Muhafazakarlar İşçi Partisi’ne kıyasla bir puan önde görünüyor. İki büyük partiyi sırasıyla, yüzde 14 oy oranıyla Avrupa Birliği ve göçmen karşıtlığıyla bilinen Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP), yüzde 9 oranla Liberal Demokratlar ve yüzde 5 oranla Yeşiller Partisi takip ediyor.

KAMUOYU YOKLAMALARI ÇOĞUNLUKLA DOĞRU ÇIKIYOR

Seçim sürecinde sandıktan çıkacak oy tahminlerine yönelik kamuoyu yoklamaları arasında en başta ise anket çalışmaları oluşturuyor. Araştırma şirketlerinin hazırladığı anket çalışmalarıyla, gelecek seçimleri kimin kazanacağı üzerine tahminler yürütülüyor. İngiliz basını ise bazen kendi bünyesinde oluşturduğu anketleri, bazen de araştırma şirketleri üzerinden yapılan çalışmaları her gün yayımlamaya özen gösteriyor.

Başkent Londra’nın Islington North bölgesinde son 8 seçimde de İşçi Partisi’nden milletvekili olarak parlamentoda görev alan ve gelecek seçimlerde de aday olan Jeremy Corbyn yapılan kamuoyu yoklamalarının çoğu zaman doğru çıktığını söylüyor. Corbyn, anket çalışmalarına ilişkin iki farklı görüşü olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Bu konuda tamamen ayrı görüşlere sahibim. Demokrat yanım hiçbir kamu yoklaması ya da anketi yapılmaması yönünde. Yapılanların yayımlanmaması ve herkesin dilediği partiye oy vermesi ve anketlerden etkilenmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ama bir politikacı olarak da anketleri çok seviyorum. Çünkü sürekli sonuçları kontrol ediyoruz. Herkes her gün sürekli olarak o anket sonuçlarına bakıyor. Buna seçim analizi deniyor. Seçim analizlerinde kamuoyu yoklamalarına göre, seçim bölgelerindeki farklı toplumlardan, insan sayısına, sosyal topluluklarından, yaş aralıklarına kadar veriler toparlanıyor ve her bölge için bir sonuç çıkartılıyor. Büyük olasılıkla çoğu zaman da bu kamuoyu yoklamaları doğru çıkıyor.”

İngiltere’de 7 Mayıs Perşembe günü, seçmen sandığa giderek yeni kurulacak hükümetin kaderini belirleyecek. Yerel saatle 07.00’de başlayacak oy verme işlemi, 22:00’de sona erecek. Seçim sonucunun ise 8 Mayıs Cuma günü belli olması bekleniyor. Seçim sonucuna göre, en çok merak edilen konu ise kurulacak koalisyon hükümetinde hangi siyasi partilerin bulunacağı. Barajın uygulanmadığı seçimde, şu anda parlamentoda azınlık İskoç Ulusal Partisi (SNP), Galler Plaid Cymru Partisi, Yeşil Parti, ve Kuzey İrlanda Demokratik Birlikçi Parti (DUP) gibi azınlıkta bulunan siyasi partilerin de yer alması muhtemel görünüyor.