Avusturya’da Federal Meclis ve Federal Konsey tarafından onaylanarak Cumhurbaşkanı Heinz Fischer’in imzasına sunulan İslam Yasası Türkiye’de çok tartışıldı. 103 yıllık geçmişe sahip olan ve yenilenen yasanın 'ülkede görev yapan Türkiye Diyanet Teşkilatı’na bağlı 65 imamın bir yıl içerisinde ülkeyi terk etmesini' öngören maddesi Ankara’dan sert tepki gördü.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, İslam Yasası’nın Avusturya ve tarihine yakışmadığını ve farklı din mensupları arasındaki eşitlikleri ve özgürlükleri ortadan kaldıran bir kanun olduğunu söyleyerek yasayı eleştirmişti. Kasım ayında Avusturya ziyareti sırasında "Biz Türkiye olarak Avusturya'nın içişlerine karışmak gibi bir niyetin içinde asla olmayız" ifadelerini kullanan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, yasanın meclisten geçmesi sonrası Avusturya’ya sert eleştirilerde bulundu.

Yasaya ilişkin üç yıldan uzun bir süredir hükümetle müzakelerde bulunan Avusturya İslam Cemaati (IGGiO) Başkanı Fuat Sanaç, konuya ilişkin Cihan Haber Ajansı'nın (Cihan) sorularını cevapladı. Elazığ doğumlu olan Sanaç, Türkoloji, Arabistik ve Felsefe ve Güneydoğu araştırmaları konusunda üniversite eğitimi almış bir isim. Viyana Üniversitesi’nde felsefe doktorası yapan Sanaç, 33 yıldır Avusturya'da yaşıyor ve İslam Cemaati’nin her kademesinde görev almış bir isim.

YASANIN ESKİ HALİYLE ÇIKMASINI ENGELLEDİK

İslam Yasası’nın değişmesinin kendilerinin teklifi olduğunu belirten Sanaç, "'Ben İslam kanununa karşıyım' diyenler bilmelidir ki, bu yasa İslam’ın Avrupa’ya da yayılmasını ve İslam’ın aslen kabul edilmesini sağlayacaktır. Bu yasa dinin öğrenilmesi, öğretilmesi, yaşanması ve yayılması haklarını korumaktadır." şeklinde konuştu.

Sürece iyi başladıklarını; ancak yasalaşma sürecinin IŞİD gibi meselelerin tartışıldığı çok kötü bir zamana denk geldiğini belirten Sanaç, "Yasa taslağı, hükümetin Kasım ayında duyurduğu eski haliyle çıkmış olsaydı Müslümanlar bitmiş olurdu. İki sefer bizim rızamız olmadan, bizi beklemeden taslağı meclise gönderdiler. Kendilerine 'Bu yüzyıllık bir projedir. IŞİD gibi, Boko Haram gibi birçok terörist grup geldi. Yakıp yıkıp gittiler; bunlar da gidecek. Ancak bu İslam Kanunu burada kalacak. Sizin insanınız bunlara karşı isyan edecek.' ifadelerini kullandım. Ondan sonra 23 maddeyi değiştirebildik. Yüzde yüz yine de tam istediğimizi yapamadık; ancak yüzde 90 yasanın bu halinden memnunuz. Bunlar Allah’ın kanunu da değil, tekrar değişebilirler." açıklamalarında bulundu.

'AVUSTURYA, BAŞÖRTÜSÜ MAĞDURLARINA KUCAK AÇTI'

Avusturya’nın Türkiye’den gelen başörtüsü mağdurlarına kucak açtığını hatırlatan Başkan Sanaç, "Bizim aslında bu ülkede şükretmemiz lazım. Biz kime sırtımızı yaslayacağız İslam Alemi’nin haline bakınca? Türkiye’de başörtüsü yüzünden okuyanlar buraya gelmedi mi? Önce bir empati yapmak gerekiyor. Bu hakları Avusturya insanlara ne zaman vermeye başlamış, biz ne zaman vermeye başlamışız diye. Burada ilkokuldaki çocuk da başını kapatabiliyor. Türkiye’de hala yasak. Avusturya bana ilahiyat eğitimi verme hakkı veriyor. Ona bile şüpheyle bakıyorlar." tespitlerinde bulundu.

Kanunun en çok tartışılan noktalarından birisi olan yurtdışından düzenli finansman yasağına ilişkin konuşan Sanaç, bu maddenin değişmesi için hükümetle çok kez konuştuğunu; ancak hükümetin adım atmadığını ifade etti. Sanaç şunları söyledi: "'Avusturya tarafı ‘nasıl oluyor da bir diplomat gelip ülkede kurulan bir dernek olan (Diyanet’e bağlı) Avusturya Türk İslam Birliği’nin (ATİB) Başkanı olarak görev yapıyor?" diye soruyor. Yarın öbür gün, bir hükümet gelse 'bir konuyu protesto edeceksin' dese bütün camilerde bu konuşulacak. Bu durumdan Avusturya tarafı çok rahatsız oluyordu. Başbakan (Recep Tayyip Erdoğan) geldiğinde bütün kuruluşlar burada yer aldı. 'Küçük bir azınlığın bayraklarla toplanıp sokağa çıkmasını biz anlatamıyoruz' diyorlar. Bunun karşılığında İslam karşıtlığı artıyor. Uzun zamandan beri bunu kaldırmak istiyorlardı. İmam meselesinde serbest insan istiyorlar. 'Bu insanlar bizim insanımız, bizim ülkemizde yaşıyorlar ve bu durum entegrasyona aykırı' diyorlar. Ben bu argümanları dile getirdiğimde sanki ATİB’e karşıymışım gibi algılıyorlar. Eskiden konsolosluklarda 'İslam derslerine gitmeyin' diye yazardı. Buna rağmen İslam Cemaati olarak tüm demeçlerimizde bir tane ATİB aleyhinde bir söz bulamazsınız." diyor.

Ülkede açılacak ilahiyat fakültesinin önemine de dikkat çeken Sanaç, "İmamlarımız Almanca bilseydi bu bizim için daha güzel olmaz mıydı? Açık kapı günü yaptığımızda gelen insanlara Almanca bilgi verecek insan bulamıyoruz." ifadelerini kullanıyor.

YASAYA İLİŞKİN İDDİALAR VE BAŞKAN SANAÇ’IN CEVAPLARI

İslam Yasası’na ilişkin çok sayıda haber çıktı. Özellikle Türkiye’ye servis edilen haberlerde birçok yanlış iddia ve bilgiye yer verildi. Tüm bu iddiaları yasada büyük emeği olan Başkan Sanaç’a sorduk. İşte iddialar ve cevaplar:

-İDDİA: Yasada müslümanlara yönelik genel şüphe var

"Yasanın 1. Bölümünün 4. Maddesinde yer alan 'Cemaat, topluma ve devlete karşı müspet ve pozitif bir temel algı yapısına sahip olmalıdır' maddesi çok tartışılan maddelerden birisi oldu. Öncelikle bu madde devletin kuruluş yasasında (Staatsgrundgesetz) 15. Madde’de zaten talep edilen bir durum.

Ayrıca dini cemaatlerin tanınmasını düzenleyen 20 Mayıs 1874 tarihli 'Anerkennungsgesetz'in 1. Maddesi’nde dini öğretilerin, ibadetlerin ve tüzüklerin yasalara karşı ve ahlaken saldırgan olamayacağını belirtilmiş. (Daß ihre Religionslehre, ihr Gottesdienst , ihre Verfassung, sowie die gewählte Benennung nichts Gesetzwidriges oder sittlich Anstößiges enthält)

Bu maddeler Katolik Kilisesi’nin kurulmasında da talep edilmiş maddeler. Ayrıca 1998 tarihli din toplumu yasasının 11. Maddesi de 'Cemaat, topluma ve devlete karşı müspet ve pozitif bir temel algı yapısına sahip olmalıdır' ifadelerini içeriyor.

Biz bunlar zaten mevcutken ve bizim tüzüğümüzde de yer alırken bu maddenin yasaya girmesine itiraz ettik. Ancak görüldüğü gibi mevcut yasalara göre kurulan Avusturya İslam Cemaati ve diğer cemaatler bu maddelere tabi. Tek sorun bunun bir kez daha ifade edilmesi."

-İDDİA: Yurtdışından gelen imamlar engellenecek

"Yasa ile Türkiye’den gelen imamların burada sigortalı olması ve maaşını burada alması talep ediliyor. Bu halihazırda ATİB dışındaki tüm teşkilatlarda böyledir. Türkiye’den emekli ya da aktif olarak çalışan imam gelmesinde bir sorun yok. Devlet başka bir ülkenin memurunun burada imam olarak çalışmasını istemiyor. Bu konuda Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkeler maaşların Avusturya içerisinde ödenmesini kabul ettiler."

-İDDİA: Yurtdışından para gelmesi yasaklandı

"Yurtdışından para gelmesi, bağış yapılması gibi yasaklar söz konusu değil. Burada tek sorun yurtdışından düzenli maaş alınamaması. Avusturya’da kurulacak bir vakfa yurtdışından para gelmesi ve maaşların yurt içinde ödenmesinde herhangi bir sorun yok."

-İDDİA: Bakanlar Kurulu kararıyla İslam Cemaati kapatılabilecek

"İslam Cemaati tanındığı dönemde bir kararname (Verordnung) ile kurulmuştu. Yani bağlı bulunduğu Kültür Bakanı’nın, yani tek bir bakanın kararnamesi ile eski yasalara göre kuruluşlar kapatılabiliyordu ve mahkeme yolumuz kapalıydı. Şimdi ise yasal güvencelerimiz arttı. Eğer bir parti oy çoğunluğu ile iktidara gelirse oy çoğunluğu ile herhangi bir cemiyeti ortadan kaldırabilir ve buna mahkeme yolu açık."

-İDDİA: Sadece ilahiyat mezunu kişiler imam olabilecek

"Bu konuda da bir yanlış bilgi yayılıyor kamuoyunda. Öncelikle biz Viyana’da imam yetiştirmeyeceğiz; ilahiyatçı yetiştireceğiz. İkincisi halihazırda imam olan ve olmak isteyen, bu konuda yeterliliği olan herkes camilerde görev yapmaya devam edecek."

-İDDİA: Camiler tüzel kişilik olmaya zorlanıyor

"Bu yasa ile IGGiO güçlendi. Birincisi, yeni yasa bize cami açma izni veriyor. İkincisi, hesabı bize sorulan; ancak bize bağlı olmayan camiler mevcut. Türkiye’de izinsiz cami açmak mümkün mü? Bunlar da IGGiÖ’ye bağlanacak ya da statüsünü değiştirecek. Yasa ile bütün dernekler, cemaatler 'Kultusgemeinde' olarak yollarına devam edecek ve derneklerimizin statüsü yükselecek. Yasada herhangi bir üye sayısı öngörülmüyor. Bundan sonrası için işleyişin nasıl devam edeceğini tüzüğümüzün yazılmasından sonra ilgili kuruluşlara bildireceğiz."

-İDDİA: Dini etkinlikler güvenlik gerekçesiyle iptal edilebilecek

"Yasanın 13. Maddesi, Müslümanların dini bayram etkinliklerine yakın bölgelerde, ibadeti ya da bayram kutlamasını engelleyici her türlü gürültü verici davranış, toplu eylemleri yasaklıyor. Bununla birlikte herhangi bir etkinlik için devletin izin vermeme yetkisi bulunmakta. Tüm dünyada tehlike anında etkinlikler iptal edilebilir. Bunun yüzlerce örneğini saymak mümkün. Bu maddeye sorun olarak yazmak oldukça art niyetli."

-İDDİA: İslam cemaatinin izni olmadan imam ataması yapılamayacak

"İmam atamalarına ilişkin bugüne kadar devam eden prosedürden başka yeni bir uygulama söz konusu değil."

İSLAM YASASI İLE SAĞLANAN HAKLAR:

1. Din adamı yetiştirecek ve eğitim planını IGGiÖ’nün hazırlayacağı İslam İlahiyat Fakültesi açılacak.

2. Orduda görev yapan askerlere, hapishanede bulunan mahkumlara, kamuya açık hapishanelerdeki mensuplarına dini rehberlik sunma hakkı verilecek.

3. Avusturya’da et ürünleri ve diğer başka ürünleri kendi dini hükümlerine göre üretilmesini organize etme hakkına sahip olunacak.

4. Dini bayramlar ve Cuma namazı vakti devletin yasal koruması altına giriyor. Dini bayram kutlamaları ve ibadetleri engelleyici faaliyet ve gösteriler yasaklanıyor.

5. İslami mezarlıklar veya mezarlık bölümleri kalıcı ve süresiz bir konum elde etti.

6. Dinin öğrenmesi, öğretilmesi ve yaşanması hukuki garanti altına alınıyor.

7. Alevi İslam Cemaati de yasada ayrı bir bölümde tanımlanarak Sünni cemaatlerle aynı haklara sahip oldu.