Ankaralı arkadaşımız Uğur Süleyman Söylemez hala komada. Allahım tez günde sağlığını kavuştursun inşallah. Birçok arkadaşımızın kulağını yalayarak geçen kurşunlar hemen yanımızda bulunan bir diğer kardeşimizi yaraladı ya da şehit etti. Yaralanmak, şehit olmak veya yaşamak hepimiz için çok yakın bir sondu. Bir şekilde hepimiz bu üç sondan birine ulaştık. Eminim ki en değerli olanı; Allah için şehit olmaktı. Sonra da Allah rızası için, şahadete çok yakın olan yaralanmak, son olarak ta Allaha verdiğimiz söz üzerine, yeni yollar arayarak ya da yeni gemilerle bu arzumuza ulaşmak”¦ Saldırıya uğradığımız günün ikindi sonunda, bizi İsrail ordu güçlerinden teslim alan polis kuvvetleri, bizlere bir konuşma yaparak, Aşdot limanından hiçbir sorgulamaya maruz kalmadan havaalanına götürülerek, ülkelerimize gönderileceğimizi söylemişlerdi. Bu andan sonra söyledikleri hiçbir sözde durmayarak, dünyanın hiçbir toplumunda rastlanamayacak kadar yalanlar dizisinin içerisinde bulduk kendimizi. Bu kısa süre içinde yaşadıklarımızdan yola çıkıp, çok rahatlıkla iddia ederek söyleyebiliriz ki; İsrail dünyanın en büyük yalancısıdır. Bu kadar ”˜yalan düzeni' kuran bu çapulcular, sadece bu özelliklerinden dolayı hiçbir zaman devlet olamazlar”¦ Bundan iki üç yıl gibi kısa bir süre önce Başbakan R. Tayyip Erdoğan'la barış süreci girişiminde iken, Gazzeye saldırarak tüm dünyayı kandırmakta bir sakınca görmeyip, yalancılıklarını aleni göstermişlerdir. Bu olayın üzerine Başbakan Erdoğan'dan ”˜ONE MİNUTES' tepkisini görmüşler ve tüm Dünya Kamuoyunda, büyük bir prestij kaybı yaşamışlardır. Mavi Marmara baskınından sonra kendilerine dayatılan ”˜dört öneriyi' kabullenmekle, kabullenememe arası bir strateji izlemişlerdir. İkinci konvoyda yola çıkacak Mavi Marmara gemisinin, kendilerine vereceği birçok zararın yanında sosyo/psikolojik zararlarını da çok iyi bildikleri için, filoya destek verecek olan ülkelere, baskılar uygulamaya başlamışlardır. Bu baskıların bir kısmında da başarılı olmuşlardır maalesef”¦ Bu arada ikinci gemi konvoyunun durdurulması için, yeniden yapılan pazarlıkların sonunda da kendilerine dayatılan önerilerin kabullenileceğine dair sinyaller verilmiş, Mavi Marmara'nın sefer iptali gerçekleşince yeniden çark etmişlerdir. Temmuz başında açıklanması gereken raporların çeşitli bahanelerle ertelenmesini gündeme getirerek, sözünde durmamaktan çekinmemiş, yalancılığını sürdürmeye devam etmiştir. Devlet olma felsefesinin gereğinin yerine getirilmemiş olması, tüm halkımızı ve başta da Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan'ı çileden çıkarmış olmalı ki; ”˜Gazzeye gitme Kararı' kaçınılmaz bir son olmuştur. Tabi bu karalılığı gören İsrail, yeniden karar değişikliği yaparak, önerilerinin hepsini kabul edebileceğine dair yeni sinyaller vermeye başlamıştır. Basında çıkan haberlere göre güya, İsrail kabinesinde özüre itiraz eden iki isim varmış; Aşırı Sağcı Dışişleri Bakanı Lieberman ve Başbakan Yardımcısı Ya'lon. Lieberman, ”˜Asıl özür dilemesi gereken Türkiye' görüşünü savunurken Ya'lon ise, ”˜Özüre hazır değiliz' diyormuş. Onların bir kısmı şunu der, bir kısmı bunu der. Aslında bunların hiç birinin değeri yoktur. Ama şu çok iyi bilinmeli ki; İsrail her sözünde çok rahatça ”˜yalan' der. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın karalığını gördüklerinde, önerilerin kabul edildiğini de çok rahatça söyleyebilirler. Sonra bu söylediklerinden çok kolayca dönerler bir kez daha yalan söylemiş olurlar. Onlarda ortaya çıkan bu kabullenme, Sayın Erdoğan'ın Gazzeye gitmesini engellemek için ayak oyunlardan başka hiçbir şey değildir. Bizler Mavi Marmara yolcuları olarak, İsrail'in her türlü zulüm ve vahşetini görenler olarak, asıl önemlisi İsrail'in yalanlarının şahitleri olarak Sayın Başbakandan şunları istiyoruz: Bizler; ”˜De Facto' uygulamasını yapan zalim bir topluğu saldırısına uğradık, uluslar arası sularda. Zorbalıkla gemimize saldırı düzenlediler. Bizden izinsiz oldukları için, gemimize çıkmalarını engellemek için, gemide bulunan arkadaşlarımızla birlikte mücadele ettik. Elimizde bulunan en güçlü silahımız, Gazzeli çocuklara götürdüğümüz sapanlar ve cam misketlerdi. Bu zalimler gemimize, Zodyaklarla yanlardan, helikopterlerle üstten, gerçek silahlar kullanarak saldılar. Uluslar arası sularda, korsanlara bile layık görülmeyecek bir saldırıya uğradık. Bunu sonunda dokuz arkadaşımızın çocukları yetim kaldılar. Altmışa yakın arkadaşımız yaralandı ve birçoğu da ”˜kalıcı' yaralarıyla hayatını devam ettirmektedir. Bize yardımcı olun; bunlara karşı açtığımız ”˜İç Hukukta' ve ”˜Uluslararası Davalarda' bir sonuca ulaşmak istiyoruz. İsrail zulmünün bitmesi için atılacak her adım, insanlık onuru için, en büyük elzemdir. İsrail önerileri kabul etse de etmese de; Gazzeye ve insanlığa yapılan bu zulmün son bulması için Gazzeye gitme planınıza zarar gelmesin. Eminim ki; Gazze Halkı da sizi bekliyor”¦ NURİ YILDIZ Kahramanmaraş İnsan Yardım Derneği Yön. Kur. Üyesi ve Basın Sorumlusu