Kimse Yok Mu Derneği Akademik Çalışmalar Birimi tarafından organize edilen 'The International Conference on Social Media For Good' Uluslararası İyilik İçin Sosyal Medya Konferansı'nda birçok akademisyen ve aktivist bir araya geldi. Konferansta sosyal medyanın ve gelişen iletişim teknolojisinin sosyal problemlerin çözümü, toplumsal fayda ve iyilik için kullanımı ele alındı.

Kimse Yok Mu tarafından hayırseverlik, toplumsal fayda ve iyilik için sosyal medyanın ve iletişim araçlarının kullanımını ele alarak bu konudaki tecrübeleri paylaşmak, yeni ve güvenilir platformlar oluşturmak amacıyla "Uluslararası İyilik İçin Sosyal Medya Konferansı" düzenlendi. Konferansta Hindistan, Pakistan, Amerika, Almanya, Nepal, Japonya, Nijer gibi birçok ülkeden akademisyen ve aktivist bir araya geldi. Bugün Radisson Blu Conference & Airport Hotel'de başlayan ve 13 farklı ülkeden birçok akademisyenin katıldığı iki günlük konferans, yarın sona erecek.

Bilgi Üniversitesi'nde ders veren Yrd. Doç. Dr. Erkan Saka, derneğin ilgi alanı olan hayırseverlikle gündelik hayatın bir parçası olan sosyal medyanın birleştirilmesi ve bu ikisinin etkileşiminden neler çıkabileceğini akademik seviyede ortaya koymak için konferansın düzenlendiğini anlattı. Konuşmacıların 6 aylık süre içerisinde seçildiğine dikkat çeken Saka, konuların 'iyilik' bağlamında kullanılabilecek örneklerden seçildiğini aktardı. Batı'daki örneklerin gündelik hayat içinden sosyal medyanın nasıl kullanılacağına yönelik vakaların anlatıldığını aktaran Saka, Asya'dan ve Afrika'daki örneklerin ise genellikle kriz ve afet dönemlerinde neler yapılacağına dair olduğunu ifade etti. Sosyal medyanın her zaman olumsuz taraflarının ön plana çıkarıldığını söyleyen Saka, konferansta bunun nasıl iyi bir şekilde kullanılabileceğinin ele alındığını aktardı.

KİMSE YOK MU, BM İLE YAKIN TEMAS HALİNDE

Bu yıl ikincisinin düzenlendiği konferansın açılış konuşmasını yapan Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ECOSOC) eski Başkanı Andrei Abramov, konferansa katıldığı için duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Kimse Yok Mu Derneği'nin, Birleşmiş Milletler ile çok yakın temas halinde olduğuna dikkat çeken Andrei, Newyork'ta Eylül ayında yapılacak '2015 kalkınma hedefleri içinde sürdürülebilir kalkınma' temalı zirve yapılacağını hatırlattı. Zirvede 2030 yılına kadar hükümetlerin neler yapması gerektiği hakkında konuşulacağını vurgulayan Andrei, toplantının ana konularından birinin de bilgi teknolojisi olduğunu söyledi.

SÜRDÜREBİLİR KALKINMA İÇİN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI İLE ÇALIŞMAK ŞART

Andrei yeni bir çağa girildiğini, iletişim teknolojilerinin geliştiğini; ancak bununla beraber eski sorunlara yeni problemlerin eşlik ettiğine dikkat çekti. Sürdürülebilir kalkınmanın en önemli unsurlarından birisinin 'sivil toplum' olduğunun altını çizen Andrei, toplumun bilgi teknolojileri ile güçlendirilmesi gerektiğini aktardı.

Günümüzde daha önce hiç görülmeyen birçok zorluklarla karşı karşıya kalındığını söyleyen Andrei, 1 milyar kişinin yoksulluk sınırının altında yaşadığına dikkat çekti. Bu noktada STK'lar ile beraber çalışılması zorunluluğuna işaret eden Andrei, problemlerin sadece birkaç akil adam tarafından sürdürülemeyeceğini savundu. Andrei, toplumlarda sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik, sosyal ve çevresel üçlüsü içinde düşünülmesi gerektiğini belirtti. Bu noktalara dikkat edilmemesi halinde yaşanacak tehlikeye dikkat çeken Andrei, "Aksi takdirde yapılanlar, batmakta olan Titanic gemisinden bir küçük kaşıkla su çıkarmaya benzer." benzetmesini yaptı.

Kimse Yok Mu'ya sürdürülebilir kalkınmaya yaptığı katkılardan dolayı teşekkür eden Andrei, "Bin yıllık kalkınma hedeflerine inanılmaz katkılar sağlayan Kimse Yok Mu'ya çok teşekkür ediyorum" dedi.

MOBİL TEKNOLOJİLER, DEMOKRASİYE KATKI SAĞLIYOR

Sivil toplum kuruluşlarının (STK) özgürlükler açısından hayati öneme sahip olduğunu aktaran Andrei, bir ülkenin şeffaflık ve hesap verilebilirlik anlamında sivil bir güce ihtiyacı olduğunu ifade etti. İnternet ve mobil cihazlarının kullanımının son yıllarda çok hızlı bir şekilde arttığına dikkat çeken Andrei, bilgi teknolojilerinin STK'lara daha rahat bir ortam sunacağını kaydetti. Seçimlerin ve yolsuzluğun takip edilmesi için mobil teknolojilerin insanlara büyük avantajlar sağladığının altını çizen Andrei, pazar bilgilerine daha rahat ulaşan halkın piyasaya hız kazandırarak ekonomiyi canlandırabileceğini bildirdi.

Mobil teknolojileri ve internetle birlikte insanların bilgiye daha hızlı ve kolay ulaşabildiğini anlatan Andrei, ifade özgürlüğünün birçok ülkede kısıtlandığını; ancak bilgi ile güçlendirilmiş vatandaşların demokratik sürece büyük katkı sağlayabileceğini ifade etti.

Konferansta konuşan Hintli yönetmen Anandana Kapur ise Hindistan'da özellikle kadınların kendi haklarını bilmediğini, haksızlığa uğramasına rağmen sosyal baskıdan dolayı bunları açıklayamadığını anlattı. Ülkede 100 binden fazla sosyal medya hesabının olduğunu açıklayan Hintli yönetmen, özellikle kırsal kesimlerde bulunan halkın iletişim teknolojileri ile bilgilendirilmesi gerektiğini bildirdi. Yönetmen Kapur ayrıca, bilgi teknolojilerinin kullanılmasının insanlar arası çatışmanın çözümüne katkı sağlayacağını söyledi.

Vivekananda Üniversitesi'nde ders veren Prof. Dr. Shruti Nagpal da kadınların geleneksel kısıtlanmasının ortadan kaldırılması için sosyal medyanın aktif bir şekilde kullanılması gerektiğini ifade etti.

Japonya'nın önemli medya kuruluşlarından Neo Logue'un kurucusu Daisuke Tsuda ise ülke nüfusunun yarısının akıllı telefona sahip olduğunu, her 5 kişiden birinin ise sosyal medyayı kullandığını söyledi. "Sosyal medya afet ve felaket zamanlarında güçlü bir iletişim aracı oluyor.” diyen Logue, 2011'de meydana gelen deprem sonrası bu iletişim araçlarının kullanılarak halkın organize olup hükümet binasının önüne geldiğini ve nükleer santral yapımını protesto ettiğini hatırlattı. Hong Kong'taki demokrasi taraftarlarının yine sosyal medyayı kullanarak protesto gösterileri düzenlediğine dikkat çeken Tsuda, hükümetin yanlış uygulamalarının bu şekilde önüne geçilebileceğini kaydetti.

Malezya'dan konferansa katılan Dr. Azmuddin İbrahim ise konuşmasında "Malezya küçük bir ülke olmasına rağmen bütçesinin yüzde 10’unu bilgi teknolojilerine aktarıyor." dedi.

Haber ve mizah sitesi Zaytung'un kurucusu Hakan Bilginer, "Kuruluşundan bu yana Zaytung iyilik adına yaptığı şeylerden biri, sesi duyulamayanların sesini duyurabilmekti." dedi. Sosyal medyada birlik olma hissiyatının olduğunu aktaran Bilginer, "Gerçekten samimi olduğunuza insanları inandırabilirseniz, kalabalıklar size gelecek ve takipçi sayınız her gün artmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.