Dünyanın en etkin 100 sivil toplum kuruluşu arasında yer alan Kimse Yok Mu Derneği hakkında ‘silahlı terör örgütü’ suçlamasıyla soruşturma başlatılmasına tepkiler devam ediyor.

Sovyetler Birliği döneminde uzun yıllar Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde ticaret müşavirliğinde görev yapan ve Türkiye’de birçok fabrikanın kuruluşunda emeği olan Rus uzman Valeriy Kononov, Kimse Yok Mu Derneği'ne (KYM) yapılanları “çok ayıp” olarak nitelendirdi.

Cihan Haber Ajansı'na Türkçe röportaj veren Rus uzman, Kimse Yok Mu'ya terör soruşturması açılmasıyla ilgili soruya ise “Estağfurullah efendim, Estağfurullah! Bence, belki bunu söyleyenin kendisi terörist" karşılığını verdi. Türkiye’yi yakından takip eden Kononov, tüm dünyada ihtiyaç sahiplerine yardıma koşan Kimse Yok Mu ile yeni işbirliği kurmak istediklerini dile getirdi.

ÇOK AYIP BİR ŞEY SÖYLÜYORLAR

Rusya parlamentosu üst kanadı Federasyon Konseyi’nde uzman olarak görevine devam eden Kononov, 2008’de Gürcistan’ın Güney Osetya’ya gerçekleştirdiği operasyon sırasında derneğin bölgeye gelerek mağdur ve zorda kalan insanlara yardımcı olduğunu belirtti.

İyi seviyede Türkçe bilen ve Türkiye’yi yakından takip eden Rus uzman Kononov, KYM'ye terör soruşturmasıyla ilgili olarak, “Çok ayıp bir şey söylüyorlar. Güney Osetya’da çok zor günler yaşandı. Kimse Yok mu sivil toplum kuruluşundan yardım teklifi geldi. Bu kuruluşu araştırdık. TBMM tarafından madalya ile ödüllendirildi. 113 ülkede onu tanıyorlar. 30’dan fazla ülkede temsilcisi var. BM’de onu tanıyorlar. Orada ekonomik ve sosyal konsey var, onun kararıyla bu Türk kuruluşu 'Kimse yok mu' dünyada en iyi yardım eden 100 kuruluş arasında. Bu kuruluş sayesinde 3 milyondan fazla vatandaş çeşitli yardımlar almış. Bunu öğrendikten sonra tabi ben diyorum Osetyalılara, hiç şüphelenmeyin, hiç şüphemiz yok, bu çok ciddi bir kuruluş. Dünyaca meşhur. Dünyada ne olursa mesela sel baskını, harp, zelzele veya fırtına hemen yardım ediliyor. Bu kuruluşa inanmak lazım ve onun teklif ettiği yardımı kabul etmek lazım teklifinde bulundum.” dedi.

YETİMLERİ TATİLE GÖTÜRDÜLER; BİZ BU KADAR SAMİMİYET HİÇ GÖRMEDİK!

Güney Osetya için gıda, ilaç ve giysilerden oluşan kocaman bir TIR yardım gönderdiklerini ve bunun Kuzey Osetya üzerinden Güney Osetya’ya ulaştırıldığını ve tüm işlemler sırasında kendisinin de bulunduğunu ifade eden Kononov, “Dernek bununla yetinmedi. Güney Osetya'da stres vardı, gece birden bire bombardıman, yaralılar var, vurulan var, hem çocuklardan hem büyüklerden. Ahali stres içindeydi. Rehabilitasyon teklif ettiler. Psikolojik rehabilitasyon için Türkiye, Antalya'ya 20 çocuk götürmeye hazırız dediler. Yanlarında refakatçilerle birlikte Türkiye’ye gittiler, Türk aileleri de misafirperverlik gösterdi. Akrabaları gibi gördüler. Onlar döndüklerinde ‘Biz bu kadar samimi ve kalpli davranışı görmedik’ dediler.” bilgisini paylaştı.

Bölge temsilcilerinin ilişkileri devam ettirmek istediğini ifade eden Kononov, “Önümüzdeki günlerde yeni işbirlikleri için çalışmalar yapacağız. İyi hareket iyi bir iş unutulmaz. Samimi olarak vicdan esası üzerinde yapılan iş unutulmaz halklar arasında. İnsan insanı tanıdı çok sevdi ve ilişkilere devam etmek istiyorlar. Buna yardım edeceğiz.” dedi.

ESTAĞFURULLAH! KİMSE YOK MU, TAM TERSİNE, TERÖRLE MÜCADELE EDİYOR

Kimse Yok mu derneğinin terör suçlaması ile aleyhinde dava açılmasına sert tepki gösteren Rus uzman, “Estağfurullah efendim, Estağfurullah! Kim söylüyor? Bence, belki bunu söyleyen kendisi terörist ve daha bir kimseleri yanına çekmek istiyor. Fakat onlar değil. "Kimse yok mu" teröristlere karşı çalışıyor ve onların bütün bu faaliyetleri bunu ispat ediyor. İnsan hakkında sözler değil, işler önemli. Anladınız değil mi? Şunu söylemek istedim; İnsanları söylenen sözlerle değil, yaptıkları işlerle değerlendirmek lazım. Söz değil, iş! Efendim bana inanın, bu dernek felaket nerede varsa orada. Felaket nerede varsa o orada. İnsanlara yardım etmek için. Bu şirketin asıl ruhu, anlamı insanlara yardım etmek. Başka bu terörist merörist onunla hiç ilgisi yoktur! Hiç ilgisi yoktur. Bu insanlara inanmak lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

DİKİLEN DİYALOG FİDANLARI, TÜRKİYE VE RUSYA'NIN BAHÇESİ OLACAK

Türkiye ve Rusya arasında ekonomik, ticari ve siyasi ilişkilerin geliştiğini; ancak bunların kalıcı olabilmesi için halk diplomasisi ve kültürler arası diyalogun zorunlu olduğunu ifade eden Kononov, “Önceden yalnızca politikacılar görüşüyorlardı. Şimdi durum bambaşka. Politikacılar, iş adamları, tüccarlar, inşaat şirketleri, bankacılar, turistler, yani her branştan insanlar görüşüyorlar. Bu durumda dili bilmek, Türkçe ve Rusça çok mühim. Şimdi Rus dili olimpiyatları, Türk dili olimpiyatları, hem Türkiye'de hem Rusya'da organize ediliyor. Bu çok mühim, onlar bu işleri yaparken bana göre ağaçları dikiyorlar. Sonra bu ağaçlar Rusya ve Türkiye büyük bahçesi haline gelecek ve bu bahçe içerisinde her branştan insanlar konforlu şartlar görecekler. Aranıza konuşuyorsunuz, saygı, sempati, alaka ve hürmet meydana geliyor.” dedi.

Kononov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türk yetkililerin de halk diplomasisine dikkat çektiğini, vatandaşlar arasında iyi ilişkilerin gelişmesi durumunda memleketler arasında da iyi ilişkilerin kalıcı olacağını vurguladı.

TÜRK-RUS KÜLTÜR MERKEZİ’NE SONSUZ ALKIŞLAR!

Moskova’da faaliyet gösteren Türk-Rus Kültür Merkezi’nin halk diplomasisi adına çok büyük katkı sağladığını da belirten Kononov, “Efendim, onlara sonsuz alkışlar. Sonsuz alkışlamak lazım, burada yaptıklarına, yapmakta olduklarına ve yapacaklarına. Çok mühim bir rol. Yapılan programlara bakın. Yalnızca iyi, samimi ve faydalı işler yapıyorlar. Hem memleket için hem vatandaş için faydalı hareketler. Vatandaşlar tarafından memnuniyetle ve sempatiyle kabul ediliyor. Ve şunu kaydetmek isterim; Sizin iş dünyasının sosyal sorumluluklarını yerine getirmesi. Rusya'da çalışan şirketler bütün bunları destekliyorlar. Onları alkışlamak lazım, zaten her toplantıda bunu görürsünüz. Vatandaşlar seviyesinde çok faydalı bu kültür merkezinin faaliyetleri. Çeşit çeşit insanları topluyorlar burada ve insanlar birbirlerinin daha iyi tanıyorlar, programları planlayıp gerçekleştiriyorlar. Bu bizim halklarımızı yaklaştırır. Anlayış ve güven havası oluşturur, daha ne istiyorsunuz?” değerlendirmesinde bulundu.