Türkiye’deki seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirmeler sürerken, Almanya’dan yapılan açıklamalarda “seçmen iradesinin gücün parlamentodan cumhurbaşkanına kaydırılması tehlikesini durdurduğunun” altı çiziliyor.

Seçim sonuçlarını değerlendiren Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Federal Meclis milletvekili ve İçişleri Komisyonu üyesi Marian Wendt, “Bu düşünce çeşitliliği Türkiye’deki anayasayı güçlendirmiştir ve Türk demokrasisi için başarı olarak gördüğüm gücün parlamentodan Cumhurbaşkanına kaydırılması tehlikesini durdurmuştur.” dedi.

Türk seçmenin parlamentoyu güçlendirdiğini ifade eden Wendt, Türk demokrasinin kazandığını belirtti. Marian Wendt şunları söyledi: “Türkiye’deki parlamento seçimleri insanların parlamentonun güçlendirilmesini istediklerini gösteriyor. Adil ve demokratik seçimlerle Türk halkının şimdi seçtiği 4 partili sistemle oluşan geniş düşünce çeşitliliği bunu açıkça göstermektedir. Bu düşünce çeşitliliği Türkiye’deki anayasayı güçlendirmiştir ve Türk demokrasisi için başarı olarak gördüğüm gücün parlamentodan cumhurbaşkanına kaydırılması tehlikesini durdurmuştur. Özellikle de seçimlere yaklaşık yüzde 84’lük yüksek katılım oranı da seçmenlerin karar verme sürecine dâhil olmaya yoğun ilgi ve katılım noktasında da büyük alaka duyduklarını göstermektedir.”

“YÜKSEK EHEMMİYETE SAHİP BİR SEÇİM”

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis milletvekili, parti Federal Meclis İçişleri Politikaları Sözcü vekili ve Alman-Türk Parlamentoları Dostluk Grubu üyesi Uli Grötsch ise “Seçimlerle ilgili dikkat çekici olan katılımının neredeyse yüzde 84 oranında gerçekleşmiş olmasıdır. Bu durum Türk halkının kendi ülkesindeki siyasetle nasıl yoğun biçimde ilgilendiğinin de altını çiziyor.” dedi.

Uli Grötsch açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Türkiye’deki seçimler Almanya için daima yüksek bir ehemmiyete sahiptir. İki ülke arasındaki ilişkiler geleneksel olarak sıkı ilişkilerden oluşuyor. Seçimlerden sonra Türk Parlamentosu’nda temsil edilen dört siyasi partinin hiçbirinin mutlak çoğunluğa sahip olmaması yeni hükümetin kurulmasının muhtemelen bir süre zaman alacağını gösteriyor. Siyasi partiler arasındaki görüşmelerin seçmenlere karşı sorumluluktan ötürü saygı ve demokratik kültüre bağlılık içinde sürdürülmesini önemli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Seçimlerle ilgili dikkat çekici olan katılımının neredeyse yüzde 84 oranında gerçekleşmiş olmasıdır. Bu durum Türk halkının kendi ülkesindeki siyasetle nasıl yoğun biçimde ilgilendiğinin de altını çiziyor. Türk halkının siyasetle yakın ilişki içinde olduğunu şahsen Türkiye’den gelip Almanya’da yaşayan çok sayıda kişilerle sürdürdüğüm konuşmalarımdan öğrendim.”