Ukrayna genelinde Kırım Tatar halkının haklarının savunma günü ve Kırım Tatarları sürgününün 71’inci yıldönümü münasebetiyle çeşitli etkinlikler gerçekleşti.

Başkent Kiev’de Opera Tiyatrosu'nda gerçekleşen anma programına katılan, Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko, ülkesinin Kırım işgalini asla kabul etmeyeceğini ve Kırım Tatarların haklarını savunacağını söyledi.

Opera Tiyatrosu’nda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Poroşenko, “Ukrayna, Kırım işgalini asla onaylamaz ve memleketin en köklü halklarından birisini paramparça olmasına müsaade etmeyecek. Kırım Tatar halkının haklarını, milli ve siyasi özgürlüklerini savunacağız. Ukrayna’nın ayrılmaz parçası, Kırım askeri üs ya da Rus denizcilerin gururu olmayacak. Kırım benzersiz bir bölge, dünya uygarlığının incisidir. Kırım, Tatarların beşiğidir. Kırım Tatarların yasal ve dünyaca kabul edilen vatanlarıdır.” dedi.

Sürgünün kurbanlarını anarken kafalarımızı öne eğip geçmişin üzerine yeni tecrübelerimizi ekleyip yeniden düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Poroşenko yanlışların dürüstçe değerlendirmesi gerektiğinin üzerinde durdu.

Ukrayna Devleti olarak Kırım Tatarlarının geri dönmeleri ve anavatanlarında yerleşmeleri hususunda az iş yapılmadığına dikkat çeken Poroşenko, daha fazlasının yapılabileceğini de kaydetti.

Poroşenko, “Geleceği düşünerek Kırım yeniden Ukrayna’ya ait olduğunda Kırım Tatarlarının gelişimi için yol haritası çizilmeli. Aslında bu yol haritası ihtiyacı daha 90’ların başında vardı. Muhtemelen o zaman gereken yapılmış olsaydı geçen seneki olaylar olmazdı.” diye konuştu.

Poroşenko sözlerini, “Her zaman her yerde ve hatta insanlık dışı koşullar altında atalarının geleneklerine bağlı, ulusal kimliğine sadık kalan, Kırım Tatar halkının evlatlarının cesaretinden gurur duyuyorum. Bu günlerde de saldırganlara karşı boyun eğmeden, bizim ortak evimiz ve Avrupa geleceğimiz için mücadele eden, Kırım Tatarlarına karşı derin bir saygı duyuyorum.” şeklinde bitirdi.

Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov ise “Kırım’daki Tatarlar yeniden zor zamanlar yaşıyor ve ve yok etmeye yönelik her türlü baskıya maruz kalıyorlar. Hatta ölen atalarını anmalarına bile müsaade edilmiyor. Bu sadece bir toplu anma yasağı değil bu her Kırım Tatarının genetik kodlarını yeniden yazma denemesi ve kafasından geçmişini silinme çalışmasıdır.” dedi.