Uluslar Arası Bilimsel Kalkınma İşbirliği Enstitüsü’nün (MİRNAS) Moskova’da düzenlediği "Postsekülerizmde Yeni Düşünceler: Çağdaş Toplumlarda Değişen Değerler ve Hukuk Sistemi" başlıklı yuvarlak masa toplantısında Fransa ve Danimarka karikatür krizleri sonrası Rusya ve Türkiye’nin aldıkları tavır, insani, geleneksel, kültürel ve dini değerlere saygı tartışıldı.

Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü’nde yapılan ve Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Moskova Uluslar Arası İlişkileri Üniversitesi (MGİMO) akademisyeni emekli elçi Veniamin Popov tarafından yönetilen toplantıya Rus ve Türk akademisyenler katıldı.

Şarkiyat Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Vitali Naumkin, “Biz MİRNAS ile uzun zamandır işbirliği yapıyoruz. Ben kurucularından biriyim. Rusya ve Türkiye arasında akademisyen, bilimsel ilişkilerinin artırılmasında büyük katkı sağladığı için MİRNAS’a teşekkür ediyoruz. Rus bilimadamları bazen MİRNAS bazen de Türk-Rus Kültür Merkez çatısından ikili işbirliğini değerlendirmekte.” dedi.

CHARLİE HEBDO DERGİSİNİN KARİKATÜR ÇİZMESİNE GEREK VAR MIYDI?

Rusya ünlü İslam hukuku uzmanı Prof. Dr. Leonid Syukyanin, Fransa'nın başkenti Paris'te yayınlanan Charlie Hebdo dergisine yönelik terör saldırısını hatırlatarak din, toplum, kutsal haklar gibi konuların irdelenmesi gerektiği üzerinde durdu. Laiklik ve din kavramlarının da önemine işaret eden Rus akademisyen, “Konu çağdaş dünyamızın en güncel ve en zor konularından biri. Laiklik konusunda çeşitli tartışmalar yaşanıyor. Birileri laikliğin artık bittiğini ve dini değerlerin tekrar canlandığını iddia ediyor. Ama ben laikliğin bitmek üzere olduğu iddialarına katılmıyorum. Din ve inanç özgürlüğü ancak ve ancak laik toplum şartlarında olur. Tartışma yapmadan önce sakin şekilde konuşarak, duygulara kapılmayarak birbirimizi dinlemeyi tavsiye ediyorum. Charlie Hebdo dergisine saldırı. Burada ifade özgürlüğünden bahsediliyor. Tamam kimse itiraz etmiyor. Ama soru şu: Gerek var mıydı?” diye sordu.

DERGİNİN ÇİZDİĞİ KARİKATÜR PROVOKASYON SAYILMAKTA

Rusya Başbakanlığı Finans Üniversitesi Prof. Dr. Tahir Mahamatov, dini değerlere saygı gösterilmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’de İslami eserlerin yanısıra Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e hakaretin de Türk kimliğine hakaret anlamına geldiğine işaret eden Mahamatov, “Rusya’da Ortodoksluğa ve Aleksandr Nevski gibi ulusal kahramanlara da hakaret Rus kimliğine hakaret anlamında. Fransa’da karikatür krizi başka bir dine hakaret olmakta. Bu demokrasinin ana temellerinden birini ihlal etmekte. Fransa’daki karikatür krizinde dergi redaksiyonun yaptıkları bir provokasyon sayılmakta.” dedi.

TÜRK AKADEMİSYEN: KUTSALA SAYGI EVRENSEL BİR DEĞER, İNSAN HAKLARI GİBİ

Emniyet Genel Müdürlüğü Etik Komisyonu Üyesi, Polis Akademisi emekli öğretim üyesi ve Hukuk Etik ve Siyaset Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. İbrahim Cerrah, kutsala saygı ve ifade özgürlüğü konusunu gündeme getirdi. Cerrah, “Kutsala saygı ve ifade özgürlüğü bir biriyle çelişen kavram değil. İfade özgürlüğü başkalarını hakaret etme anlamına gelmemeli. Kutsala saygı üzerinde insanların bir birlerine ittifak edebileceği bir konu. Kutsala saygı farklı din ve kültürlerin ittifak edebileceği bir konu. Müslüman, Hristiyan ve Musevilerin inandığı ortak kutsallar var. Örneğin, Allah inancı. Ben Müslüman olarak bir Hristiyan’ın Allah’ına hakaret edildiği zaman da rahatsız olurum. Müslüman, Hristiyan ve Museviler kutsala hakaret edilmemesi konusunda uzlaşma sağlamalı. Karşılıklı destek sağlanmalı. Mizah ve karikatür şeklinde eleştirmek ifade özgürlüğü kapsamına giriyor. Ama her şeyde olduğu gibi burada da bir sınırın olması lazım. Zeki insanlar başkalarına hakaret etmeden karikatür çizerek eleştiri yapabiliyor. Kutsala saygı ifade özgürlüğü kapsamında. İnsan hakları gibi evrensel bir değer olmalı. Kutsala hakaret nefret suçu olarak görülmeli.” çağrısında bulundu.

FRANSA SALDIRISINI YAPTIRANLARI BİLE BİLMİYORUZ

MİRNAS Başkanı, (MGİMO) öğretim görevlisi Prof. Dr. Yelena Ponomaryova da Fransa’daki saldırının arkasında başka “yönetmenlerin” olduğuna dikkat çekti. Ponomaryova, “Bu provokasyon idi. Terörü kınıyoruz. Ama sorunun köklerine de bakmamız lazım. Sosyal ekonomik nedenleri vardır. 1970’li yıllarda kurulan dergi daha sonra İslam karşıtı yayınlar da yaptı. Burada karikatürden ziyade bilinçli provokasyon söz konusu. Onlar bunu kendileri de inkar etmiyor. Provokasyon işini 'ekmekleri' hesap ediyorlar. Konu sadece İslam değil, diğer dinlere yönelik provokasyon söz konusu. Neticede kimse provokasyonu yapanları değil, terör saldırısı yapanları kınıyor. İşin özünde biz saldırıyı yaptıranları bile bilmiyoruz… Hedef dinler arası barışı baltalamak.” eleştirisi getirdi.

Yuvarlak masa toplantısına yaklaşık 20 Rus ve Türk akademisyen katıldı.