Almanya çapında 5 bin kadar Türk çocuğa koruyucu aile gerekiyor. Ancak Türkler arasında koruyucu aile olmak isteyenlerin sayısı çok az. Tatlısu Derneği Başkanı Nurcan Oğuz, “Çocuklarımıza sahip çıkalım. Onlara sıcak bir yuva verelim, kendi kültürleriyle yetişmelerini sağlayalım." dedi.

Almanya çapında 40 binin üzerinde kız ve erkek çocuk koruyucu ailelere veriliyor. Bu çocukların 11 binini göçmen ailelerden gelen çocuklar, 5 binini ise Türk ailelerine mensup çocuklar oluşturuyor. Gençlik Dairesi’nden edinilen bilgilere göre Türk çocuklarına geldiği koruyucu aile bulmak genelde zor oluyor. Berlin’deki gençlik dairelerine koruyucu aile olmak için başvuran ailelerin sadece yüzde 1’ini Türk aileler oluşturuyor.

Bu soruna çare bulmak, korunmaya muhtaç çocuklara kendi kültür, dil ve inancından koruyucu aile bulmak amacıyla geçen yıl Berlin’de kurulan Tatlısu Derneği geçtiğimiz günlerde konu üzerine bir seminer düzenledi. Dernek başkanı Nurcan Oğuz, "Her çocuk günün birinde korunmaya muhtaç kalabilir." diyerek bu sorunun herkesi bağladığına işaret etti. Oğuz, "Hayatımız pamuk ipliğine bağlı. Her şey her an değişebilir. Bugün çok mutlu bir aile yarın fizyolojik, psikolojik gibi sağlık sorunları ya da ekonomik sorunlar, kaza, boşanma gibi nedenlerle çocuklarına bakamaz hale gelebilir." diyerek böyle durumlarda gençlik dairelerinin devreye girdiğini ve çocuklara bakıcı/koruyucu aile bulduğunu söyledi.

Türklerin, "Benim zaten çocuğum var." veya "Daha fazla sorumluluk istemiyorum." gibi yaklaşımlarla koruyucu aile olmaya mesafe koyduğunu anlatan Oğuz, bekarların da koruyucu ebeveyn olabildiğini dile getirdi. Geçen bir yıl içinde sadece beş çocuğa Türk aile bulduklarını söyleyen Oğuz,daha fazla çocuğa yardımcı olamamaktan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

DEVLET MADDİ MANEVİ DESTEKLİYOR

Koruyucu aile veya koruyucu ebeveyn olmak için önce ilgili gençlik dairesine başvurmak gerektiğini ifade eden Oğuz, biri kısa diğeri uzun vadeli olmak olmak üzere iki şekilde koruyucu aile veya ebeveyn olunduğunu söyledi ve şu bilgileri verdi: "Kısa vadeli koruyuculuk 6 ila 12 ay arasında, uzun vadelisi ise çocuk 18 yaşına gelene kadar sürüyor. Koruyucu aile olabilmek için düzenli gelire sahip olmanız gerekiyor, evinizin genişliğinin yeterli olması lazım, bir de yeterli derecede Almanca gerekiyor. Başvurunuzu yaptıktan sonra gençlik dairesinin öngördüğü bilgilendirme seminerlerine katılıyorsunuz, ardından hazırlık seminerleri oluyor, bu sırada daireyle görüşmeler devam ediyor. Hazırlık semineri de bitince Koruyucu Aile Grubu’na dahil oluyorsunuz. Bu prosedür 9 ay kadar sürüyor. Çocuk sizde kalmaya başladığı andan itibaren de devlet size çocuğa baktığınız için çeşitli maddi yardımlarda bulunuyor. Hiç yalnız bırakılmıyorsunuz, devlet sürekli maddi-manevi desteğiyle yanınızda oluyor."

KIZIYORUZ AMA SAHİP ÇIKMIYORUZ

"Çocuklarımıza sahip çıkmamız lazım. İsimleri değiştiriliyor, asimle oluyorlar diye kızıyoruz ama biz ne yazık ki çocuklarımıza sahip çıkmıyoruz." diyerek yakınan Oğuz, koruyucu aile olmanın sanıldığı kadar zor olmadığını kaydetti. Oğuz, "Siz de bir çocuğa kucak açın, ona sıcak bir yuva verin! Çocuklarımızın kendi kültürleriyle yetişmelerini sağlayalım." diyerek çağrıda bulundu.42 yaşındaki pedagog Oğuz’un kurucu başkanı olduğu Tatlısu Derneği’nin üyeleri arasında pedagog, eğitmen, öğretmen, sosyolog ve psikolog gibi meslek grupları bulunuyor.

Berlin’in Neukölln semtinde yıllardır bir kreş işleten ve bir yılı aşkındır kendisi de koruyucu anne olan Nurcan Oğuz Türkiyeli aileleri koruyucu aile olmaya teşvik etmenin yanı sıra gençlik dairelerine yönelik ön yargıların ortadan kalkmasına da katkıda bulunmak istediklerini kaydetti. Oğuz, bilgilendirme seminerinde dernek olarak maddi imkansızlıklar içinde bulunduklarını da kamuoyuna duyurdu ve özellikle işleri iyi giden esnaflarla işverenlere seslenerek kendilerini maddi olarak desteklemeye çağırdı.