Rusya’nın kültür başkenti St. Petersburg’da düzenlenen 11’nci Türkçe Olimpiyatlarına ilgi büyük oldu. Rusya’nın farklı kentlerinden 500’ün üzerinde katılımcı Türkçe şarkı, şiir ve kompozisyon gibi bir çok alanda kıyasıya mücadele etti. Yarışmada dereceye giren öğrencilere düzenlenen törende ödülleri verildi. Türkçe Olimpiyatları ile ilgili değerlendirmede bulunan Rus akademisyenler, organizasyonun Rusya-Türkiye halklarının dostluğunu pekiştirdiğini söyledi.

Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) konuşan Rusya Federal Meclis Komisyonu Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Meclisi üyesi Valeriy Kononov, iki ülke arasında bir çok alanda ilişkilerin geliştiği bir dönemde yapılan Türkçe olimpiyatının büyük bir anlam taşıdığını ifade etti. Dilin, bir iletişim aracı olarak kültüre, tarihe ve karşılıklı iki ülke halkının birbirini anlamasına dair yeni bir kapı açtığına vurgu yapan Kononov, “Bugün ödül töreninin ardından yanımda oturan Türk arkadaşlarıma sordum: ‘Bunu gördükten sonra, bizim halklar –Türk ve Rus Halkları- birbirinden uzak oldukları söylenebilir mi?’ Herkes, ‘Hayır, yok!’ cevabı verdi. Bu yüzden, günümüzdeki genç nesil iki ülke arasında karşılıklı anlayış, dostluk ve komşuluk ilişkileri alanında yeni bir atmosfer oluşturuyor. Bizler, birbirimize muhtacız, insan olarak, iş adamı olarak en nihayet memleket olarak. Bu yüzden dost olmak, el ele, yan yana durmak ve birbirini anlamak çok mühim.” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE ARTIK RUSLAR İÇİN YABANCI BİR ÜLKE DEĞİL

Rusya Diplomasi Akademisi öğretim görevlisi Prof. Dr. Aslambek Mozloev, Rusya’da Türkçe olimpiyatlarının geleneksel hale gelmeye başladığını söyledi. Mozloev, “Bu yıl 11. kez yapılan olimpiyatlar, alışageldiğimiz Moskova dışına taştı. Rusya’nın kültür başkenti St.Petersburg’a alındı. Şehir başlı başına bir kültür şehri. Olimpiyatlar kültüre ağırlık verdiği için, iki kültürün doğrudan birleştiği bir mekan ile etkinliğin içeriği bir arada yer aldı. Bu açıdan sanki koşullar da çok elverişli oldu. Biliyoruz ki, Türkiye uzak bir yabancı ülke olarak değil, sanki sınırdaş komşu ülke olarak algılanıyor. Bu açıdan komşuyu bilmemek sanki ayıp hale gelmiştir. O yüzden katılımcılar Türkiye’yi ne kadar bildiklerini çeşitli alanlarda göstermeye çalıştılar.” dedi.

OLİMPİYATLAR YENİ BİR DÜZEYE ÇIKTI

Moskova’da geçen yıl yapılan Türkçe Olimpiyatında da jürilik yaptığını ifade eden Mozloev, “Bu sene gördüm ki, katılımcıların gösterdikleri üstün başarılar göze çarpıyor. Bu yüzden ev sahipliği yapan St. Petersburg Devlet Üniversitesi Şarkiyat Fakültesi yetkililerine bu konuda gıpta ederek tebrik etmiştim. Görüyorum ki, St. Petersburg Üniversitesi yetkilileri hepimize bir standart çizmişler. Bu alanda hem katılımcı açısından, hem sorulan sorular açısından hem de Leningrad açısından gördük ki, olimpiyatlar yeni niteliksel düzeye çıkmıştır.” ifadelerini kullandı.

ÜST DÜZEYDE BİR ORGANİZASYONDU

St. Petersburg Yasama Meclisi Dış ilişkiler Sorumlusu Yagya Vatanyar, olimpiyatların iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi yönünde atılan en büyük adımlardan bir tanesi olduğunu kaydetti. Bu yılın, Türkçe’nin Rusya’da, Rusça’nın da Türkiye’de öğretilmesinin yayılması açısından dönüm noktası sayılabilecek bir dönem olduğunu belirten Vatanyar, “Bu iki dilin, iki ayrı ülkede öğrenilmesi halkların birbirleriyle iletişime geçmesini sağlayacaktır. Olimpiyatların St. Petersburg’da gerçekleştirilmesi ise, şehrin tarihi ve kültürü açısından çok önemli. Olimpiyat gerçekten üst bir seviyede gerçekleşti. Bu yüzden, umarım bu olimpiyatı gerçekleştirmede emeği geçenler, gelecekte de böyle güzel bir etkinliği devam ettirirler.” temennisinde bulundu.

St. Petersburg Devlet Üniversitesi Doğu Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Aleksey Obratsov’da olimpiyatlarda emeği geçenleri kutladığını belirtti. Türkçe Olimpiyatlarına ikinci kez katıldığını ifade eden Obratsov, “Bence en önemli şey insan. Gördüğünüz gibi 500’den fazla çocuk katılıyor. Bu çok büyük bir başarı.” dedi.