Almanya’nın önde gelen Türkiye uzmanlarından Prof. Udo Steinbach, 7 Haziran seçim sonuçlarıyla ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. Steinbach, “Kazanan kesinlikle Türk demokrasisidir. Türkiye’deki seçmen cumhurbaşkanının otoriter hâkimiyet perspektifini kabul etmeyerek ne kadar olgun olduğunu göstermiştir." dedi. Udo Steinbach, HDP lideri Selahattin Demirtaş'ın ise AK Parti ile koalisyon kuracağını sanmadığını, PKK'ya boyun eğeceğini de düşünmediğini belirtti.

Seçimlerin ilk kaybedeninin, özel gündemi olan ve bunu Anayasa değişikliğini hesaba katarak yürürlüğe koyabileceğine inanan Erdoğan olduğunu söyleyen Udo Steinbach, "Bunu artık yapamayacak. Türk demokrasisi bu seçimlerin galibidir.” dedi. Steinbach, seçim sonuçlarının AK Parti içinde güç mücadelelerini de artıracağını kaydetti.

Cihan'a konuşan Steinbach, “AKP’nin içinde bir şeyler değişecektir. Bazı kirli çamaşırların yıkandığını zaten görüyoruz. Kırılmalar başladı. Ortaya çıkarılan olaylar Sayın Erdoğan’ı yeşil ışığa itmiyor. Sayın Gül ve Erdoğan arasında yeni ortaya çıkan bir anlaşmazlık var. Yani, seçim sonuçları Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olarak pozisyonunu ve özellikle de AKP lideri olarak konumunu öyle zayıflattı ki seçimden önce zaten patlak veren hendek mücadelelerini bence daha da artıracak.” dedi.

“ERDOĞAN, MUHALEFETİN HATA YAPMASINI BEKLİYOR”

“MHP ve CHP siyasi hata yaparlarsa iş değişebilir. Bu durum Erdoğan’ın yelkenlerine rüzgârın gelmesi anlamına gelir. Bence muhalefetin siyasi hata yapmasını hesaplıyor, Türk kamuoyunun gözünde kendilerinin kaybetmesine neden olacak ve AKP’ye bu sayede belki de yüzde 50’nin üzerinde oy kazandıracak bir hata.” diyen Steinbach, “Prensipte AKP’nin CHP ve MHP ile bir koalisyon seçeneği var. Veya hiçbir koalisyona gidilmeyerek erken seçim yapılacak. Ben bu partilerin bir koalisyon hükümeti oluşturabilmelerinin çok zor bir seçenek olduğunu düşünüyorum.” dedi.

Erdoğan’ın hâlâ başkanlık sistemi hayalleri kurduğunu düşündüğünü söyleyen uzman, “Erdoğan erken seçim ile başkanlık için ihtiyacı duyduğu çoğunluğu elde etmeyi umuyor. Fakat bugünkü mevcut durumdan hareketle 2023 için hayallerinin patladığını görüyoruz. Ben 2023 yılındaki Türk Cumhurbaşkanının isminin Recep Tayyip Erdoğan olacağını pek hayal edemiyorum.” şeklinde konuştu.

“AZINLIK HÜKÜMETİ MÜMKÜN DEĞİL”

Türkiye’nin yapısının ve içinde bulunduğu kritik durumun bir azınlık hükümetini imkânsız kıldığının altını çizen Steinbach, “Tabii ki, bir azınlık hükümeti sayısal ve matematiksel olarak mümkündür. Fakat siyasi olarak bu iyi bir fikir değil. Türkiye’de ve siyasi kültüründe bunun olması mümkün değil.” dedi ve ekledi: “Gerek ekonomi alanında olsun, özellikle iç siyasi gelişmeler ve dış politikadaki yaşananlar olsun bu gibi önemli zorluklarla karşı karşıya olan Türkiye için bir azınlık hükümeti çok istikrarsız bir hükümet olur. Türkiye’nin güçlü bir hükümete ihtiyacı var.”

“DEMİRTAŞ’IN KANDİL VE PKK’YA BOYUN EĞECEĞİNİ SANMIYORUM”

HPD Başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili “Kendisi karizmatik bir lider ve kendisinin AKP ile koalisyon kuracağını ben düşünemiyorum. Bu imkânsız. Ben kendisinin Kandil’in direktiflerine veya PKK’ya boyun eğeceğini de kesinlikle düşünemiyorum. Türkiye Cumhuriyeti çerçevesinde bağımsız bir Kürt politikası yapmak için şansının olduğunu düşünüyorum.” açıklamasında bulunan Steinbach, “Demirtaş’ın bir demokrat olduğunu ve HDP’nin gerçekten Türkiye’deki siyasi partiler kartını yeniden kardığını söyleyebilirim. Sürekli olarak Türkiye’deki problemin AKP’nin güçlü olduğundan değil muhalefetin güçsüzlüğünden kaynaklandığı söylendi. Şimdi ise açıkça görüldü ki mesafeli, demokrat bir muhalefet var. Demirtaş’ın ise hangi adımları atacağını göreceğiz.” diye konuştu.

Steinbach, şöyle devam etti: “Seçimlerin şu anlamının da olduğunu düşünüyorum: Yargının da artık devreye girerek AKP’nin baskıcı tedbirlerinin artık geçerli olamayacağıdır. Ve yargı devreye girerse bunun diğer bir anlamı da AKP’ye karşı yolsuzluk iddialarının da incelenecek olmasıdır."

Seçim sonuçlarının Alman-Türk ilişkilerine de büyük etkileri olacağını ifade eden Udo "Steinbach Erdoğan’ın hedeflediği Türkiye’deki otoriter yönetim şekli tabii ki Almanya ile Türkiye’nin daha fazla yakınlaşmasının önünde bir bariyer olarak duruyordu.” ifadelerini kullandı.