Türkiye’de basın özgürlüğüne yönelik baskılar Flaman Meclisi’nde gündeme geldi. Flaman Hükümeti Başbakanı Geert Bourgeois, “Temel hak ve özgürlükler noktasında Flaman ve Federal Hükümetin ve Avrupa Birliği’nin duruşu net. Avrupa Parlamentosu zaten büyük bir çoğunlukla kabul ettiği kararda Türk Hükümeti’ne temel özgürlüklere saygı duyulması gerektiği yönünde bir çağrı yaptı.” dedi.

14 Aralık medyaya darbe operasyonun ardından ağır yara alan Türkiye’deki basın özgürlüğü, Belçika’nın Flaman Meclisi’nde gündem oldu. Sosyalist Parti (sp.a) Milletvekili Tine Soens Flaman Hükümeti Başbakanı Geert Bourgeois’ya Türkiye’de gerileyen basın özgürlüğü konusunda Flaman Hükümeti’nin görüşünü sordu.

Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın da aralarında bulunduğu gazetecilere yönelik operasyona dikkat çeken Soens, “Üst düzey AB yetkililerinin Türkiye ile bağları yenilemek için Ankara’ya yaptıkları ziyaretten hemen sonra birçok gazeteci ve medya mensubu ulusal güvenliği tehdit ettiği kılıfıyla tutuklandı.” dedi.

14 Aralık Özgür Basına Darbe Operasyonu’nu kınayan Avrupa Parlamentosu kararına da atıfta bulunan Soens, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye basın özgürlüğü alanında elde ettiği kazanımları 14 Aralıkta olduğu gibi gazetecilere yönelik tutuklamalarla yok etmeme çağrısında bulunduğunu hatırlattı. Soens, Türkiye’de gerileyen basın özgürlüğü ve AB’nin tepkisi hakkında Flaman Hükümeti’nin görüşünü sordu.

Soens’un sorusunu cevaplayan Flaman Hükümeti Başbakanı Geert Bourgeois, öncelikle Avrupa Birliği’nden gelen tepkilere dikkat çekti ve ardından Flaman Hükümeti Medya Bakanı’nın Zaman Belçika’nın yeni Brüksel ofisini ziyaret ederek Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’nın gözaltına alınmasına verdiği tepkiyi hatırlattı. Medya Bakanı Gatz, Zaman Belçika’nın Brüksel’deki ofisine yaptığı ziyarette Ekrem Dumanlı’nın 2 makale ve bir haberden dolayı terör örgütü yöneticiliğinden suçlanmasına “idrak etmesi zor bir hadise” demişti.

Flaman Hükümeti’nin bu konuya ilişkin Türk Hükümeti ile iletişime geçmesi gerekmediğini düşünen Bourgeois, “Temel hak ve özgürlükler noktasında Flaman ve Federal Hükümetin ve Avrupa Birliği’nin duruşu net. Avrupa Parlamentosu zaten büyük bir çoğunlukla kabul ettiği kararda Türk Hükümeti’ne temel özgürlüklere saygı duyulması gerektiği yönünde bir çağrı yaptı.” dedi.

Meclis komisyonunda siyasi partileri temsil eden birçok milletvekili de Türkiye’nin basın özgürlüğü konusunda kötüye gittiğini ifade ettiler. Hristiyan Demokratlar Partisi (CD&V) Milletvekili Ward Kennes, “Hristiyan Demokratlar olarak Türkiye’deki gelişmelerden endişe duyuyoruz. Türkiye irtibat ve bağlantılarımızın güçlü olduğu bir ülke. Belçika’da aynı zamanda büyük bir Türk toplumu var. Türkiye ile hem ticari hem turizm alanında birçok ilişkimiz var. İnsan hakları her yerde önemli, fakat bu kadar ilişki içerisinde olduğumuz bir ülkede bu çok daha kaygı verici.” dedi.

Flaman İttifakı Partisi (N-VA) Milletvekili Manuele Van Werde ise yardımcısının Türkiye’de gazetecilik yaptığına dikkat çekerek, “Flaman Devlet Televizyonu’nda 12 yıl Türkiye muhabirliği yapmış olan yardımcım son yıllarda Türkiye’de gazetecilik yapmanın ne kadar zor olduğunu bizzat tecrübe etti. Önceden yerli gazeteciler tehdit ediliyordu son dönemde ise yabancı gazeteciler bile tehdit altında.” şeklinde konuştu.

Liberaller Partisi Milletvekili Herman De Croo da kaygılarını ifade etti fakat Türkiye’nin izole edilmemesi gerektiğini de savundu. Tecrübeli devlet adamı De Croo, “Türkiye’deki son gelişmelerden kaygı duyuyorum. Fakat Türkiye’nin kendini izole etmemesi için de dikkatli davranmamız gerekiyor.” dedi.