İpek Holding'e hukuksuzca kayyum atanmasına dünyanın en büyük basın meslek örgütü Dünya Gazeteler ve Haber Yayımcıları Birliği (WAN-IFRA) sert tepki gösterdi. WAN-IFRA'dan yapılan açıklamada, “Türkiye'de demokrasinin, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün korunmasını isteyenleri bu son gelişmeye karşı sesini çıkartmaya çağırıyoruz.” denildi.

120 ülkeden 36 bini aşkın medya kuruluşunun temsilcisi olan WAN-IFRA'nın basın özgürlüğü direktörü Andrew Heslop, “Basın özgürlüğünün pazarlığı yapılamaz. Bu değer çiğnendiği anda, toplumu kontrol etmek isteyenlerin eylemlerinin bizi nereye götürebileceğini kimse kestiremez.” dedi.

WAN-IFRA'dan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Bugün yaşanan gelişmeler çok endişe verici. Seçimlere giderken bağımsız basın ve farklı fikirleri kontrol altına almak amacıyla daha önceden planlanmış, hesaplanmış girişimlerin son halkasına şahitlik ediyoruz. Özgür basının devletin, teröristler ve suç çetelerinin saldırı ve tehdit korkusu altında yaşamadan işini yapabilmesinin önemini bundan daha açık ifade edemeyiz. Basın özgürlüğüne yönelik bu son saldırı hukuki normların hızla yok olduğunu ve sorunun basın özgürlüğünün de ötesine geçtiğini açıkça gösteriyor.

Devletin muhalif görüşlere yönelik bu eylemleri demokratik bir ülkenin tam kalbine yapılmış bir saldırıdır. Türkiye'deki gazetecilerin özgürlüğü WAN-IFRA'yı ve onun üyelerini uzunca bir süredir endişelendiriyordu. Ancak, bugün Türk basının birkaç yıldır uyardığı gibi, geniş anlamda toplumsal özgürlüklerin hızla gerilediğine şahitlik ediyoruz. Türkiye'de demokrasinin, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün korunmasını isteyenleri, bu son gelişmeye karşı sesini çıkarmaya çağırıyoruz. Sağlıklı bir demokrasinin temel unsurları olan bağımsız gazetecilik, eleştirel analiz ve karşıt fikirlere daha çok saygı duyulmasını talep etmeye çağırıyoruz. Ayrıca, Türkiye'nin Avrupalı ve küresel müttefiklerine bölgedeki çalkantılar nedeniyle ülkedeki basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü alanındaki temel sorunları göz ardı etmemesi çağrısını yapıyoruz. Basın özgürlüğünün pazarlığı yapılamaz. Bu değer çiğnendiği anda, toplumu kontrol etmek isteyenlerin eylemlerinin bizi nereye götürebileceğini kimse kestiremez.”