Edebiyat dergiciliği tarihte de zor ve meşakkatli bir uğraş idi, şimdi de zor ve meşakkatli bir uğraştır. Hele günümüzde bu kadar sanal bir hayata batmış iken, herşeyi adeta sanal ortamda bir tuşla halleder iken, kağıt ortamında basılan edebiyat dergileri ne kadar etkili olabilir ve hayatımızda ne kadar yer tutabilir?  Varın siz düşünün.
Evet, internet medyası ve internet yayıncılığı adeta her yeri kaplamış iken, kağıt ortamında basılan ve matbaadan taze taze çıkan edebiyat dergileri hâlâ varlar ve hayatımızdalar.
Bu dergilerden birkaçını ismen zikretmek ve o dergilerin yayıncılarını da anmak isterim. Kahramanmaraş’ta Alkış Dergisi ve yayıncısı Oğuz Paköz, yine Kahramanmaraş’ta Edebiyat Yaprağı Dergisi ve yayıncısı Ali Haydar Tuğ, Ankara’da Edebiyat Ortamı Dergisi ve yayıncısı Mustafa Aydoğan, Ankara’da Keyf-i Edebiyat Dergisi ve yayıncısı Şirin Kübra Yıldız, Kayseri’de Berceste Dergisi ve yayıncısı Vedat Ali Tok, Manisa Salihli’de Bizim Ece Dergisi ve Yayıncısı Ahmet Otman, nerede basıldığını ve editörlerini bilmediğim AşkınEHali,  Ay Vakti, Yedi İklim ve Şiir Vakti gibi dergiler bir anda aklıma geldi. Bu saydıklarım daha çok yöresel ve yerel özellikleri ağır basan dergiler. Bu dergilerden önce belki de, Türk Edebiyatı, Hece, Varlık, Yağmur, Türk Dili, TYB Akademi gibi geniş çaplı ve yüksek sesli edebiyat dergilerinden bahsetmek gerekir. Ancak bu son saydıklarım daha çok profesyonelce oldukları ve benim bu yazıda öne çıkarmak istediğim amatör ruhla ve binbir zorluklarla çıkartılan edebiyat dergileri olduğu için, daha çok yöresel ve yerel özellikleri ağır basan dergiler. Bu dergilerden önce belki de, Türk Edebiyatı, Yağmur, Hece, Varlık, Türk Dili, TYB Akademi gibi dergiler üzerinde durmuyorum ve Alkış, Edebiyat Yaprağı, Edebiyat Ortamı, Keyf-i Edebiyat, Berceste ve Bizim Ece gibi dergileri öne çıkartmak, bu ve buna benzer yerel ve amatör ruhla çıkartılan dergilerin yayıncı ve emeği geçenleri candan kutlamak istiyorum.
 Bu zikrettiğim isimlerden biri üzerinde biraz fazla durmak istiyorum. O da Bizim Ece Dergisi ve yayıncısı Ahmet Otman Bey’dir.
Bizim Ece Dergisini nasıl tanıdım? Önce onu izah edeyim.
Bizim Ece Dergisi Manisa Salihli’de 1990’lı yıllardan beri yayınlanan ve a tarihten beri karınca kararınca edebiyat ortamına katkı sağlayan bir dergidir. Ben de bu dergiyi ve derginin emektarlarını ve başta Ahmet Otman Beyefendi’yi bu sene tanıdım.
Manisa’da görev yaptığım bir sırada, Şair Yazar Sündüs Arslan Akça Hanımefendi, 11 Nisan 2015 günü, Bizim Ece Dergisi tarafından tertip edilen 12. Şiir Şöleni’nin Manisa İli Salihli İlçesine gerçekleştirileceğini belirterek davet etti. Ben de Manisa ile Salihli arası en fazla olsa olsa 70-80 km’dir, bir şiirsever olarak bu kadar mesafeyi göze alır ve şiir şölenine katılırım diye düşündüm ve o şölene gidip katıldım. Çok şükür ki katılmışım, hem güzel bir etkinlikte enfes şiirler dinledim ve hem de neredeyse 25 yıldır yayın yapan bir dergiyi, Bizim Ece dergisini tanımış oldum.
Bu derginin kısa geçmişi o şiir şöleninde anlatıldı. Mesela, bu derginin ilk sayılarının birkaç fotokopi kağıdından müteşekkil olduğunu, orada öğrenince çok duygulandım. Yani, edebiyat dergisi diye bastırılan birkaç fotokopi kağıdından bu günlere gelmek kolay olmamış. Edebiyat dergiciliği zor iş derken bunu kastediyorum.
Edebiyat dergileri, daha çok şiire ve sanata, edebiyata ve estetike merak ve ilgi duyanların okudukları dergilerdir. Ülkemizde şiire, sanata, edebiyata ve estetiğe ilgi ve merak duyanların sayısı ne kadar ki, edebiyat dergilerinin sayısı o olsun. Kısacası şunu söylemek istiyorum, Ülkemizde maalesef, insanlar edebiyat ve şiire çok fazla ilgi duymuyorlar. Bir eski ve duayen şairi bir şehirde yüz kişinin dahi dinlemesi başarı sayılırken, ismi daha yeni duyulan yeni yetme bir pop şarkıcısını o şehirde beş bin kişi dinleyebiliyor. Bunun örnekleri çoktur.
Evet, yazımızın sonunda edebiyat dergiciliğinin zor ve meşakkatli bir iş olduğunu, bunun fedakarlık ve gönüllülük gerektirdiğini ve kendisini bu hususta azimli ve sabırlı görenlerin başarıya ulaşacağını özellikle belirtmek istiyorum.
Güzel bir söz vardır: “Mermeri delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir. Edebiyat dergiciliğine başlayan her insan bu sözü kendisine rehber bellemeli ve yılmadan, dur durak bilmeden mücadele etmelidir. Aynı Manisa Salihli’de Bizim Ece Dergisini birkaç fotokopi kağıdı ile çıkartmaya başlayan ve artık Ulusal düzeyde bilinen bir Dergi ve Dergi adına tertip edilen Şiir Şölenlerine kadar varan bir seviyeye ulaşan Ahmet Otman örneğinde olduğu gibi.
Bir başka yazımda, Kahramanmaraşlı Hemşehrim Ali Haydar Tuğ ve Edebiyat Yaprağı Dergisi’ni de anlatırım İnşaallah. Edebiyat Yaprağı Dergisi de belli bir mücadele ve azmin eseridir.